Gündem
6 şubat depreminin 2. yılı
Türkiye, iki yıl önce Şubat ayında Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerle sarsıldı. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki bu sarsıntılar, Kahramanmaraş’ın yanı sıra Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ illerinde büyük hasara yol açtı. 53.537 kişinin hayatını kaybettiği bu felakette, yaklaşık 14 milyon insan doğrudan etkilendi. Türkiye, depremin ardından uluslararası yardım çağrısında bulunarak 4. seviye alarm durumu ilan etti. Ayrıca, ülke genelinde 7 gün süresince milli yas ilan edildi.
6 Şubat 2023 tarihinde, Türkiye’nin güney ve güneydoğu bölgelerinde meydana gelen iki büyük deprem, ülkemizi derinden sarstı. İlk olarak saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,8 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. Bu sarsıntının ardından saat 13:24’te Elbistan ilçesinde 7,5 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana geldi. Bu felaketler, “6 Şubat Depremi” olarak anılmakta ve Türkiye’nin yakın tarihindeki en yıkıcı doğal afetlerden biri olarak kabul ediliyor.
Depremin etkilediği bölgeler
Depremler, Kahramanmaraş başta olmak üzere Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Kilis ve Elazığ illerinde şiddetli şekilde hissedildi. Bu bölgelerdeki birçok bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Özellikle Hatay’ın Antakya ilçesi, Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçeleri ile Kahramanmaraş’ın merkez ve ilçeleri büyük yıkıma uğradı. Altyapı sistemleri de ciddi zarar gördü; elektrik, su ve doğalgaz kesintileri yaşandı. Yolların tahrip olması, arama kurtarma ekiplerinin bölgelere ulaşmasını zorlaştırdı.
Can kaybı ve yaralanmalar
Resmi verilere göre, Türkiye’de 50.783 kişi hayatını kaybetti, Suriye’de ise 8.476 kişi yaşamını yitirdi. Toplamda 122 binden fazla kişi yaralandı. Bu depremler, Türkiye’nin son yüzyılda yaşadığı en büyük can kayıplarından birine neden oldu. Birçok aile, sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşarken, binlerce insan da evsiz kaldı.
Arama kurtarma ve ilk müdahale
Depremin hemen ardından, AFAD, Türk Kızılay ve diğer sivil toplum kuruluşları hızla harekete geçti. Yurt içi ve yurt dışından gelen arama kurtarma ekipleri, enkaz altında kalanları kurtarmak için yoğun çaba sarf etti. Toplamda 35.250 arama kurtarma personeli, 141 helikopter, 182 uçak ve 23 gemi yardım faaliyetlerinde kullanıldı. Enkaz altından binlerce kişi sağ olarak çıkarıldı, ancak zorlu kış şartları ve artçı sarsıntılar çalışmaları olumsuz etkiledi.
Ulusal ve uluslararası yardımlar
Depremin ardından, Türkiye genelinde ve uluslararası arenada büyük bir dayanışma örneği sergilendi. Birçok ülke, arama kurtarma ekipleri gönderdi ve maddi destek sağladı. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yaklaşık 10 milyon depremzedeye yardım ulaştırdı. Bu yardımlar arasında sıcak yemek, gıda kolileri, hijyen kitleri ve barınma desteği gibi temel ihtiyaçlar yer aldı. Ayrıca, Türk Kızılay, depremden etkilenen 6 ilde yürüttüğü “Esnaf Destek Programı” kapsamında 3.585 küçük işletme sahibine toplam 98,9 milyon lira destek sağladı.
Ekonomik ve sosyal etkiler
Depremlerin Türkiye ekonomisine maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu rakam, Türkiye’nin bir yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yaklaşık %9’una denk gelmektedir. Bölgedeki sanayi tesisleri, tarım alanları ve ticaret merkezleri büyük zarar gördü. Birçok işletme faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı, bu da istihdam kayıplarına ve ekonomik durgunluğa neden oldu. Sosyal açıdan bakıldığında, depremzedeler psikolojik travmalarla mücadele etmekte ve normal yaşantılarına dönmekte zorluk çekmektedir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar, bu süreçten en çok etkilenen gruplar arasında yer almaktadır.,
Yeniden inşa ve geleceğe bakış
Depremin ardından, hükümet ve ilgili kurumlar, etkilenen bölgelerin yeniden inşası için kapsamlı planlar hazırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir yıl içinde 319.000 konutun teslim edileceğini taahhüt etti. Ancak, aradan geçen iki yıla rağmen, sadece 201.431 konut tamamlanabildi. Birçok depremzede hâlâ geçici barınma alanlarında yaşamını sürdürmekte ve kalıcı konutlarına kavuşmayı beklemektedir. Bu durum, yeniden inşa sürecinin hızlandırılması ve afet yönetimi konularında daha etkin stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Toplumsal dayanışma ve sivil toplumun rolü
Depremin ardından, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler, depremzedelere destek olmak için seferber oldu. İyilik Öncüleri Derneği gibi kuruluşlar, hızlı bir şekilde bölgeye ulaşarak gıda, giyecek ve hijyen malzemeleri dağıttı. Ayrıca, psikososyal destek programlarıyla depremzedelerin moral ve motivasyonlarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Bu tür girişimler, toplumsal dayanışmanın ve birlikteliğin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş