Siyaset
“Asla pazarlık söz konusu olmadı”
14 Mayıs’taki birinci tur seçiminde ATA İttifakı’nın adayı olan ve ikinci turda Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a desteğini açıklayan Sinan Oğan, Erdoğan’la Dolmabahçe’de yaptığı görüşmede hiçbir pazarlığın söz konusu olmadığını belirterek, Erdoğan’a destek vermesinin en önemli nedeninin “istikrar” olduğunu söyledi. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesine de değinen Oğan, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanacağına dair ikna edici hiçbir şey söylemediğini anlattı.
14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 5 oy oranına ulaşan ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan, 28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklamıştı.
PAZARLIK İDDİALARI
“Yaptığımız açıklamada da ifade ettik, asla bir pazarlık söz konusu olmadı. İnsanlar o kadar değişik senaryolar yazıyorlar ki hayal güçlerine şaşırıyorum. Bir pazarlık görüşmesi değildi. Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların def edilmesi konuşuldu. Türk devletleri konuşuldu, Türk Devletleri Teşkilatı konuşuldu. Sığınmacıların bir plan çerçevesinde geri dönüşü konuşuldu. Elbette ki hassasiyetimiz bunlardır. Bütün konuşulanlar Türkiye’nin daha güçlü olması için neler yapılabilir, nasıl katkımız olabilir bunlar konuşuldu. Türkiye’nin istikrarı sadece Türkiye için değil, Türkiye’nin istikrarı Azerbaycan için, Kazakistan için, Türk dünyası için önemli, Turan için önemli.
AFET BAKANLIĞI KURULMASI
Afet Bakanlığı konuşuldu, bu konuya Cumhurbaşkanımız sıcak baktı. Bizim süreç boyunca ifade ettiğimiz bütün başlıklar konuşuldu. Sayın Cumhurbaşkanımız tek bir tanesine bile karşı çıkmadı. Hatta bu konular için ‘Sizin kırmızı çizginiz olduğu kadar bizim de kırmızı çizgimiz’ dedi. Anayasa’nın ilk 4 maddesi, 66. madde hepsi konuşuldu. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın partisinden 66. maddeye dönük çalışma vardı. Biz kimsenin 66. maddeye dokunamayacağını kesinleştirmiş olduk.
SURİYELİ SIĞINMACILARIN DÖNÜŞÜ
Orada bir PKKistan kurma hayali var. Hatta bizim Hatay’ı da tehdit ediyor. Türkiye’nin askeri operasyonları bu planı yerle bir etmiştir. Sığınmacıların dönüşüyle de bu proje sonsuza dek çöpe atılacaktır. Türkiye bir taraftan operasyon yapıyor. Diğer taraftan da sürdürdüğü imar çalışmalarıyla da onların güvenle dönmelerini sağlıyor. Türkiye’nin bu konudaki politikaları hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu dönüşler eminim ki daha da artacak. Sayın Kılıçdaroğlu sığınmacı mevzusunda son 1 hafta içerisinde konuşmaya başladı. Öbür tarafta o ciddiyeti göremedim. Tezkereye karşı çıkmakla sığınmacıları göndermek aynı anda olmaz.
“KILIÇDAROĞLU İKİNCİ TURA KALDIYSA BİZİM SAYEMİZDEDİR”
Sayın Kılıçdaroğlu’na sadece şu hatırlatmayı yapmak isterim. Siz bugün ikinci tura kaldıysanız bu Sinan Oğan sayesindedir. Bunun farkında mısınız? Cumhurbaşkanlığını kazanmaya dair en ufak bir umut vermemişsiniz. İkinci tura kalmışsanız bugün, bizim sayemizdedir. Hala çıkmış bize bir şeyler söylüyorsunuz. Çıksın bize teşekkür etsin.
KILIÇDAROĞLU’NDAN TALEBİ OLDU MU?
Sayın Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir talebim olmadı. Ben bir prensip ortaya koydum, ilkelerimizi ortaya koydum. Seçimi kazanacağına dair ikna edici hiçbir şey söylemedi. Benim kırmızı çizgim HDP’ydi. Onları dışarı bırakarak bu seçimi nasıl kazanacaksınız? dedim. İkna edici bir cevap alamadım. Benim HDP ile yan yana gelmem eşyanın tabiatına aykırı. Bir Türk milliyetçisi olarak HDP ile yan yana durup kendimi mi inkar etseydim.Tarafsız kalmayı tercih etmedik. Memleket bu gündeyken bizim bir taraf olmamız gerekiyordu. Tarih bizi ‘HDP ile yan yana durmadı’ diye yazacak. Bugün geldiğimiz noktada HDP, Türk siyasetini kilitleme yetisini yitirmiştir. HDP’nin ‘Biz Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz’ dediği yerde Türk milliyetçileri olmayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna oturacak cumhurbaşkanının sırtında bir HDP, PKK gölgesi asla olmayacak, buna müsaade etmeyeceğiz. Bir Türk milliyetçisi olarak eleştirdiğimiz ‘Selahattin Demirtaş’a özgürlük’ diyen, HDP’yi güzelleyen bir yapıyla beraber olmamız söz konusu değildi, biz de olmadık.
“ÜLKENİN KRİZE GİRMESİNİ İSTEMEM”
Yeni geçilen sistemde parlamento ile Cumhurbaşkanlığının farklı yerlerde olması ülkeyi krize götürür. Parlamentoyu alan tarafın cumhurbaşkanlığını alması, ülkenin geleceği ve istikrarı açısından son derece önemlidir. Bir Türk milliyetçisi olarak ülkemin krizi girmesini istemiyorum. Ülkemde parlamentonun kilitlenmesini istemiyorum. Türk milliyetçisi olarak parlamentoyu alan Cumhur İttifakı’na cumhurbaşkanlığında destek vermekten daha doğal bir şey olamaz. HDP’ye rağmen diğer tarafa destek verip ülkede kriz mi çıkarsaydık. Ekonomik sıkıntıları da dikkate aldığımızda bu ülkenin tek bir dakika dahi istikrarsızlığa tahammülü yoktur. Özellikle istikrara vurgu yaparak tercihimizi Cumhur İttifakı’ndan yana yaptık.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş