Etiket: sismik izolatör

  • “Avrasya Tüneli’nde sismik izolatörler kullandık”

    “Avrasya Tüneli’nde sismik izolatörler kullandık”

    Bakan Karaismailoğlu, “(Deprem bölgesi) Buradan elimizi hiçbir zaman çekmeyeceğiz, her şeyi eskisinden daha iyi ihya ve inşa etmeden buradan ayrılmayacağız.

    Adıyaman’da mart sonu itibarıyla 10 bine yakın aileyi konteyner kentlerde misafir etmeye başlayacağız. Nisanda konteyner kentleri tamamıyla bitireceğiz.

    Deprem bölgesinde mobil baz istasyonu problemini çözdük ama eksiklikleri de gördük. GSM şirketlerine yönelik gerekli soruşturmaları başlattık, gereği yapılacak.

    (Deprem bölgesindeki baz istasyonları) İlk 4 gün dışında deprem bölgesinde 350 mobil araçla haberleşme hizmeti sağlanmaya çalışıldı. Bu her geçen gün arttı.

    Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde böyle bir olay olsa 1 ayda bu bölgelere müdahale edemezlerdi.

    Bölgedeki karayollarımızın yüzde 2’si etkilendi. 9 havalimanından 700 bin kişiyi tahliye ettik. Ulaştırma yatırımlarının önemli olduğu görüldü. Buraları eskisinden daha iyi hale getireceğiz.” dedi.

    Depremden etkilenen tren rayları ile ilgili bilgi veren Karaismailoğlu, “56 kilometrelik kısım harici hatlar kullanılıyor.” diye konuştu.

    Bakan Karaismailoğlu, “Avrasya Tüneli’nde sismik izolatörler kullandık.” dedi.

  • Türkiye’nin deprem izolatörü üreten tek firması

    Türkiye’nin deprem izolatörü üreten tek firması

    Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde meydana gelen 7,6 ve 7,7 büyüklüğündeki iki büyük depremle sarsıldı. Binlerce binanın yıkıldığı, on binlerce binanın ise kullanılamaz hale geldiği depremlerin ardından gündeme yapının temeli ile kendisi arasına yerleştirilen deprem izolatörü (deprem yalıtım cihazı) geldi. Uygulandığı yapıda, depremin etkisini büyük ölçüde sönümleyen deprem izolatörleri, hem uzmanların önerileri hem de sosyal medyada çokça gündeme gelmesi ile vatandaşların merakını artırdı.

    Türkiye’de tek, dünyada ise on firmadan biri olan Teknolojik İzolatör Sistemleri (TİS) Genel Müdürü Uğurcan Özçamur, deprem izolatörlerinin kullanım amacını, ekonomik boyutunu, deprem izolatörlerinin nasıl uygulanabileceğini anlattı.

    “(Deprem izolatörleri ile) Yukarıdaki yapının hem yapısal hem de yapısal olmayan elemanlarını topyekun olarak korumuş oluyoruz”

    Aynı zamanda yapısal deprem mühendisi olan Uğurcan Özçamur, deprem izolatörünün basit yapıyı temelinden ayıran özel cihazlardan oluşan bir yapı olduğunu belirterek, “Yapının kendisi ile temeli arasına birtakım özel cihazlar yerleştiriyoruz. Bu cihazlar, düşey doğrultuda yapının yükünü taşıma kapasitesine sahip oluyor. Yatay doğrultuda ise oldukça esnek oluyor. Biz orada bir arayüz oluşturuyoruz. Yapıyı temelinden ve zeminden ayırmış oluyoruz. Bu sayede deprem olduğunda depremin ivmeleri geldiğinde üst yapı etkilenmemiş oluyor. Deprem hareketi izolatörler tarafından karşılanmış oluyor. Yukarıdaki yapının hem yapısal hem de yapısal olmayan elemanlarını topyekun olarak korumuş oluyoruz” diye konuştu.

    “İki haftanın sonunda da herkes (deprem) hiç olmayacakmış gibi davranmaya başlıyor”

    Depremlerin ardından deprem izolatörlerine olan ilginin ne kadar sürede kaybolduğunun sorulması üzerine Özçamur, “Biraz değişken. Daha küçük ölçekli depremlerde unutulma süresi bir hafta ila on gün arasında. Pek çok talep, arayan, soran vesaire oluyordu ama bir hafta için bu ilgi sönümlenip yok oluyordu. Genel olarak depremlerde ülkece yaşadığımız bir sorun bu, sadece deprem izolatörü özelinde değil. Deprem olduktan sonra az ya da orta ölçekli hasar olduğunda bir hafta boyunca herkes bunu konuşuyor. Bir haftadan sonra üç-beş kişi kalıyor bunu konuşan. İki haftanın sonunda da herkes böyle bir şey hiç olmayacakmış gibi davranmaya başlıyor. Kötü olayları çabuk unutmak istiyoruz. Kahramanmaraş depremlerinin ardından daha farklı bir boyuta geçti. Bu kadar kolay unutulur mu bilemiyorum. Bu seferki depremin boyutu ve yıkım çok çok fazlaydı. Bir noktada yine unutulacağını düşünüyorum” diye konuştu.

    “Tüm yapıları (deprem izolatörlü şekilde) inşa edelim çok doğru bir yaklaşım değil”

    Deprem bölgesinde inşa edilecek yeni binaların tamamında deprem izolatörü kullanılmasının doğru olmadığını aktaran yapısal deprem mühendisi Özçamur, “Yapının bulunduğu bölgeye göre, zemin özelliklerine göre, yapının mimarisine göre uygun olmayan ya da deprem yalıtımından daha doğru, daha uygun, daha ekonomik çözümler mevcut. Örneğin 15 katlı bir yapı için hele bir de deprem bölgesinde olmayan bir yapıda deprem yalıtımı uygulamaya çalışmanın hiçbir anlamı yok.

    Yüksek katlı yapılar için farklı çözümler var. Eski yapıların güçlendirilmesinde deprem yalıtımı uygulaması çok çok zor. Dünyada bile sayılı örneği var. Ne kadar ekonomik olduğu da tartışılmalı. Hızlı, daha basit güçlendirme teknikleri ile bu konuya yaklaşılabilir. Yeni inşa edilecek bölgelerde tabii ki deprem yalıtımlı yapılar olsun. Daha uzun ömürlü, daha güvenlikli ve daha yüksek performans veren yapılarımız olsun ama tüm yapıları bu şekilde inşa edelim çok doğru bir yaklaşım değil” ifadelerini kullandı.

    “Maalesef deprem ülkesiyiz ama üniversitelerimizden bir tane bile deprem dersi almadan mezun olabilirsiniz inşaat mühendisi olarak”

    Yeni yapılacak tüm binalarda deprem izolatörü kullanılması durumunda TİS olarak üretim kapasitelerinin yapacakları kapasite artırımı ile yetebileceğini savunan Özçamur, şunları kaydetti:

    “Tabii ki kapasite artırımları gerekecektir ama burada darboğaz üretim değil. Burada darboğaz bu işin mühendisliği. Bize yüzlerce telefon geliyor, yüzlerce mail geliyor şu haftalarda. Bunların arasında bir kişi bile ‘bu işin hesabı, deprem yalıtımlı binanın tasarımı özel bir konu galiba bu nasıl yapılıyor?’ diyen bir kişi olmadı. Bu ne demek? İnsanlar bunu markete gidip alınabilecek bir şey gibi düşünüyor. Lastik değiştirmek gibi bir şey değil bu. Bu projeye özel tasarlanan, yapının da buna uygun tasarlanması gereken bir ürün. Dolayısıyla deprem izolatörü olan bir yapıyı tasarlayabilecek mühendis sayımız kaç? Ama bütün binalara deprem izolatörü koyalım dediğimizde bu mühendis sayımız yetecek mi? Asla.

    Paket programlarla bu iş yapılmaz. Yapısal deprem mühendisliği ile alakalı çalışmaları olan, bu tip altyapısı olan, bu tip tecrübesi olan mühendislerimizin ilgilendiği bir konu. Maalesef deprem ülkesiyiz ama üniversitelerimizden -hatırı sayılır üç-beş taneyi de dahil ediyorum- bir tane bile deprem dersi almadan mezun olabilirsiniz inşaat mühendisi olarak. Bu mezun olan arkadaşlar depremle ilgili hiçbir altyapısı olmadan izolatörü olan binayı zaten tasarlayamaz ama şu anda normal binaları tasarlıyorlar. Bunun için bir kontrol sistemi yok, bunun için bir denetim mekanizması yok. Bir günde proje yapılıyor. Önce buraya yönelmemiz gerekiyor.”

    “Deprem izolatörü kusur örtecek bir şey değil”

    Özçamur, doğru mühendislik her türlü binanın yapılabileceğini belirterek, “Deprem izolatörü olan bina bunların içinde önemli bir paya sahiptir. Deprem izolatörü koyduğunuz zaman bina kusurlarını örtemezsiniz. Deprem izolatörü koyduğunuz zaman binanın geri kalanında da detaylı analizler ve uygulama yapmanız gerekir. Deprem izolatörü koyup ZD, ZE olan zemin sınıfınızı ZB, ZA yapamazsınız. Deprem izolatörü koyduğunuzda ‘üst yapıda ben istediğimi yaparım’ diyemezsiniz. Bunların hepsi bir bütündür. Bunların hepsinin hesabı doğru yapılmalı ve ona göre uygulanmalıdır. Deprem izolatörü kusur örtecek bir şey değil. Sizin deprem izolatörü olan binanız her şekilde A sınıfı olmak zorundadır. Tasarım anlamında da uygulama anlamında da” dedi.

    “Hiçbir zaman deprem öldürmez, her zaman bina öldürür”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir binada bardak bile kırılmazken yanındaki binanın tamamen çökmesinin nedenini değerlendiren Özçamur, şu ifadeleri kullandı: “Bu çok fazla faktöre bağlı. Yapının yapım tekniliği ile alakalıdır, oradaki işçilik ile alakalıdır. Bunu net olarak şu anda tek sebebi budur diyemem. Ama pek çok sebebin bir araya gelerek bu sonuçları doğurduğu bir gerçek. Hiçbir zaman deprem öldürmez, her zaman bina öldürür. Bu çok klişe bir söz ama öyle. Çok büyük depremler olacağını biliyoruz. Çok büyük depremlerin hangi bölgelerde daha etkili olacağını, hangi bölgelerde daha çok hissedileceğini, hangi yapıların bu depremi nasıl yaşayacağını da hesaplayabiliyoruz. Doğru bir mühendislik yaparsanız her şeyin bir çözümü var. ‘Çok zayıf zemine bina yapılmaz, kuvvetli zemine yaparsanız bir şey olmaz’ ifadesi de doğru değil. Depremin frekans altyapısına bağlı olarak bile bu değişir. Ama siz hangi depremde hangi zeminde bulunan binanın nasıl davranacağını hesaplayabiliyorsunuz. Buna göre tasarım ve uygulama yapınca zaten belirli bir performansı otomatikman sağlarsınız.

    Yönetmeliğin belirlediği asgari şartları sağlarsınız, o bina göçmez. O bina hasar alsa bile göçmez. İnsanı öldürmez. Zaten olayın temeli bu. İzolatör olduğunda konu biraz öteye geçiyor. Göçmeme ya da insan öldürmemenin yanında ‘bu yapı hasar da almayacak’ diyoruz. Depremden sonra kesintisiz bir şekilde kullanımına devam edebilecek. Bunu sağlamak için de ‘biz bunu koyalım, başka hiçbir şey yapmayalım’ dediğim sebeplerden yine olamıyor. Siz bu binayı da yine buna göre tasarlayacaksınız.”

    “Deprem izolatörleri depremsen sonra en çok ihtiyaç duyulacak yapılara uygulanır”

    Deprem izolatörlerlerine neden ihtiyaç duyulduğunu anlatan Özçamur, “Bizim yönetmeliğimize göre daha önemli olarak görülen yapılar vardır. Bunun temeli şuna dayanır: Depremden hemen sonra çok ihtiyaç olacak ya da kullanılamaz durumda olması halinde çok fazla olumsuzluk yapılar. Nedir bunlar? Örneğin ulaşım yapılarıdır. Köprü, viyadük, havalimanı gibi. Nedir bunlar? Hastanelerdir en başta. Onun dışında çok fazla insanın bir arada bulunduğu yerler, okullar, çevre felaketi oluşturacak birtakım depo alanları, veri merkezleri, tarihi yapılar, afet yönetim merkezleri, valilik binaları olabilir. Bunlar önemli yapılar olarak görülür. Bir deprem olduktan sonra insanların hem barınabileceği hem de güvenle kullanabileceği bir yerin orda var olması. Yıkılmayan bina yapmayı biliyoruz ama hasar oluyor. Bir diğer nokta da o. Hem depremden sonra kullanıma açılabilsin ya da hasar alması halinde çok fazla kişiyi mağdur edebilecek binalar ele alınıyor” diye konuştu.

    Yapısal deprem mühendisi Özçamur, deprem izolatörlerinin ekonomik boyutuna ilişkin, “Depremden sonra yapının hasar almaması ekonomik boyuta giriyor. Örneğin veri merkezleri bu şekildedir. Veri dünyada en değerli şeyler arasında yer aldığı için veri merkezinin depremden sonra kullanılamaz hale gelmesi muazzam bir ekonomik kayıp. Deprem izolatörleri iki aşamalı bir koruma sağlamış oluyor. Toptan bir koruma sağlamış oluyor. Yönetmeliklerin esas amacı göçmeyi engellemesi ve can güvenliğini sağlamasıdır” ifadelerini kullandı.

    “Konutlarda deprem izolatörü maliyeti yüzde 8 ila 10 arasında artırır”

    Deprem izolatörü olan yapı ile deprem izolatörü olmayan yapı arasındaki maliyet farkının detaylarını paylaşan Özçamur, şunları söyledi: “Yapısına göre değişir. Örneğin hastane gibi daha maliyetli yapılar bu maliyet farkı yüzde 2 ila 3 civarındadır inşaat maliyetinin. Konut en pahalı kısmı olarak görülüyor. Orada da yaklaşık arsa payı hariç – çünkü çok değişken bir şey arsa payı- inşaat maliyetinin yüzde 8 ila 10’u arasında hesaplıyoruz. Bize gönderilen projelerden anlıyoruz bunu. Bu tabii projeye özel tasarlanıp ayarlandığı için oldukça değişken. Ama kabaca bu rakamları söyleyebiliriz.”

    “Yapı güvenliği konusunda inşaat mühendislerimizin kolay kaçmaması gerekiyor”

    Deprem yalıtımının Türkiye için yeni teknoloji olmasına rağmen dünyada uzun yıllardır kullanıldığını ifade eden Özçamur, “İnşaat mühendisliği biraz muhafazakar bir sektör. Son depremde gördük ki bu tip yeni teknolojilerin, -bunlar deprem yalıtımı olabilir diğer anti sismik cihazlar olabilir- daha fazla gündemimizde olması gerekiyor. Daha fazla kullanılması gerekiyor. Yapı güvenliği konusunda inşaat mühendislerimizin daha yeniliğe ve öğrenmeye açık, birtakım şeyleri inceliyor, öğreniyor olması, kolaya kaçıyor olmaması gerekiyor. Dolayısıyla son depremde gördük bölgedeki deprem yalıtımlı hastanelerden. Deprem izolatörlerinin doğru uygulama ile gayet güzel performans gösterdiğini ve görevini yaptığını gördük. Bizim bölgede çok sayıda deprem izolatörü olan yapımız vardı. Hepsi istediğimiz gibi gayet verimli ve düzgün şekilde çalıştı. Bunu tek depremde yapmadılar. Belirli bölgelerde 2 büyük depremi arka arkaya yaşadılar. Hatta, Hatay tarafında 4 depremi arka arkaya yaşadılar. Yeni teknolojilere açık olalım, yeni teknolojileri olabildiğince doğru mühendislikle uygulayalım” dedi.

    Deprem bölgesinde uygulamada olan 8 projede yer alıyorlar

    Deprem bölgesinde deprem izolatörü olan yapıların hepsinin TİS tarafından yapılmadığı bilgisini veren Özçamur, bölgedeki 11 deprem yalıtımlı hastanenin 8’inin kendilerine ait olduğunu söyledi.

  • Balkanlar’ın sağlık üssü sismik izolatörlerle güven veriyor

    Balkanlar’ın sağlık üssü sismik izolatörlerle güven veriyor

    Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 11 ili etkileyen 2 büyük depremin şiddeti, sismik deprem izolatörlerin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Bir yapının temeldeki taşıyıcı unsurların zarar vermemesi ve binanın temel ağırlığı temeldeki kolonların üzerine bu izolatörler vasıtasıyla tutturulması sonucu binanın afet anında hareket kabiliyeti kazanmasıyla beraber binanın kendi kendine zarar vermesine engel olunuyor. İzolatörler sayesinde binaya esneme payı bırakılarak çöküşler büyük oranda engellenirken, deprem hissi de büyük oradan azalıyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 yıl önce açılışı yapılan, ‘Balkanlar’ın sağlık üssü’ konumundaki Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi de 651 sismik deprem izolatörü ile güven veriyor. Kahramanmaraş merkezli depremin ardından bazı yaralılar da Tekirdağ Şehir Hastanesine getirilerek tedavi altına alındı. Marmara’da olabilecek herhangi bir depreme karşı, Tekirdağ Şehir Hastanesi hem Tekirdağ’a hem de çevresindeki diğer illere hizmet vermeye devam edecek.

    Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Cengiz Kalkan yaptığı açıklamada, “651 adet sismik izolatörümüz var. Tüm kolonlarımızın üzerinde sismik izolatörler var. Bölgede beklenen, tahmin edilen bütün büyük depremler hesap edilerek bu şiddete dayanılacak derecede yapılmış durumdadır. Herhangi bir felaket yaşadığımızda hastanemizdeki sağlık aksamadan sürmesini temin etmek için planlanmıştır. Bölge hastanemizde tüm ülkemizin emrindedir” dedi.

  • Şehir hastaneleri sismik izolatörle depremden korunuyor

    Şehir hastaneleri sismik izolatörle depremden korunuyor

    İkinci deprem bölgesinde bulunan Samsun’da yapımı devam eden şehir hastanesinde bin 20 sismik izolatör bulunuyor. Zemin hareketinin binaya kontrollü aktarılmasını sağlayan yüzlerce sismik izolatör, hastanenin yüksek şiddetli depremleri bile en hafif şekilde hissetmesini sağlamayı hedefliyor.

    Depreme karşı geliştirilen deprem izolatörleri, yeni nesil şehir hastanelerinde kullanıyor. Samsun’da yapımı devam eden şehir hastanesinde bu sismik izolatörler kullanılıyor. Şehir hastanesinin otopark kısmında kolonlarda bulunan izolatörler yatay olarak hareket ederek depremin sarsıntı gücünü emiyor ve o sırada bina içerisinde bulunanlar neredeyse depremi hissetmiyor. Şehir hastanesi inşaatı yetkilileri ise izolatör sistemi sayesinde herhangi bir sarsıntı durumunda hiçbir şekilde elektrik, su, doğal gaz kesintisinin olmayacağını söyledi.

    “İzolatörlü binalarda depremi hissetmeyebilirsiniz”

    Samsun Şehir Hastanesi’nin izolatör sistemi hakkında bilgi veren proje müdürü Mahmut Güneş, “Sağlık Bakanlığımız 5 yıl önce yayınlanan bir genelge ile 100 yatak ve üzeri hastanelerde, birinci ve ikinci deprem bölgelerinde bütün binaları izolatörlü yapmaya başladı. Buradaki hastanemizde de bin 20 sismik izolatörle binamız depremde yıkılmayacak şekilde güvenli hale getirildi. Sismik izolatörler binanın temelindeki kolonların üzerlerine yerleştirilmektedir. Bizim burada kullandığımız teknikte bodrum katı kolonlarının üzerine konulmaktadır. Üst bina alt binadan izolatörle ayrılmaktadır. Aşağıda gerçekleşen deprem yükleri izolatörler sayesinde hiçbir şekilde üst binayı etkilememekte ya da çok az etki etmektedir.

    İzolatörler vasıtasıyla depremi sönümlemektedirler. O yüzden binanın çevresi 50 santim boşlukla diğer bütün dış etkenlerden ayrılmaktadır. Zemin hareketleri üst kata çok az etkilemektedir. Depremin büyüklüğüne göre depremi sömürme oranı değişebildiği için kesin bir oran veremeyebiliriz ancak benim görüşüm izolatörlerin depremin etkisini yüzde 10’a kadar düşürebildiğidir. 6 şiddetindeki bir deprem, 2 şiddetinde hissedilebilir. İzolatörlü binalarda deprem hissedilmeyebilir” dedi.

    “İzolatörler insanlarda bir güven oluşturdu”

    Proje koordinatörü Deniz Yıldız ise “Aslında bakarsanız bizim şartnamelerimiz izolatörler olmadan da binalar yıkılmayacak şekilde hazırlanmıştır. Deprem izolatörlü binada ise asıl özellik deprem anında bile hem depremi oluştuğu şekilde hissetmemek hem de deprem sırasında elektrik, mekanik, doğal gaz, su gibi sistemlerin kesintiye uğramayıp devam etmesini sağlamak başlıca görevleridir. Biz bunu yakın zamanda yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerde ve daha önceki depremlerde de gördük. Bu şekilde çalışan hastaneler, hiçbir şekilde elektrik kesintisine uğramadan, devam eden ameliyatların dahi durmaksızın deprem sırasında devam etmeleri için tasarlanmıştır. Deprem izolatörlerinin birinci etkisi sistemin kesilmemesine yöneliktir. Bizim hastanemizde de bin 20 izolatörle bu sistem vardır.

    Firmamızın yaptığı şu an devam eden, tamamlanmak üzere olan bütün hastanelerde izolatörlerimiz bulunmaktadır. Malatya ve Osmaniye’de de hastanelerimiz vardır. Deprem sonrası hepsini gidip inceledik ve binalarımızın depremden çok az etkilendiğini gördük. Binalar neredeyse 10-15 santim deplasmanlar yaşadı ancak dediğim gibi bizim hiçbir sistemimizde etkilenme olmadı. Tabii, bunun gibi örnekleri daha önce yaşanan Elazığ depreminde gördük. Adana’da ve oradaki hastanelerimiz de izolatörlü hastanelerimizdir. Bunlarda da sıva çatlağına kadar hiçbir deformasyon yaşamadık. O yüzden bunlar insanlarda bir güven oluşturmuş durumda. Bu anlamda bizim hastanemiz deprem sırasında toplanma alanı olarak gayet büyük olan otopark alanımızla güven merkezi olacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.

  • Bursa Şehir Hastanesi sismik izolatörüyle güven veriyor

    Bursa Şehir Hastanesi sismik izolatörüyle güven veriyor

    Nilüfer ilçesi Doğanköy mevkisinde 745 bin 365 metrekare alanda yapımı 2 yılda tamamlanan 1355 yatak kapasiteli sağlık kuruluşunun bünyesinde genel, kadın-doğum ve çocuk, kalp damar, onkoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon (FTR) ile yüksek güvenlikli adli psikiyatri (YGAP) olmak üzere 6 hastane bulunuyor.

    Hasta kabulüne başladığı 16 Temmuz 2019’dan bu yana 5 milyonu aşkın kişiye hizmet veren hastaneyi sadece Bursalılar değil Balıkesir, Çanakkale, Bilecik ve Yalova’dan hastalar da tercih ediyor.

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Malatya ve Gaziantep’teki iki kamu hastanesinin zeminlerine yerleştirilen sismik izolatör sayesinde depremi hasarsız atlatmaları, yapılarda izolatör kullanımının önemini ortaya koydu.

    Olası bir depremde hastanedeki operasyonel faaliyetleri dahi aksama olmadan yerine getirilebilecek şekilde 859 sismik izolatörle inşa edilen Bursa Şehir Hastanesi de sağlık çalışanları ve hastalarına güvenli bir ortam sunuyor.

    “Binalar kütle halinde yanal hareket kabiliyetine sahip”

    Bursa Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Engin Ertek, kurumun 3,5 yılı aşkın süredir hizmet verdiğini söyledi.

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından insanların yaşadıkları evlerin ve çalıştıkları ortamların depreme dayanıklılığını sorgulamaya başladığını belirten Ertek, Bursa Şehir Hastanesi’nin 859 sismik izolatör üzerine kurulduğunu dile getirdi.

    Binaların kütle halinde yanal hareket kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Ertek, şöyle konuştu:

    “Sadece inşai yapı olarak değil, içinde bulunan tüm elektrik, mekanik tesisatlar da deprem anında, sarsıntı anında çevreye zarar vermemesi için kondansatör ve sismik kelepçelerle desteklenmektedir. Ayrıca hastanemizde elektrik, su, doğal gaz gibi ihtiyaçların karşılandığı altyapıların bağlantı noktaları da bu tür afetlere karşı elastikiyet yeteneğiyle direnç kabiliyetine sahiptir. Hastanemiz, şebeke kaynaklı elektrik kesintilerinde dahi bünyesinde bulunan jeneratör gücüyle ihtiyacını karşılayabilme yeteneğine sahiptir. Deprem anında ve sonrasında ameliyathane, yoğun bakım, acil servis gibi hizmetler kesintisiz bir şekilde sürdürebiliyor. Burası çalışanların sarsıntıyı en az şekilde hissettiği, hizmetin durmadığı, devam ettiği bir hastane modelidir.”

    Ertek, 621 metrekarelik iki sığınak ile acil servisin altında 186 yataklı medikal sığınak alanının da bulunduğunu bildirerek, bu sağlık üssünün olası depremlere hazırlıklı olduğunu sözlerine ekledi.