Siyaset
Perinçek’ten HDP yorumu: “Kapatma davası açılmalı”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, iki HDP’li ismin milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili olarak “PKK terör örgütüne üyelik suçundan hüküm giyen iki sözde vekil artık Meclis’te oturamayacak. Bu bir başlangıçtır” dedi. Perinçek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP hakkında kapatma davası açması gerektiğini söyledi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Yargıtay tarafından kesinleşen cezalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda okunması sonucu HDP’liler Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliğinin düşürülmesini değerlendirdi.
Kişisel Twitter hesabında açıklamalarda bulunan Perinçek, ‘PKK/HDP terör örgütünü bitirmede yeni aşama’ başlığıyla yaptığı paylaşımlarda şunları kaydetti:
“PKK-HDP’li iki ismin milletvekilliklerinin düşürülmesiyle yeni bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. TSK’nın, Polisimizin ve Köy Korucularımızın başarılarından sonra, şimdi PKK’nın yasal düzlemdeki örgütlenme olanakları temizlenecektir.
Bu aşama, terör örgütünün ele geçirdiği belediyelere kayyum atanmasıyla başlamıştı. Ancak PKK’nın Meclisten temizlenmesi, teröre karşı mücadelenin kesin sonuca ulaştırılması için şarttır. Halk, ‘Meclis’te PKK istemiyoruz’ sloganıyla yıllardan beri bu zorunluluğu dile getiriyor.
HDP diye PKK’dan ayrı bir örgüt yoktur. Tek bir örgüt var. Ve bu örgütün başı, kolları ve ayakları var. HDP, PKK’nın programına ve amacına bağlıdır. HDP, PKK’nın emri altındadır, PKK örgütlenmesi içindedir. HDP, PKK’nın eylem planı içinde çalışır.
PKK, iki ayakla yürür. Bir ayak silahlı PKK’dır. Diğer ayak, silahlı PKK’nın emri altında yasal olanakları kullanan bölücü terör örgütlenmesidir. Her iki ayak, aynı başın emrindedir. Baş her canlı ve örgütsel organizmada olduğu gibi bir tane. El ve ayaklar ise birden fazladır.
PKK’nın belediyelerden ve Meclis’ten temizlenmesi, öncelikle vatan bütünlüğünün ve yurtta barışın gereğidir. Güvenlik güçleri PKK’nın bir ayağını kırıyor, ama belediye ve Meclisteki ayağını kırmazsak, terörü bitiremeyiz, vatanı bütünleştiremeyiz, yurtta barışı sağlayamayız.
Hukuk nedir, bilen bilmeyen konuşuyor. CHP-HDP/PKK İttifakı ve diğer yandaşları, vatan bütünlüğü ve yurtta barıştan bağımsız bir hukuk ve yargı icat etmeye kalktılar. Hukuku devlet yapar ve devlet yaptırımıyla uygulanır. Hukuk, devletin program ve siyasetinin emrindedir.
Hukuk da, yargı da devlet bütünlüğünün ve yurtta barışın emrindedir. Devletin ve ülkenin bütünlüğüne muhalif bir hukuk ve yargı, dünyanın hiçbir yerinde olamaz! Başka deyişle Bölücü Terörü koruyan bir hukuk ve yargı yoktur ve olamaz.
Temel hak ve özgürlükler vatan bütünlüğü içinde ve terörün bulunmadığı bir ortamda var olabilir. Hukuk devleti ilkesi vatan bütünlüğü ve yurtta barış içindir. Devlet, hukuk devleti ilkesiyle kendi işlevini yerine getirmek için kendi koyduğu kurallara bağlılık güvencesi verir.
Hukuk devleti, bu açıdan en başta devlet ve millet bütünlüğüne ve yurtta barış ilkesine bağlılıktır. Hiçbir kurumun, örgütün, partinin ve vatandaşın o kurallara karşı faaliyet özgürlüğü yoktur. Olursa, ne devlet kalır, ne hukuk kalır, ne de hukuk devleti kalır!
CHP ve HDP/PKK sözcüleri, PKK belediyelerini ve Meclisteki PKK’yı korumak için milli irade kavramına sarılıyorlar. Milli irade, devlet halinde örgütlenmiş milletin iradesidir. Teorik bir varsayım olarak kabul edilir. Millî irade, milleti ve devleti bölmenin iradesi değildir.
Türk Devletinin yargısı, o sözde milletvekillerini bölücü terör suçundan mahkum ederken, onların milli iradeyi temsil edemeyeceklerine de karar vermiştir. Milli irade gibi Türk devriminin getirdiği demokratik kurum, bölücü terör örgütünü desteklemek amacıyla kullanılamaz!
Bölücü terör suçundan hükümlü iki şahsın milletvekilliklerinin düşmesi, Meclis’in kararı nedeniyle değildir. Yasama organının böyle bir yetkisi yoktur, TBMM yetkisi dışına çıkmış değildir. Yargının hükmü, anayasa gereği Meclis’te okunmuştur ve yasal süreç tamamlanmıştır.
‘Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları beklenmeliydi’ gibi hukuk dışı iddialar var. Bilgisizlikten geliyor. Anayasa Mahkemesi’nin ve AİHM’nin Yargıtay’ın kesinleşen hükmünü kaldırma yetkileri bulunmuyor. Türkiye’de hiç kimse Türk yargısını bertaraf etme şansına sahip değildir.
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru konusunda alacağı karar, Anayasaya uygunluk konusunda bir saptama kararıdır, Yargıtay’ın hükmünü değiştirme kararı değil. AİHM kararının Yargıtay Kararını kaldırma veya değiştirme yetkisi yoktur.
Türk yargısı FETÖ ve PKK’nın üzerine yürüyor. Yargı altın çağını yaşıyor! PKK terör örgütüne üyelik suçundan hüküm giyen iki sözde vekil artık Meclis’te oturamayacak. Bu bir başlangıçtır.
Yargıtay’ın kesinleşmiş kararı aynı zamanda HDP’nin bölücü faaliyetlerin odağı haline geldiğini gösteren son kanıttır. PKK, hala Meclis’tedir. Bu karardan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorumluluğu, HDP hakkında kapatma davası açmaktır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş