#

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yeni Nesil Fırtına Obüsleri’ töreninde

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesi’nde Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’nde açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Tank Palet Fabrikası’nda düzenlenen, ‘Yeni Nesil Fırtına Obüsleri’nin teslim törenine katıldı. Törende konuşan Erdoğan, “Görüldüğü gibi birilerinin, ‘Ona buna satıldı’ diyerek iftiralarına hedef olan Arifiye Ana Bakım Fabrikası, farklı alanlarda ordumuzun ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor. Sıradan işletme devir işlemini çarpıtarak sermaye düşmanlığı yapanlar, bugün Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı dolaşarak, benzin istasyonlarındaki affedersiniz restoranlarda bir şeyler yemeye gayret edenler, yabancı ekonomi komiserlerden yardım dileniyor” dedi.

Sakarya Tank Palet Fabrikası’nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, milletvekilleri, belediye başkanları ve fabrika çalışanları katıldı.

“Dışa bağımlılığımızı da azaltmış oluyoruz”

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün teslim edilecek 6 yeni nesil fırtına obüsün ülkemize, milletimize, ordumuza hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu sayıyı önümüzdeki dönemde yeni teslimatlar ile toplamda 140’a kadar çıkaracağız. Yeni Nesil Fırtına Obüsleri şuan envanterde olan modellere kıyasla, pek çok avantaja sahip. Yürütülen çalışmalar neticesinde, obüslerimizin hem beka kabiliyeti, hem de ateş gücü artırılmıştır. Kazandırılan ilave yetenekler arasında, yeni nesil atış kontrol, otomatik mühimmat yükleme, sürücü görüş, otomatik yangın söndürme, iklimlendirme, uzaktan kumandalı silah, yerleştirilmiş palet, askı donanımı, yeni nesil yardımcı güç grubu gibi pek çok kritik güç unsuru bulunuyor. Fırtına obüslerimizin gücüne güç katan tüm bu sistemlerle aynı zamanda dışa bağımlılığımızı da azaltmış oluyoruz. Motor konusunda bir süredir yürüttüğümüz yerlileştirme faaliyetlerini inşallah iki sene içinde tamamlayacağız” diye konuştu.

“Mayıs ayında 2 adet yeni Altay tankımızı, testlerini gerçekleştirmek üzere ordumuza teslim ediyoruz”

‘Burada yakaladığımız ivmeyi, Altay tankı başta olmak üzere, fabrikamızda yürütülen diğer stratejik projelere de teşmil ederek, çalışmalarımızı sürdürüyoruz’ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mayıs ayında 2 adet yeni Altay tankımızı, testlerini gerçekleştirmek üzere ordumuza ve güç grubunu yapacak firmaya teslim ediyoruz. Yeni Altayların testlerini tamamladıktan sonra inşallah 2025 yılından itibaren proje ortaklarımızla beraber seri üretime başlıyoruz. Fırtına Obüsleri ve Altay tanklara ilave olarak, Arifiye tesisimizde Altuğ 8×8 zırhlı personel taşıyıcıların üretimi ve ihracatı, Türk Silah Kuvvetlerimizin envanterindeki Leopar 2A4 tanklarınızın modernizasyonu, 400 beygirden bin 500 beygire kadar farklı motor ve transfüzyonların proje, araçlara entegre ve üretim çalışmaları da devam ediyor. Ciddi emek, sabır, bilgi birikimi ve irade gerektiren tüm bu projeleri adım adım hizmete alıyoruz” şeklinde konuştu.

“‘İşten atılacak’ diyerek galeyana getirmek istedikleri fabrika personelimizde, hiçbir hak kaybına uğramadan fabrikamızda çalışıyor”

‘Tank Palet Fabrikası’ satıldı eleştirileriyle ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Görüldüğü gibi birilerinin, ‘Ona buna satıldı’ diyerek iftiralarına hedef olan Arifiye Ana Bakım Fabrikası, farklı alanlarda ordumuzun ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor. Sıradan işletme devir işlemini çarpıtarak sermaye düşmanlığı yapanlar, bugün Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı dolaşarak, benzin istasyonlarındaki affedersiniz restoranlarda bir şeyler yemeye gayret edenler, yabancı ekonomi komiserlerden yardım dileniyor. Biz ise yerli ve milli olarak, kendi mühendislerimizle, kendi işçilerimizle işte bu dev eserleri ortaya koyuyoruz. Aynı şekilde, ‘İşten atılacak’ diyerek galeyana getirmek istedikleri fabrika personelimizde, hiçbir hak kaybına uğramadan fabrikamızda çalışıyor, üretiyor, ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor.

Hal böyleyken, fabrikayla ilgili hiçbir iddiaları tutmayanlar, şimdiye kadar ne buradaki işçi kardeşlerimizden, ne işletmecilerimizden, ne de milletimizden yarım ağızda olsa bir özür dileme erdemi göstermediler. İşte bu güzel Sakarya’mızı temsil eden bir tane milletvekili var, ondan da açtığım davadan 50 bin lirayı aldım. Onu da inşallah vakıflarımızdan bir tanesine verdik. Hiç olmazsa bir hayırları dokunsun. Bu hazin tabloyu da ayrı bir pişkinlik, ayrı bir yüzsüzlük örneği olarak milletimizin takdirine bırakıyoruz. En azından bugünkü teslimat sonrasında işin aslını bildiği halde ısrarla yalan söyleyenlerin, milletimize olan özür borçlarımızı ifa etmeleri gerektiğine inanıyorum. Ben Sakarya’ya inanıyorum, ben Sakarya’nın saf çocuğu, masum insanlarına inanıyorum ve onların gereken dersi gerektiği zamanda vereceğine de inanıyorum” diye konuştu.

“Savunma Sanayi alanında da tam bağımsızlığımızı ilan edene kadar durmayacak, dinlenmeyecek ve en küçük bir geri gidişe rıza göstermeyeceğiz”

‘Grup kürsülerini iftira ve çarpıtma kürsülerine çevirenleri, buradan bir kez daha özellikle doğrudan ülkemizin çıkarların ilgilendiren milli meselelerde yalan siyasetini terk etmeye davet ediyorum’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu yaparlarsa ne ala, şayet yapmazlarsa biz milletimize saygımızın bir gereği olarak, onların yalanlarını, iftiralarını, çarpıtmalarını deşifre etmeyi sürdüreceğiz Türkiye’nin savunma hamlelerinin geçmişte defalarca yaşandığı gibi, türlü ayak oyunlarıyla engellenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Savunma Sanayi alanında da tam bağımsızlığımızı ilan edene kadar durmayacak, dinlenmeyecek ve en küçük bir geri gidişe rıza göstermeyeceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle inşallah ülkemizi başarıdan başarıya koşturacağız. Türkiye’nin zincirlerini kırdığı alanların başında savunma sanayi geliyor. Unutmayın, görece geldiğimizde yüzde 20’si milliydi, ama şimdi yüzde 80’i milli olan savunma sanayine sahibiz.

Nereden nereye. Ana yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleriyle, son 20 yılda bu alanda hayal dahi edilemeyen başarılara imza attık. Savunma sanayisinde başarı hikayesi yazmakla kalmadık, aynı zamanda büyük bir zihniyet devrimi de gerçekleştirdik. Daha önce başlattığı stratejik projeler emekleme aşamasındayken, bizimle birlikte ilk defa projelerinin neticelendiği, uygulamaya geçtiği, başarısını ispatladığı günleri gördü. ‘Yapılamaz’ denilen, hayal mahsulü olarak nitelendirilen birçok kritik projeyi hamdolsun tek tek gerçeğe dönüştürdük. Elbette bu seviyeye öyle bir anda gelmedik. Başbakanlığımızın ilk gününden itibaren, ülkemizin güçlenmesi, savunma sanayisinde dışa bağımlılığını kırması adına yürütülen tüm çalışmalara sahip çıktık, destek verdik. Başkalarından hazır ürün satın almak yerine, ortak üretim dahil, farklı usul ve yöntemlerle kendi savunma sektörümüzü geliştirmeye gayret ettik.

Nice direnişlere, nice sabotajlara, nice ihanetlere maruz kalmamıza rağmen bu yoldan asla dönemdik. Hamdolsun, elde ettiğimiz somut neticelerle gurur duyduğumuz bu günlere geldik. Savunma ihtiyaçlarının karşılanması süreçlerinde yaşanan bu zihniyet değişikliğinin faydasını pek çok başlıkta kısa sürede bizzat tecrübe ettik. Örneğin, 2002’de savunma sanayi sektöründe sadece 56 firma faaliyet gösterirken, bugün bu sayı 2 bini aştı. 62 olan proje sayısı 750’yi geçti. Toplam 5 buçuk milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken, bugün bu rakam 62 milyar doların üzerine çıktı. İhale süreci olan projeleri dahil ettiğimizde bütçe büyüklüğümüz 75 milyar doları buluyor. Savunma sanayinde araştırma geliştirmeye ayrılan bütçenin yıllık 49 milyon dolardan bu rakam çok önemli, 1 buçuk milyar dolara yükseldiğini gördüğümüz günlere kavuştuk. Allah’a hamdolsun” ifadelerini kullandı.