#

Ankara

Meme kanserine karşı sofranızı 10 adımda güçlendirin

Medicana International Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, dünyada kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserine karşı beslenmede 10 öneriyi sıraladı.

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Tedavi sürecinin yanı sıra, hastaların yaşam kalitesini ve genel sağlık durumunu destekleyecek en önemli faktörlerden birinin doğru beslenme olduğunu kaydeden Medicana International Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sena Nur Doğan, meme kanserinden korunmak ve tedavi sürecini daha etkili geçirmek için beslenmeye ilişkin 10 öneride bulundu. Doğan, dengeli ve çeşitli beslenmenin önemine vurgu yaparak, “Beslenme düzeninizde çeşitli gıda gruplarına yer vermek, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri almanızı sağlar. Sebze ve meyveler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve protein kaynaklarına (baklagiller, yağsız etler) yer vermek önemlidir” ifadelerini kullandı.
Antioksidan zengini gıdaların tanınması ve her öğüne eklenmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Doğan, “Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önleyen ajanlardır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, narenciyeler, aronya, yaban mersini, böğürtlen gibi kırmızı renkli meyveler, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar antioksidan açısından zengindir. Bu besinleri günlük diyetinize eklemeye özen gösterin” dedi.
Doğan, lifli gıdaların artırılması gerektiğini ifade ederek, “Lifli gıdalar, sindirim sağlığını ve vücut ağırlığı dengenizi destekleyerek kanser riskini azaltmada size destek olur. Tam tahıllar, baklagiller, sebzeler ve meyveler, lif alımınızı artırmanın en iyi yollarıdır” diye konuştu.
Omega-3 yağ asitlerinin iltihaplanmayı azalttığını ve kalp sağlığını desteklediğini kaydeden Doğan, balık, chia tohumu ve cevizin omega-3 açısından zengin gıdalar olduğunu belirtti. Yağ kaynaklarına ve miktarlarına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Doğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Yüksek yağ tüketimi obeziteyi desteklemektedir. Menopoz sonrası kadınlarda obezite ile meme kanseri arasında güçlü bir bağlantı bulunmaktadır. Meme kanserine karşı yağ çeşitlerinizi bitkisel yağlardan (zeytinyağı, ceviz yağı, avokado yağı vb.) yana kullanmalı ve miktarına dikkat etmelisiniz. Tereyağı, kaymak, kuyruk yağı gibi doymuş yağ içeriği yüksek kaynakların tüketimini sınırlamalısınız.”
Şeker ve işlenmiş gıdalardan mutlak suretle kaçılmasını tavsiye eden Doğan, “Aşırı şeker tüketimi ve işlenmiş gıdalar, obezite riskini artırarak meme kanseri gibi hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Bu nedenle şekerli ve işlenmiş gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Aldığınız paketli ürünlerin içeriğini mutlaka okumalı; glikoz şurubu, früktoz şurubu, şeker içeren ürünler yerine meyve ile tatlandırılan ürünleri tercih etmelisiniz” açıklamasında bulundu.
Kırmızı et ve işlenmiş et tüketiminin sınırlanması gerektiğini söyleyen Doğan, “Sık sık kırmızı et ve işlenmiş et tüketmek vücudunuzda serbest radikal üretimini artırarak meme kanseri geliştirme riskinizi yükseltebilmektedir. İşlenmiş etler arasında jambon, sosis, pastırma, sucuk bulunmaktadır. Kırmızı et ve işlenmiş etler yerine bitkisel protein kaynakları olan kurubaklagillere, balık-hindi gibi beyaz et kaynaklarına yönelebilirsiniz” tavsiyesinde bulundu.
Diyetisyen Doğan, alkol tüketiminin sınırlanmasının meme kanseri riskine karşı faydalı olabileceğini kaydetti. D vitamini seviyelerinin kontrol ettirilmesi gerektiğini dile getiren Doğan, “Dolaşımdaki düşük D vitamini seviyeleri ile meme kanseri riski arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Düzenli kan tahlillerinizi yaptırmayı ve sağlık uzmanınıza danışmayı unutmayınız” dedi.
Doğan, vücut ağırlığı denetiminin çok önemli olduğu ifade ederek, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Obezite, vücutta daha fazla yağ dokusu anlamına gelir. Yağ dokusu, östrojen gibi hormonların üretimini artırabilir. Özellikle post-menopozal kadınlarda yüksek östrojen seviyeleri, meme kanseri riskini yükseltir. Aşırı vücut ağırlığı, vücutta iltihabi süreçlere neden olabilir. Bu durumlar, kanser gelişimini teşvik eden bir mikro ortam oluşturabilir. Vücut ağırlığının artmasına sebep olabilecek basit karbonhidratlar (beyaz ekmek ve hamur işleri), rafine şeker içeren ürünler, yüksek yağlı gıdalar, kremalı ve soslu gıdaların tüketimini sınırlamak ve sağlıklı bir vücut ağırlığı dengesi sağlamak için beslenme uzmanınızdan destek almalısınız.”