Ekonomi
10 maddede Dolar neden yükseliyor
Yılbaşına göre yüzde 38 değer yitiren dolar/TL’yi 8.19’un üzerine kadar taşıyan 10 önemli gelişme mevcut. Dövizdeki dalgalanmada teknik sebepleri dışında en önemli etken artan dış siyasi tansiyon. Faiz kararı konusunda eleştirilen Merkez Bankası’nın döviz rezervinin azalmış olması ve devam eden cari açık arka planda doların yükselmesine zemin hazırlayan unsurlar arasında yer alırken başta ABD ve Avrupa ülkeleri ile yaşanan politik çatışmalar kurdaki hareketliliğin en önemli etkenleri olarak gösteriliyor. COVID-19 salgınında gelinen nokta da ekonomiye etkileri düşünüldüğünde dolardaki artışı körükleyen maddeler arasında.
HaberTürk yazarı Rahim Ak’ın haberine göre;
Geçtiğimiz hafta perşembe günü Merkez Bankası’nın beklenen faiz artırımını yapmaması sonrası düştüğü 7.79 seviyesinden o günden sonra sürekli yükselen dolar/TL dün 8.19’u görerek 6 günde yüzde 5 tırmanmış oldu.
Dolar/TL böylece yılbaşındaki 5,9489’lu seviyeye göre yüzde 38 değer kazanmış oldu. Euro’da da Türk Lirası’nı karşı benzer trend var. Ayın zamanda Türkiye’nin iki yıl vadeli hazine tahvillerinin bileşik faizinin yüzde 13.91’den yüzde 14.18’e yükseldiğini, 5 yıl vadeli kredi temerrüt takası (CDS) priminin 535 puana çıktını da hatırlatalım.
Peki ne oluyor bugünlerde dövize?
İLK SIRADA YAPTIRIM KORKUSU VAR
Elbette böylesine önemli yükselişe herkes kendince bir neden bulmaya çalışıyor ancak öyle anlaşılıyor ki neden tek değil. Piyasa uzmanlarının da üzerinde birleştiği tam 10 gerekçe dövizin ateşinin yükselmesini sağlıyor diyebiliriz. Tabii ki bunlardan bazıları öncelikli. Dövizdeki dalgalanmada teknik sebepleri dışında en önemli etken artan dış siyasi tansiyon. ABD ve Avrupa ülkeleri ile yaşanan politik çatışmalar kurdaki hareketliliğin en önemli etkenleri olarak gösteriliyor. Özellikle de batılı ülkelerin ‘yaptırım’ söylemleri piyasalarda yatırımcıyı tedirgin ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye seslenerek CAATSA yaptırımlarıyla ilgili ‘Yaptırımın neyse geç kalma yap’ söylemi olası yaptırımlar ile ilgili yatırımcıda endişeyi artıran unsurlar arasında yer aldı. S-400 füze savunma sistemleri konusunda Türkiye-ABD geriliminin tırmanmış olması da bu kaygıyı artırdı. Diğer yandan ABD seçimlerinde Türkiye karşıtı olarak değerlendirilen Joe Biden’in Türkiye’ye yaptırımları ağırlaştırabileceğine dair beklentiler de endişeleri artırıyor. Bazı uzmanlar ise Biden’in Donald Trump’ın tersine sürpriz kararları olmayacağı için piyasalara istikrar getireceğini düşünüyor.
SANKİ TARİH TEKERRÜR EDİYOR
İkinci sırada Merkez Bankası’nın geçen hafta beklenen faiz indirimini yapmaması yer alıyor. Ağustos 2018’de benzer şekilde piyasa beklerken Merkez faiz artırımına gitmemişti. Bunun yanı sıra ABD ile rahip Brunson krizi vardı. Şimdi yine Merkez Bankası aynı hareketi yaparken ABD ile S-400 anlaşmazlığı ve Azerbaycan’ın topraklarını kurtarmak için yaptığı operasyona tam destek veren Türkiye’nin artan yaptırım riski piyasaları geriyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in gerekirse Türk F16’larının Azerbaycan semalarında görülebileceğine dair açıklaması Batı ile Türkiye’nin Karabağ konusundaki anlaşmazlığının uç noktaya gelmiş olduğunu ortaya koydu. Sanki 2018 Ağustos’unun kötü bir tekerrürü gibi. Diğer yandan yine çıkış noktası Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarını kurtarmasına verilen destek olan Fransa ile olan gerginliğin Avrupa’ya yapılan ihracata kötü yansıyabileceği endişesi mevcut. Siyasetin dövizin geldiği noktaya etkisine bir örnek de Körfez ülkelerinin Türk mallarına uyguladığı boykot. Bu durumun da ihracatı olumsuz etkileyeceği düşünülüyor.
2 AYDA 10.6 MİLYAR DOLAR ÖDEME VAR
Şimdi gelelim ekonomik etkilere. Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervinin son 1 yılda yüzde 42 azalma ile 81.2 milyardan 42,8 milyar dolara inmiş olması bir risk unsuru olarak görülüyor. Bunun yanında devam eden ve yapısal sorunlar nedeniyle devam etmesi beklenen cari açık arka planda doları destekleyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Özel sektörün yurtdışı döviz borçlarından önümüzdeki 2 ayda 10 ve 1 yılda 42 milyar dolar borç ödemek zorunda olması nedeniyle döviz alımları da azımsanmayacak bir yere sahip.
PANDEMİ EKONOMİLERİ VURUYOR
Dövizdeki yükselmenin nedeni olarak çok ilginç bir neden daha gösteriliyor. Geçen hafta ekonomi ile ilgisi olmayan bazı köşe yazarlarının rekabetçi kur söylemi ile zayıf Türk Lirası’nın ithalatı azaltıp ihracatı destekleyeceği yönünde yazdığı yazıların hükümetin bundan sonra Türk Lirası’nı korumayacağı intibası yarattığı ve bu nedenle bazı şirket ve vatandaşların döviz alımına neden olduğu iddia ediliyor. Pandeminin giderek tüm ülkelerde ikinci dalga olarak adlandırılan yükselişi ise tüm ekonomileri ve tabii ki Türkiye’yi de olumsuz etkiliyor.
İŞTE DÖVİZİ KÖRÜKLEYEN 10 NEDEN
1-Merkez Bankası’nın yatırımcıların beklediği düzeyde faiz artırımı yapmamış olması.
2- Kimi medya kuruluşlarında son dönemde artan ‘rekabetçi kur’ modeli söylemi.
3-Artan dış siyasi tansiyon. ABD ve Avrupa ülkeleri ile yaşanan politik çatışmalar ve yaptırım söylemleri.
4-ABD seçimlerinde Türkiye’ye ağır yaptırımlardan yana olan Joe Biden’in kazanma ihtimalinin artması.
5-Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in gerekirse Türk F16’larının Azerbaycan semalarında görüleceğini açıklaması
6-Fransa’ya yapılan boykot çağrısı sonrası Avrupa’ya yapılan ihracatta sıkıntı olabileceği endişesi.
7-Körfez ülkelerinin Türk mallarını boykot etmesi nedeniyle bu ülkelere ihracatın azalması beklentisi
8-Pandeminin giderek tüm ülkelerde ikinci dalga olarak adlandırılan yükselişi
9-Merkez Bankası’nın geçtiğimiz 1 yılda brüt döviz rezervlerinin yüzde 47 azalmayla 42 milyar dolara inmesi. Cari açığın yapısal olarak devam etmesi nedeniyle rezervlerdeki erimenin devam edeceği beklentisi.
10-Özel sektörün yurtdışında aldığı döviz borçlarının vadesi gele tutarının önümüzdeki 2 ayda 10.6 ve 1 yılda 42 milyar dolar olması.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş