#

Gündem

AYM’den Rahip Brunson kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), ABD vatandaşı Rahip Andrew Craig Brunson’ın tutuklamanın ve konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin hukuki olmaması ve tutukluluğunun makul süreyi aşması nedeniyle ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği’ iddiasıyla yaptığı başvuruyu reddetti.

İzmir’deki Diriliş Kilisesi’nde pastör sıfatıyla faaliyette bulunan ABD vatandaşı Rahip Andrew Craig Brunson hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Aralık 2016’da gözaltına alınan Brunson, ‘silahlı terör örgütü üyesi olma’ suçundan tutuklandı. Başsavcılık, 2018 tarihli iddianamesiyle Brunson’ın örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açtı. İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti. Brunson’ın, tutukluluğunun devamı kararına yaptığı itiraz üzerine mahkeme, yurtdışına çıkış yasağı ve konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirlerini uygulamak suretiyle tahliyesine karar verdi. Brunson’ın adli kontrol kararının kaldırılması için iki defa yaptığı itiraz başvurusu ise reddedildi.

AYM ‘HAK İHLALİ YOK’ DEDİ

Brunson, AYM’ye 2 Ekim 2018 tarihinde bireysel başvuruda bulundu. Bu arada mahkeme Brunson’ın ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edilmesine ve yurt dışına çıkış yasağı ile konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Brunson’ın başvurusunu 18 Kasım 2020 tarihinde görüşen AYM, tutuklamanın hukuki olmaması ve tutukluluğun makul süreyi aşması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların ‘süre aşımı’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. AYM, konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin hukuki olmaması, dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ise ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna hükmetti.

AYM’nin gerekçeli kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Gerekçeli kararda, bireysel başvurunun mevzuatta belirtilen süresi içinde yapılmış olmasının ön şart olduğuna dikkat çekilerek, “Bu durumda başvurucunun tutuklama tedbirleriyle ilgili şikayetler bakımından tutukluluğunun sona erdirildiği 25 Temmuz 2018 tarihinden itibaren 30 gün içinde bireysel başvuruda bulunması gerekmektedir. Bu itibarla 2 Ekim 2018 tarihinde yapılan başvuruda tutuklamayla ilgili iddialar yönünden süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır” ifadesine yer verildi.

‘ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN ÖLÇÜLÜ OLMADIĞI SÖYLENEMEZ’

Kararda tanık ifadelerine atıfta bulunularak Brunson hakkında uygulanan adli kontrol tedbirinin ‘temelsiz ve keyfi’ olduğunun söylenemeyeceği belirtilirken, “Başka bir ülkenin vatandaşı olan ve FETÖ/PDY ile PKK terör örgütleriyle bağlantılı suçtan hakkında kovuşturma yürütülen başvurucu açısından özellikle kaçma şüphesine yönelik olarak adli kontrol tedbiri nedenlerinin olgusal temelleri olduğu sonucuna varılmıştır. Terör suçlarının soruşturulması, kovuşturulması kamu makamlarını ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adli makamlar ve güvenlik görevlilerinin -özellikle organize olanlar olmak üzere- suçlarla ve suçlulukla etkili bir şekilde mücadelesini aşırı derecede güçleştirmeye neden olabilecek şekilde yorumlanmamalıdır. Bu itibarla somut olayın belirtilen özellikleri dikkate alındığında mahkemenin başvurucu hakkında uyguladığı adli kontrol tedbirinin ölçülü olmadığı söylenemez” tespitinde bulundu.