Bursa
Bakan Koca’dan Bursa’da sağlıkta şiddet açıklaması
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Cerrahın elini kesmeye, nöroloğa yumruk atmaya cüret eden psikopatlar, kurallara uymayan sosyopatlar yargı tarafından anında tutukevine sevk edilecekler” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile bir araya geldi.
Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetten, özlük haklarından, ücretlere kadar birçok konuyu ele alan Koca, “Temel sorunlarımız 5 başlık altında toplanıyor: Mesleğin saygınlık kaybı, şiddet, Malpraktis; ücret başta olmak üzere özlük hakları ve çalışma ortamı kaynaklı olumsuzluklar. Soruların önünü açmak ve atılan adımları anlatmak için bunları kısa kısa ele alacağım: Mesleğimizdeki saygınlık kaybı, saydığım diğer sorunlarla iç içe olan bir sorun. Fakat onlarla sınırlı değil. Bu konuda arkadaşlarım beni bir sosyoloji doktorası çalışmasından haberdar ettiler. Çalışmanın özetinde, yakın dönemlerde üç mesleğin saygınlık kaybına uğradığı söyleniyor: Mimarlık, avukatlık ve hekimlik. Hekimlikteki saygınlık kaybı, son birkaç yılın meselesi değil diyor araştırmacı. Çalışmada doğrusu düşündürücü bulduğum bir ana tez var; bugünün genç hekimleri diyor, bu araştırmacı, tıbbiyeye eski kuşaklardan hekimlerin sahip olduğu saygınlık beklentisi, maddi imkan öngörüleri ile girdiler. Fakat geçmişin bugüne bu projeksiyonu hayal kırıklığına yol açıyor. Görüşte bir gerçeklik payı varsa da, ben sizin adınıza tüm taleplerde idealistim” dedi.
“Sağlık çalışanlarının sorunları, şu anda, tıpkı Covid-19 gibi odaklandığım bir konudur”
Halkın kalbindeki hekim ve sağlık çalışanı sevgisinin pandemi döneminde bütün asaletiyle kendini bir kez daha gösterdiğini belirten Bakan Koca, “Birçok Avrupa ülkesinde meslektaşlarımız alkışlandı ama yine aynı süreçte şiddet olayları da tırmandı. Bizde ise bu artış salgının bitimine de doğru görüldü. Sağlığı söz konusu ise diğer her şeyini feda etmeye hazır olan insanın, dünyanın neresinde olursa olsun, bir hekime, hemşireye tepeden bakması uzun vadede mümkün değil. Bu devir kısa sürer. Doktora çalışmasını yapan arkadaşımız, bilime kalıcı bir katkıda bulunamayacağı için şahsen üzgün değilim. Hazır, salgından bahsetmişken, huzurlarınızda şunu da ifade etmek istiyorum: Sağlık çalışanlarının sorunları, şu anda, tıpkı Covid-19 gibi odaklandığım bir konudur. Sağlık Bakanı olarak, konuyu böyle ele alırken, görünürde 1 milyon 300 bin kişinin sorunlarıyla ilgili olsak da, aslında 85 milyonun sorunlarıyla ilgileniyoruz” şeklinde konuştu.
“85 milyon insanıyla Türkiye’nin sorunudur”
Hekimin güvende olmadığı yerde hastanın da güvende olmadığını ifade eden Koca, “Konumuz Malpraktis ise biliyoruz ki, hekim gerekli tedaviyi bıçak sırtındayken yapamaz. Gerçek anlamıyla hekim-hasta ilişkisi kurulamaz. Ücretler eğer problem olmaya devam ederse, toplum yarın kapısını çalacağı hekim bulamaz. Sağlık sisteminin öznesi hekimdir, sağlık sisteminin öznesi sağlık çalışanıdır. Bu bakımdan, hekimlerin, tüm sağlık meslek gruplarının sorunları, 85 milyon insanıyla Türkiye’nin sorunudur. Bu ağır sorunlarla mücadelenin salgınla mücadeleden daha az önemli, emek verilmeye daha az değer olduğunu kimse söyleyemez. Her iki sorumluluğu üstlenmiş olarak bunu en iyi ben biliyorum. Covid-19 vaka sayılarıyla bir günde yaşanan şiddet olayları bizi aynı derecede ilgilendiriyor. Fakat ikisi arasında önemli bir fark var. Aynı ciddiyetteki mücadele kısa sürecek” dedi.
“Suçun ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak”
“Ama sizlerden doğrusu biraz şikayetçiyim. Şiddet suçlarına karşı atılan adımların farkında olmayanlarımız var. Mecliste, Adalet Komisyonundan geçen düzenlemenin içeriğini tam olarak biliyor muyuz?” diyerek öğrencilere seslenen Koca, “Kasten yaralama suçu ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınıyor. Bu ne demektir? Kasten yaralama suçu, ceza yargılaması bakımından artık çok daha ağır bir suç olmaktadır. Suçun ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak. Zihninizde canlansın diye örnek vereyim: Bir sağlık çalışanını yaralama; kasten öldürme, işkence, intihara yönlendirme gibi ağır suçlarla aynı başlık altında toplanıyor. Bu ve diğer konularda, Cumhurbaşkanımız 14 Mart Tıp Bayramında müjdeler vermişti. Hepsi fiiliyata geçiyor. Adalet Bakanımızla işbirliği içinde hazırlayıp, Adalet Komisyonundan geçirdiğimiz kanun maddesi taslağının, Mecliste grubu bulunan tüm partilerin desteğini alınarak yasalaşacağından kuşkunuz olmasın. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum: Hani, biz hekimler sevk yapıyoruz ya. Cerrahın elini kesmeye, nöroloğa yumruk atmaya cüret eden psikopatlar, kurallara uymayan sosyopatlar yargı tarafından anında tutukevine sevk edilecekler” ifadelerini kullandı.
“Yurt dışındaki hekimlere karşı üstünlük elde ediyoruz”
Koca, sözlerine şöyle devam etti: “Bilmem farkında mısınız? Biz Türk hekimleri, sağlık çalışanları olarak, bir konuda Avrupalı, Amerikalı hekimlere karşı, sahip olduğumuz diğer üstünlükler bir yana, şimdi büyük, yeni bir üstünlük elde ediyoruz. Tabi, çalışmak için yurt dışına giden arkadaşlarımıza karşı da. Malpraktis davalarıyla ilgili yeni yasal düzenleme Adalet Komisyonundan geçmiş durumda. Biliyorsunuz, bir düzenlemenin kanunlaşabilmesi için önce Adalet Komisyonu’ndan, sonra Meclis’ten geçmesi, akabinde de Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanıp, Resmi Gazete’de yayınlanması gerekiyor. Kabul edersiniz ki, kanun değişikliği hastaya aspirin yazmamız gibi değil, cerrahi operasyon gibi bir süreç. Kolay değil. Ama siz harekete geçirici iradeye, 14 Mart’a bakın. Hazırlanan Malpraktis yasasının özü nedir? Hekim, sağlık çalışanı kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler sebebiyle tazminat ödemeyecek. Olayı hasta açısından düşünmek de gerekiyor elbette. Hekime rücu edilmeyecek olan tazminatı devlet ödeyecek. Zaten meraklı olmadığımız hukuk bilgisine pek ihtiyacınız olmayacak. Tabi ben, hukuk bilgimi geliştirmek zorundaydım. Dersime iyi çalıştım, ama bu yan dal ihtisasına devam. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Bu konuda söylenecek ne varsa hepsinin özeti budur. Düzenlemeyle birlikte, bir Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulacak. Kurul, nedense bir kafa karışıklığına yol açtı. Oysa düğümlerin çözüleceği yer orasıdır. Sorularınızı yönelteceğiniz zaman, lütfen her ayrıntıyı sorun. Her sorunun bir cevabı var.”
“10 bin 200 lira ile nasıl evleneceğim”
Ücretler ve özlük hakları ile ilgili de konuşan Koca, “Geçtiğimiz hafta Sakarya Tıp Fakültesindeydim. Bir asistan arkadaşımız, birçok sorunu akıcı ve akılcı şekilde sıraladı. Sonunda buruk ve sitemkâr bir ses tonuyla dedi ki ‘Sayın Bakanım, 10 bin 200 lira maaş alıyorum. Bu parayla nasıl evleneceğim?’ Böylesine candan somutlaştırma beni etkiledi. Bu ülke asistana 10 bin 200 liracığı mı layık görecek? Herhalde bu konudaki hazırlıklarımızı soracaksınız. Ve sanırım bana, 15 Aralık 2021 tarihini de hatırlatacaksınız. Size hak veriyorum, ertelenen zam bize olan güvenoyunuzda fireye yol açtı” diye konuştu.
“Tıbbi sekreter sayımız yetersiz”
Hekimlik mesleğinin, özellikle tıbbi teknolojiden bunca yararlandığımız günümüzde, belirli ihtiyaç ve şartlara göre düzenlenmiş ortamda yapıldığını sözlerine ekleyen Bakan Koca, “Bu şartlar, gerekli yardımcı personeli de içerir. Bu konularda ciddi eksiklerimiz var. Hekimlerimizin büyük kısmı işlerini tek başına yürütüyor. Tıbbi sekreter sayımız yetersiz. Karşıma upuzun bir problem listesi çıkaracağınızı biliyorum. İhtiyaçları daha da iyi kavramak için can kulağıyla dinleyeceğim” dedi.
“36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor”
Nöbetler konusu, çalışma ortamı şartları çerçevesinde ele alınması gerektiğini ifade eden Koca, “36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor. Çözüm teşebbüslerimize tanıksınız. Çalışma süresini maksimum 24 saatle sınırlandırmak istediğimi, nöbetlerle ilgili olarak da hakkaniyetli bir ücret düzenlemesine gidilmesini amaçladığımızı vurgulamak isterim. Çabamızdan emin olun. Şartlarınız iyileşene kadar, ben de en az sizin çalıştığınız kadar çalışmaya varım. Konuşacak konumuz çok. Bizi birbirimize bağlayan bağlar başka hiçbir meslekte olmadığı kadar güçlü. Bu meslek bizlere, hangi ekonomik koşulların, hangi kültürel yapıların içinden gelirsek gelelim, hepsinin üzerinde bir konum verir. Hekimlik, kendi başına bir statüdür. Ve doğrusu, mütevazılığı sadece bir an için bir kenara koyarsak, hekimlik konumu zekâca asil olmaktan da ileri gelir. Ben bugün Sağlık Bakanıyım. Ama yaşadığım sürece meslektaşınızım. Size karşı ödevlerimi biliyorum. Yerine getirdiğim, getirmekte olduğum kısmını sorularınızla açmaya çalışacağım. Buradan Ankara’ya, Bakanlık binasına yeni ödevlerle döneceğim. Emin olduğum bir şeyi sizin de bilmeniz, daha doğrusu zaten sahip olduğumuz bilginin adını koymamız gerekir. Sağlıktaki tüm sorunların çözümünde çatı kavram acaba nedir? Sağlıktaki tüm sorunların çözümünde çatı kavram bence adalettir. Düşük ücret bir adalet sorunudur. 36 saat nöbet bir adalet sorunudur. Mecburi hizmet sürelerinde kadro farkına bağlı uygulama bir adalet sorunuydu” diye konuştu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş