#

Genel

Seçil Erzan’ın 4 ayrı davası, ana davayla birleştirildi

Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan hakkında açılan 4 yeni dava, ana dava dosyasıyla birleştirildi.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan, hakkında açılan 4 yeni dava çerçevesinde hakim karşısına çıktı. İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmalarda tutuklu sanık Seçil Erzan ve taraf avukatları hazır bulundu.

“Toplamda 2 milyon 230 bin dolar para verdi, 635 bin dolar faiz aldı”
Sanık Seçil Erzan’ın müşteki Atilla Baltaş’a yönelik eylemleri gerekçesiyle görülen davada savunma yapan Erzan, “Atilla Baltaş’ı hiçbir zaman dolandırmadım. Florya şubesine tayinim çıktığında ödeme yapmam gerekiyordu. Atilla Baltaş’ın da işletmesi vardı. Ondan yardımcı olması konusunda destek istedim, Bana parayı bulabileceğini söyledi. 300-400 bin lira para yolladı. Ben de parasını gecikmeli de olsa kendisine ödedim. 2020 yılına kadar aramızda para alışverişi olmadı. 2020 yılında faizle ödemem şartıyla bana 250 bin dolar verdi. Ben bu parayı faiziyle birlikte toplam 650 bin dolar ödedim. Bu ödemenin ardından Atilla Baltaş bana ‘dövizci’ dediği kişiden 250 bin dolar getirdi. Ben yine 650 bin dolar karşılığında parayı kendisine ödedim. Sonrasında tekrar para alışverişi oldu. Atilla Baltaş bana toplamda 2 milyon 230 bin dolar para verdi. Kendisi benden 635 bin dolar faiz aldı” dedi.

“O çanta bana çipli geldi”
Savunmasına devam eden sanık Erzan, “Bankanın verdiği çanta mavi olandı. O çantanın Semih Kaya’ya da gösterilmesini istiyorum. Özellikle çantayı geri istedim ama bana gelmedi. O çanta bana çipli geldi. Semih Kaya beni Bodrum dönüşü aradı. Çantada çip olduğunu söyledi. Ben bankanın koyduğunu düşündüm. O çantayla önceki sefer Atilla Baltaş’a para vermiştim. O gece Atilla Baltaş’ı aradım. Bana ‘çocuklar karıştırıp koymuştur’ dedi. Çanta mutlaka bankadan getirtilebilir. Semih Kaya çip olup olmadığını tanır. Atilla Baltaş, bana yapılan eziyetleri gördüğü için maddi ve manevi destek sağladı. Bana, ‘paraları daha sonra senden alırım, senin paran benim param, sonra sen bana ödersin’ diyordu. Merve ve Tanın bana küfür ediyor, Süleyman Aslan tehdit ediyordu. Ben de yapılan eziyetleri Atilla Baltaş’a anlatıyordum. Atilla Baltaş bana, ‘benimle gel’ dedi. Cizre’ye gitmem için bana bilet aldı. Ben havalimanına geldim. Aynı uçakla gitmemizin sorun olacağını söyledi. Ben de geri döndüm, gitmekten vazgeçtim” ifadelerini kullandı.

“Fatih hoca fondan para çekti onu tamamlamam lazım diyordu”
Müşteki Atilla Baltaş ise ifadesinde, hayatı boyunca faize para yatırmadığını belirterek, “Eş, dosttan para alarak Seçil’e verdim. Bana ‘Fatih Terim para çekecek onu döndüremiyorum’, ‘Fatih hoca fondan para çekti onu tamamlamam lazım’ diyordu. Ben de 3 çanta içerisinde 2,5 milyon dolar parayı kendisine verdim. Bunları fon adı altında bana verdi. Ben hayatımda fon getirisinin ne olduğunu bilmem. Fon sisteminin nasıl çalıştığını Seçil’in kendisi bize anlatıyordu. Toplam zararım 5 milyon 420 bin dolardır. Seçil her şekilde beni insanlara borçlandırdı ve oyalama taktiğini uyguladı” dedi.
Müşteki Baltaş’ın ifadesinin ardından sinirlenen Erzan, ‘yalan söylüyor’ diyerek mahkemede bağırdı.

“Merve 900 bin dolar, Tanın 500 bin dolardan fazla para aldı”
Sanık Erzan daha sonra müştekiler Tanın Yılmaz ve Merve Yılmaz’a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. 3. davada müştekiler Tanın ve Merve Yılmaz mahkemeye katılmadı. Savunma yapan Erzan, müştekilerin kendisinden hiçbir şekilde alacakları olmadığını belirterek, “200 bin liralarını benim hesabımda değerlendirmem karşılığında verdiler. Merve 900 bin dolar, Tanın 500 bin dolardan fazla para aldı. Tanın özel bankacılıktan para çektiğini sandığını söylüyor. O bunu bilmeyecek biri değil” şeklinde konuştu.

“Fatih Terim beni arayarak, ‘Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan aynı şekilde Nur’a da kazandır’ dedi”
Son olarak görülen 4. davada ise sanık Erzan, müştekiler Ömer Kahraman, Volkan Bahçekapılı ve Mert Zeydanlı ile müşteki sanık Nur Erkasap’a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. Sanık Erzan savunmasında, “Nur Erkasap bana Fatih Terim’in yönlendirmesiyle geldi. Fatih Terim beni arayarak, ‘Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan aynı şekilde Nur’a da kazandır’ dedi. Dönem dönem küçük miktarlar ödedim, ana parası tamamlansın diye Volkan Bahçekapılı’nın parası onun hesabında kaldı. O dönemde hoca gayrimenkullerini satamıyordu. Bunları satabilmek için Ömer Kahraman, Nur hanımın hesabına para gönderdi. Hocanın, Ömer’in para gönderdiğinden haberi yok. Mert Zeydanlı’nın parası da hocanın gayrimenkullerini satabilmek içindi. Ben de Nur hanıma ‘hoca para bulamıyor, ben para buldum, bu senedi imzalar mısın’ dedim. O da ‘tamam’ dedi. Kafede üçümüz otururken Nur hanım imzaladı” diye konuştu.

“Fatih terim fonu diye değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi”
Müşteki sanık Nur Erkasap ise savunmasında, “Seçil hanıma güvenerek 500 bin dolar verdim ve ara ara ödemeler yapıldı farklı miktarlarda. Toplamda 80 bin dolar aldım. Volkan Bahçekapılı beni aradı ‘Nur abla senin hesaba para göndereceğim, bunu Seçil’e iletir misin’ dedi. Bunu sorgulamadım aynı aileden olduğumuz için. Fon olayında bir açık oluyormuş bunun kapatılması için paraya ihtiyaç varmış, bana söylenen şuydu bu açığı kapatmalıyız ki senin açığı kapatabilelim. Mert Zeydanlı’dan para bulmuş ve senet imzalamış. Bana da söyleyince ben de paramı kurtarmak adına düşünmedim senedi imzaladım. Bana ayrıca Fatih terim fonu diye değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi. Ben Fatih Terim fonu olduğunu basından öğrendim” ifadelerini kullandı.

4 dava da ana dava dosyasıyla birleştirildi
Mahkeme, görülen 4 davanın ardından tüm dosyaların ayrı ayrı ana dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetti. Ana davanın görülmesine ise 15 Kasım tarihinde İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam edilecek.