Bursa
Bursa’da darbe girişiminin seyrini değiştiren komutan konuştu
FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz 2016 gecesi, 81 ilde görevlendirilen sıkıyönetim komutanlarının listesinin ele geçirildiği ve ilk gözaltının yapıldığı Bursa’da, darbeci Albay Yurdakul Akkuş’u sürükleyerek nizamiyenin dışına çıkaran dönemin İl Jandarma Garnizon ve Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, o gece yaşananları anlattı. Saldık, “36 yıl devletimin ekmeğini yedim. 36 yılın sonunda devletim bana ihtiyaç duyduğu anda, sonumun ne olacağını düşünmeden, vurduğum yumruklarla darbe girişimini önledim” dedi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi Bursa’ya sözde sıkıyönetim komutanı olarak atanan Albay Yurdakul Akkuş, İl Jandarma Komutanlığı’na gelip tüm ilçelere telsiz üzerinden askerlerin silahlanarak sokağa çıkması emrini verdi. Dönemin Bursa Jandarma Garnizon ve Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, kalkışma söylentilerini duyup, İl Jandarma Komutanlığı’nın nizamiyesine geldi. Tümgeneral Seyfullah Saldık, burada darbeci Albay Akkuş ile karşı karşıya geldi. Saldık, önce yanına gelen darbeci uzman çavuşu yumrukladı, ardından da Yurdakul Akkuş’u sürükleyerek nizamiyenin dışına çıkardı. Tümgeneral Saldık, askerleri, Osmangazi İlçe Jandarma Komutanlığı’na kaçan Akkuş’un peşinden gönderdi. Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine de haber veren Tümgeneral Saldık, darbeci Albay Akkuş’u gözaltına aldırdı.
2000 yılında katıldığı operasyonda teröristlerin açtığı ateşle helikopterin düşmesi sonucu gazi olan Saldık, 15 Temmuz gecesi de Bursa’da darbe girişiminin seyrini değiştirdi.
‘BEN VATANIMIN, MİLLETİMİN EMRİNDEYİM’
Darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçerken, Seyfullah Saldık, o gece yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. Kalkışma söylentilerini duyunca harekete geçtiğini belirten Saldık, “Emri duyar duymaz, bu emri kabul etmeyeceğimi söyledim. Garnizona geldiğim gibi nizamiyeyi kapattırdım. Valiyi arayarak, ‘Sayın valim, nizamiyeye emir verdim. Nizamiyeyi kapattım. Ben asla buna müsaade etmem. Vatanın, milletin, sizin emrinizdeyim’ diyerek duygularımı ifade ettim. 23.25 gibi nizamiyeye gittim. Hemen Jandarma Özel Harekat (JÖH) ekiplerine seslendim. Gittiğimde nizamiyede 5-6 kişi vardı. Oradaki askerlere, ‘Bir emir gelmiş. Bu emir kanunsuzdur. Ben buna uymam. Ben vatanımın, milletimin emrindeyim. Bu ihanetin parçası olmam. Yasal komutanınız benim. Sakın yanlış yapmayın’ diye bağırdım. O sırada silahlıkta bir hareketlenme gördüm. Can havliyle, ‘Kimse silah almayacak. Garnizon içerisinde kimseye silah verilmeyecek. Kimse toplaşmayacak ve JÖH taburunu desteğe çağırın’ dedim. Bu konuşmanın ardından komutanlık binasına doğru yürüdüm. O sırada önüme biri geldi. Bana, ‘Komutanım, sıkıyönetim komutanı Yurdakul Albay’ın emri var. Odanıza gidecek, başka bir yere girmeyeceksiniz’ dedi. O an kendimi kaybettim. Ben de kendisine, ‘Ne sıkıyönetimi, ne emri? Ben az önceden beri ne konuşuyorum. Bana açıkça darbe emrine uyduğunu ve darbeci albayın emrini iletiyorsun. Ne emri, ne sıkıyönetimi’ dedim ve kendisine yumruk attım. Yerde de tekmeledim. Herkesin gözü önünde oldu. Ben bunun bireysel bir eylem olduğunu sandım, ama eylem planlıymış” ifadelerini kullandı.
‘CESEDİMİ ÇİĞNEMEDEN İÇERİ GİREMEZSİN’
Nizamiyeye geldikten sonra darbeci Albay Yurdakul Akkuş ile karşılaştığını belirten Saldık, şöyle devam etti;
“Yurdakul Albay’ı gördüğümde, ‘Sen kim oluyorsun da bana emir gönderiyorsun’ diyerek üzerine yürüdüm. Yumruk atmaya çalıştım ama kendini geri doğru çekerek kaçtı. İleride merkez komutanlığının küçük binasına doğru kaçtı. Kaçınca ‘yakalayın’ diye bağırdım. Peşinden koştum, darbeci albayı yakaladım. İki elimle iki yakasına yapışarak nizamiyeye getirdim. Sürükleyerek darbeci albayı dışarı attım. Büyük bir yorgunluk, yüksek tansiyonla nizamiye demirlerine yaslandım. Bu şekilde emir komutayı ele geçirdim. Orada 4-5 dakika dinlendim. Sonra darbeci albay tekrar içeri girmek için nizamiyeye yöneldi. Kendisine, ‘Cesedimi çiğnemeden içeri giremezsin’ dedim. Saat 23.40’ta Bursa Jandarma Garnizonu’nun önüne darbeci albayın çağrısına uyan 300 rütbeli toplanmış. Süratle gelip verdiğim bu mücadeleyle, meğer yarım saattir devam eden, silahlı boyuta ulaşmış eylemleri kestim. Ardından bağırdım; ‘Ben haram lokma yemedim. Vatanıma, milletime ihanet etmem. Gelen sıkıyönetim emrini tanımıyorum. Ben emri Cumhurbaşkanımdan, Genelkurmay Başkanımdan alırım. Dağılın’ dedim. Hemen ardından döndüm, JÖH’e emir verdim, ‘Zorla girmeye kalkan olursa ateş edin, vurun’ dedim. Bu iradeyi gösterdim. Bu mücadeleyi yaptım. Sonra döndüm makama gittim. Nöbetçilerden biri, ilçelere darbe emrinin gönderildiğini söyledi. O zaman darbeci albayın fiili darbe yaptığını fark ettim.”
ÇANTASINI TESLİM EDİP, GİRİŞİMİNİN BASTIRILMASINA KATKI SUNDUM
Darbe girişimini öğrendiği andan itibaren 7 dakika içerisinde hazırlanıp evden çıktığını belirten Saldık, “Devletimizin makamları, illerdeki gerçek sıkıyönetim komutanı denen darbe liderlerini öğreniyor ve onlara yönelik tek tek gözaltı operasyonları yapıyor ve bu şekilde darbe girişiminin beli kırılıyor. Ben Tümgeneral Seyfullah Sadık ve Jandarma Bölge Komutanı olarak, garnizondaki darbeyi önlediğim gibi ısrarla gözaltı kararı aldım, polise darbeci albayın çantasını da teslim ederek Türkiye’deki hain darbe girişimin bastırılması anlamında büyük bir katkı sundum. 36 yıl devletimin ekmeğini yedim. 36 yılın sonunda devletim bana ihtiyaç duyduğu anda 7 dakikada evden çıkarak, sonumun ne olacağını düşünmeden, vurduğum yumruklarla canımı ortaya koyarak darbe girişimini önledim” diye konuştu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş