Bursa
Meral Akşener Bursa’da
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan bizi, Sayın Kılıçdaroğlu ile beni Gabar’a gömüyordu. Mezar kazarken petrol bulmuş… Hayırlı bir işe sebep olmuşuz, vesile olmuşuz. Gabar’da mezar kazdılar, petrol çıkmış… Şimdi herhalde Cudi’de de başlayacak kazma, inşallah orada da bir doğalgaz, petrol neyse bir şey bulur. Türkiye kazanır. Şimdi böyle Cumhurbaşkanı olamaz” dedi. Akşener, “Bu asil millet senin beceriksizliğin yüzünden 15 Temmuz’da ortaya çıkan o darbe kalkışmasının karşılığı olarak bu devleti köprüden ve sokaktan topladı getirdi. Daha ne yapsın bu millet? Bir de onlara sen darbeci mi diyorsun? Senin canını onlar kurtardı, bu millet kurtardı. Milli irade hepimiz için, bütün siyasetçiler için baş tacıdır, baş tacı olmak zorundadır” diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan bizi, Sayın Kılıçdaroğlu ile beni Gabar’a gömüyordu. Mezar kazarken petrol bulmuş… Hayırlı bir işe sebep olmuşuz, vesile olmuşuz. Gabar’da mezar kazdılar, petrol çıkmış… Şimdi herhalde Cudi’de de başlayacak kazma, inşallah orada da bir doğalgaz, petrol neyse bir şey bulur. Türkiye kazanır. Şimdi böyle Cumhurbaşkanı olamaz” dedi. Akşener, “Bu asil millet senin beceriksizliğin yüzünden 15 Temmuz’da ortaya çıkan o darbe kalkışmasının karşılığı olarak bu devleti köprüden ve sokaktan topladı getirdi. Daha ne yapsın bu millet? Bir de onlara sen darbeci mi diyorsun? Senin canını onlar kurtardı, bu millet kurtardı. Milli irade hepimiz için, bütün siyasetçiler için baş tacıdır, baş tacı olmak zorundadır” diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün Bursa’da miting düzenledi. Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın da katıldığı mitingde Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş için memleketi Bursa’da ‘Sinan Ateş İçin Adalet’ yazılı dövizler de yer aldı. Akşener şöyle konuştu:
“Çok teşekkür ederim. Mansur Başkan’ım pek çok şeyi sizlerle paylaştı. O şimdi buradan Ordu’ya gidecek ben de buradan İstanbul’a bir programa gideceğim. Dolayısıyla sizleri çok yorduk. Doldu taştı. Çok teşekkür ediyorum her birinize ayrı ayrı saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Şimdi bu meydanı bu şekilde şereflendiren değerli kardeşlerim ben sizin yarı hemşeriniz sayılırım çünkü Bursa Öğretmen Okulu mezunuyum. Birincisi bu, bütün hayatımı Öğretmen Okulunda aldığım eğitim ve Bursa’da yaşadıklarım şekillendirdi. İkincisi anneannemin amcaları burada eskiden Filidar köyü derlerdi. Şu anda Kadıköy deniliyor. Gündoğdu’nun tümü hemen hemen yarısı benim anneannemin akrabalarından oluşuyor. Bir de ben Atatürk’ün hemşerisiyim. Evlad-ı fatihanım dolayısıyla öyle bir hemşericiliğimiz var. Kendimi evimde hissediyorum. Çok uzatmadan kitabın orta yerinden bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.
“GABAR’DA BİZE MEZAR KAZDIRAN SAYIN ERDOĞAN NASIL OLUYOR DA SİNAN ATEŞ’İN KATİLLERİNİ, AZMETTİRİCİLERİNİ BULAMIYORSUN”
Diyor ki, ‘Sinan Ateş İçin Adalet’ diyor ki, ‘3 Mayıs Türkçüler Gününde Yolbaşçılarımızı Anıyoruz’ diyorlar. Şimdi Sinan Ateş’in kardeşleri, Sinan Ateş’in ablaları, Sinan Ateş’in büyükleri… Bursa bir değerini kaybetti. Gencecik bir akademisyen Ankara’nın göbeğinde katledildi. Azmettiriciler belli, katiller belli ama uçan kuşu bile, bilumum teröristlerin ayak numaralarına kadar bilen, Gabar’da bize mezar kazdıran Sayın Erdoğan nasıl oluyor da Sinan Ateş’in katillerini, azmettiricilerini bulamıyorsun? İşte bunun adı artık iktidardan gidiyor olmaktır. Sözünün geçmediği bir Cumhurbaşkanı, topal ördek olmuş bir Cumhurbaşkanı demektir. Öyle olduğu için bu kadar kabalar, bu kadar hakaret ederek yol yürüyorlar ama 14 Mayıs akşamı Allah şahittir. Helal oylarınızla bu seçimi kazanacağız. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacak, Sayın Erdoğan, Recep bey ve arkadaşlarını emekli edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da makamına alkışlarla oturtacağız.
“MUHSİN BAŞKAN’IN DA KANI YERDE KALDI”
Peki İYİ Parti ve Meral Akşener ne olacak? Ben Başbakan olacağım ama helal oylarınızla olacağım. Partimizi birinci parti çıkaracaksınız ve ben de sizin helal oylarınızla Başbakan olacağım. Buradan söz veriyorum. Sinan Ateş’in katilleri, azmettiricileri elbette hesap verecekler. Gerçekten hesap verecekler. Eğer o hesabı sormazsam namerdim, şerefsizim. Dün Sivas’taydık. Sivas’ta da aynı şey… Muhsin Başkan’ın da kanı yerde kaldı. Muhsin Başkan da bir suikasta kurban gitti. O suikastın ne oldu ne bitti, kapatıldı geçti gitti, kimse ne olduğunu anlamadı. İçimizde Muhsin Başkan bir yara, Sinan da çok yeni çok taze bir yara… Annesi, babası, kardeşleri, gencecik eşi, Bengisu ve Banu Çiçek küçücük iki kız çocuğu babasız kaldılar. Buna vicdanı sızlamayanın insan olması mümkün değil. Elbette hesabını soracağız. Hukuk önünde en ağır cezayla cezalandırılacaklar.
“SEN BULGARİSTAN’A MI KAÇMAYI DÜŞÜNÜYORSUN MUHTEREM? 15 MAYIS SABAHI KAÇAMAYACAKSIN. GÖRÜRSÜN KAÇAMAYACAKSIN”
Şimdi bugün evlerine gittik. Sinan’ın arkadaşlarından bazı arkadaşlarımızla görüştük. Bana dedikleri şu, milletvekili görünüşlü bir muhterem diyormuş ki bunlara onun arkadaşlarına, bu işin peşine düşenlere diyormuş ki, ’14 Mayıs akşamının ertesi günü 15 Mayıs sabahı artık Bulgaristan’a kaçarsınız’ dervişin fikri neyse zikri de odur. Sen Bulgaristan’a mı kaçmayı düşünüyorsun muhterem? 15 Mayıs sabahı kaçamayacaksın. Görürsün kaçamayacaksın.
“HEPSİ KAFAYI SIYIRDI, HEPSİ KAFAYI YEDİ”
Türkiye mübareklerin elinde sanki savaşa gidiyor. Yahu seçime gidiyoruz, seçime… Bursa’ya ne düşündüğümüzü, gençlerimiz için neler planladığımızı kovaladığımız, yani onlar tarafından kovulan doktorlar için, sağlık çalışanları için ne yapmak istediğimizi, öğretmenler için ne yapmamız gerektiğini, KPSS mağdurları için ne yapmamız gerektiğini, ne yapacağımızı, tarımı, sanayiyi, Suriyelileri ne yapacağımızı söylememiz gerekirken Allah Allah nidalarıyla savaşa gidiyoruz. Bu arkadaşlara göre biz işgalciyiz. Hadi oradan be, hadi oradan be… Ne zaman milli iradenin sahipleri bu ülkede işgalci oldu? Bu nasıl bir psikolojidir? Hepsi kafayı sıyırdı, hepsi kafayı yedi.
“SAYIN KILIÇDAROĞLU İLE BENİ GABAR’A GÖMÜYORDU. MEZAR KAZARKEN PETROL BULMUŞ… HAYIRLI BİR İŞE SEBEP OLMUŞUZ”
Sayın Erdoğan bizi, Sayın Kılıçdaroğlu ile beni Gabar’a gömüyordu. Mezar kazarken petrol bulmuş… Hayırlı bir işe sebep olmuşuz, vesile olmuşuz. Gabar’da mezar kazdılar, petrol çıkmış… Şimdi yakın zamanda Gabar’da petrol bulundu ya, Cudi’de de çünkü Cudi ve Gabar’a gömecekti muhterem, şimdi herhalde Cudi’de de başlayacak kazma, inşallah orada da bir doğalgaz, petrol neyse bir şey bulur. Türkiye kazanır. Şimdi böyle Cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı bu ülkede yaşayan her bir vatandaşının namusunun, şerefinin, güvenliğinin, malının, mülkünün emniyetinden sorumludur. Kadına, ‘sürtük’ diyemez. ‘Çürük’ diyemez. ‘Düşük’ diyemez. Gençlere, ‘süfli’ diyemez. Doktorlara, ‘defoluna gidin’ diyemez. Çiftçiye ‘hain’ diyemez. Domates yetiştiricisine ‘terörist’ diyemez. Muhalefete oy verecek bu asil milletin mensuplarına ‘işgalci’ diyemez, ‘darbeci’ diyemez. Arkadaş kafayı mı yedin sen? Bizim belimizde silah mı var darbe yapacağız? Bu asil millet senin beceriksizliğin yüzünden 15 Temmuz’da ortaya çıkan o darbe kalkışmasının karşılığı olarak bu devleti köprüden ve sokaktan topladı getirdi. Şehit olma uğruna, şehit verme uğruna, gazi olma bedelini ödedi. Daha ne yapsın bu millet? Bir de onlara sen darbeci mi diyorsun? Senin canını onlar kurtardı, bu millet kurtardı. Milli irade hepimiz için, bütün siyasetçiler için baş tacıdır, baş tacı olmak zorundadır.
“İSTİKLAL MARŞI’NI KAĞITTAN OKUYAMADI, O DA BİZİ İŞGALCİ YAPMIŞ”
Bir arkadaş var. Kafayı erkeklerin birbiriyle evliliğine takmış, sonra ileri gitti fantezi uçtu uçtu uçtu. Şöyle bir durum var, ‘erkekler ve hayvanlar’ dedi. Şimdi asayişten sorumlu olması gereken muhteremin kafayı taktığı yerler. Ben her gittiğim şehirdeki bütün psikiyatrları baştan aşağı bu muhteremlerin muayenesini yapmak üzere ayağa kalkmalarını, bu konuda görev almalarını rica ediyorum. Gerçekten sıyırık bir durumdalar. Şimdi bir başkası, zaten darbe yapıyoruz geçti gitti. Bir tanesi yaşını başını almış bir arkadaş, İstiklal Marşı’nı kağıttan okuyamadı. O da bizi işgalci yapmış, kendisi neymiş? Ya AK Parti’nin yandaşları neymiş? Onlar da istiklal mücadelesi veren yiğitlermiş… Böyle bir şey olur mu? Biz seçime gidiyoruz, seçime… Muhterem sen ne düşünüyorsun? Mesela tarım için ne düşünüyorsun? Gençler için ne düşünüyorsun? Atanamamış öğretmenler için ne düşünüyorsun? Biz ne düşünüyoruz biliyor musunuz? Hemen bir ay içerisinde 100 bin öğretmen tayin edeceğiz, biz bunu söylüyoruz. Sen ne yapacaksın kardeşim? Ve arkasından 150 bin öğretmen tayini daha yapacağız. Çünkü bütün köylerde okulları yeniden açacağız. Bir veteriner, bir ziraat mühendisi, bir öğretmen ve aynı zamanda ziraat teknisyeni gibi arkadaşlarımızı oraya tayin edeceğiz ve devletten maaş alacaklar. Bütün köylerde, Bursa’da da öyle yaş ortalaması 50 ila 55 arası… Gençlerin köylerine dönüp üretip, tarım üretimi yapmaları için hem eşine evliyseler eğer veya kardeşseler bu genç arkadaşların tümünün SSK ya da BAĞKUR primlerini 5 yıl boyunca devlet olarak biz ödeyeceğiz.
“İKTİDARA GELİR GELMEZ 2 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DEKİ BİLUMUM SIĞINMACILARI GERİ GÖNDERECEĞİZ”
Aynı zamanda ev kadınlarımıza, en ağır yükü onlar çeker. 18-26 yaşındaki gençlerimize hiçbir soru sormadan, hiçbir şart ileri sürmeden, 2 bin 500 lira maaş bağlayacağız. Tarımın mazotunda, elektriğinde, ilacında, gübresinde indirimlere gidip sübvansiyonları en başında yapacağız. Havza bazlı tarım hayata geçirecek ve alım garantisi ve fiyat garantisi vereceğiz. Türkiye’nin en önemli Suriyeli nüfusuna sahip Bursa şimdi ben şu soruyu sorayım. 7 trilyon dolar sınırdaşlarımızla ticaret hacmimiz vardı. Biz Suriye ile niye kavga ettik bir bilginiz var mı? Durup dururken niye kavga ettik biz Suriyelilerle? Beşar Esad ile niye kavga ettik? Karşılığı 6,8,10 milyon Suriyeli… Miktarını da kimse bilmiyor bu arada diyelim 8 milyon Suriyeli ülkemize geldi. Şehirlerimize dağıldı. Beşar Esad yerinde duruyor. Attı gitti, hemen sınırlarımızda da bir Kürdistan kuruluyor hemen ötesinde, bu işten karımız ne oldu, zararımız ne oldu? Biz iktidara gelir gelmez iki yıl içinde Türkiye’deki bilumum sığınmacıları geri göndereceğiz bu netlikle söylüyorum.
“MANSUR BEY ANKARA’NIN ÇİFTÇİSİNE 4,5 MİLYAR LİRA PARA KAZANDIRDI”
Bursa önemli bir sanayi şehri ama sanayi konusunda herhangi bir yardım olunan, el uzatılan devlet adına herhangi bir durum yok. Devleti yöneten iktidar adına herhangi bir yardımcı olma durumu yok. Çünkü yandaşlar kayırmalar önde… Şimdi bir şey deniliyor, ‘Mansur bey seçildiği dakikadan itibaren bütün su saatlerini PKK’lılar ve DHKP-C’liler bakacakmış, evinize getirecekmiş’ bunların hiçbiri olmadığı gibi tertemiz vatan evlatları işe girdiler ve çalıştılar. ‘İşten herkesi atacak’ dendi. İşten atılmadığı gibi yeni insanlar işe alındı. Ankara’nın köylüsüne, çiftçisine 1 yılda 4,5 milyar lira para kazandırdı ama bir tane jeliboncu arkadaş var. Jeliboncu, yalnız bu adam niye dinozora takık? Ankapark diye bir park yapmış bu adam her yer dinozor, garibin dinozorların burasını koparmışlar, burasını koparmışlar. Harcadığı para ne biliyor musunuz? 16 milyar lira… 3 kişinin cebine girmiş, 16 milyar lira ile Ankara’da ya da Bursa’da neler yapılabilirdi? Türkiye’de neler yapılabilirdi? Mesela gençlerin Türkiye genelinde KYK borçlarının tümü ödenebilirdi, fabrika yapılabilirdi, istihdam sağlanabilirdi, yurt yapılabilirdi ki biz 12 buçuk metrekarelik bir kişiye düşen alan sayısının olduğu yurtlar yapacağız ve sizler çok rahat oturacaksınız çocuklar. Üniversite mezunlarının iş bulmalarına aracılık edeceğiz, öncülük edeceğiz.
“SENİN SAĞ ELİNDE HİZBULLAH SOL ELİNDE PKK VAR”
Şimdi bunların konuşulması gereken bir seçim esnasında en komiği şu, ben Bursa’da PKK’lıyım, Diyarbakır’da faili meçhulcüyüm vallahi kafayı yediler, aynı adamlar söylüyor. Muhteremler kafayı mı yediniz? Karar verin, ikisi birbirine o kadar zıt ki, PKK’lıysam PKK ile mücadele etmişlere yapılan bir iftiradır faili meçhulcülük bizatihi o mahkemelerin savcısıydın sen Sayın Erdoğan ve böyle bir durumda ben PKK ile mücadele etmişlerden birisiyim. Aynı zamanda da PKK’lı diyorsunuz. Şimdi soru şu, siz iktidarı kaybetmişsiniz, ben İçişleri Bakanlığı görevim nedeniyle ve Türkiye’nin sınır ötesi en uzun, en derin harekatının altında imzası bulunan tek İçişleri Bakanı olduğum için bu ülkenin şerefli polisleri tarafından korunuyorum. Ben istemiyorum, o kanun veriyor. Yahu arkadaş ben PKK’lıysam derhal tutuklayın. O şerefli Türk polislerini bana niye beni korumaları için bir PKK’lıyı korumaları için tahsis ediyorsunuz? Yeryüzünde böyle bir manyaklık olabilir mi? Böyle bir ruh hastalığı olabilir mi? Yani PKK’lı serbest geziyor, şerefli Türk polisleri koruyor ve bu arkadaşlar diyor ki, ‘bu PKK’lı’ hadi oradan be… Benim sağ elimde Gaffar Okkan’ın katilleri yok. Sayın Recep bey senin sağ elinde Hizbullah var, katiller var, Gaffar Okkan’ın katilleri var.
“ULAN MEHMET KİM? APO’NUN KARDEŞİ, AKRABA MI OLDUNUZ”
Sol elinde PKK var, sen Abdullah Öcalan’a diyorsun ki, ‘bizim Mehmet’ diyorsun. Diyorsun ki Apo’ya, ‘ailesi gitti, gitti gönderdik’ Ulan Mehmet kim? Apo’nun kardeşi, akraba mı oldunuz? Bebek katilinin kardeşine ‘bizim Mehmet’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. İşte bütün bunlar niçin yapılıyor biliyor musunuz? Eskiden üzülüyordum artık üzülmüyorum. Çünkü tarzan zorda, 14 Mayıs akşamı, 15 mayıs sabahı emekliye sevk ediliyor, attaya gidiyor ve ben sizden çalışmanızı istiyorum. 1 oy Kemal’e 1 oy Meral’e… Söz mü? Allah bin kere razı olsun. 3 Mayıs Türkçüler Bayramı’nız kutlu olsun.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş