Bursa
Başkan Aktaş sempozyum açılışında konuştu
Bursa’nın 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmesi sebebiyle yapılacak etkinlikler kapsamında ‘Tarih ve şehir Sempozyumu’ düzenlendi. Sempozyumun açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “1326 tarihi Bursa’nın ve Bursa’ya benzeyen şehirlerin inşa, ihya ve imar sürecinin de başlangıç noktası sayılır. Şehirler, medeniyetlerin özü, özetidirler” dedi.
Bursa’da resmi olarak Nevruz Bayramı kutlamalarıyla başlayan 2022 Türk Dünyası Başkenti etkinlikleri, hız kesmeden devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Konseyi işbirliğinde Tarih ve Şehir Sempozyumu düzenlendi. Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki sempozyumun açılış törenine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Valisi Yakup Canbolat, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve akademisyenler katıldı.
Sempozyumun açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türk Dünyası Kültür Başkenti olmanın heyecanını yaşadıklarını, aldıkları bu emaneti en iyi şekilde temsil etmenin derdi ve heyecanı içerisinde olduklarını söyledi. Tarihi mirası yoğun şehirlerin hikâyelerinin yüzlerce hatta binlerce yıl öncesine uzandığını ifade eden Başkan Aktaş, “Bursa, Osmanlı’nın ‘dibacesi’ olarak bilinir. Osman Bey’in devlet tasavvurunun merkezinde Bursa vardı ve mutlak alınmalıydı. Uzun bir kuşatma sonrası şehrin fethi, 1326 yılında Orhan Bey’e nasip oldu. 1326 tarihi aynı zamanda Bursa’nın ve Bursa’ya benzeyen şehirlerin inşa, ihya ve imar sürecinin de başlangıç noktası sayılır. Bursa bu tarihten itibaren, İstanbul’un fethine kadar sadece bir ‘Osmanlı başkenti’ olarak kalmadı. Büyük bir şehir niteliği kazanması ve sürekli yenilenen ve genişleyen bir şehir olması noktasında sur dışına taşan yapılaşmasıyla önemli eserler kazandı. Bu sempozyumla amacımız Türk dünyası çerçevesinde Bursa’nın kültürel ve fiziksel tarihini, fetih öncesinden sosyo kültürel kimliğine varıncaya kadar çeşitli perspektiflerle incelemek ve tanıtmaktır” dedi.
Bursa Valisi Yakup Canbolat ise, ipeğin ve zanaatın ilk merkezlerinden biri olan Bursa’nın, aslında yüzyıllarca Roma’nın görkemli hikayesinin düğüm noktasını oluşturduğunu bu nedenle adını Bitinya Kralı Prusias’tan ama ana karakteristik özelliğini Osmanlı İmparatorluğu’ndan aldığını hatırlattı. Canbolat, “Burcu evliya kalesi olan Bursa, bir sanayi ve ticaret merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda tarım kenti, turizm kenti, kaplıca kenti, üniversite kenti, balıkçılık kenti, dağ, orman, göl ve deniz sporları kentidir. Bursa, 4 sultan döneminde oluşan şehir kültürüyle sadece bir devletin başkenti değil, aynı zamanda yeni coğrafyalarda benzerleri tekrar tekrar üretilerek bir şehir prototipi de oluşturmuştur. El sanatları ve halk sanatları alanında UNESCO Şehirler arasında seçilen, Anadolu’nun batıya açılan kapısı durumunda olan Bursa’mız, 2020 Yılı Kültür Başkenti Özbekistan’ın Hiva şehrinde düzenlenen Türksoy Kültür Bakanlığı Daimi konsey 38. dönem toplantısında, 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmiştir. Bu paye, Bursa’mıza da oldukça yakışmıştır” diye konuştu.
Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, medeni unsurların kuşaktan kuşağa aktarılmasının önemine vurgu yaptı. Eriş, “Eğer siz bulunduğunuz medeni unsurları, gençlerinize devredemezseniz, gençleriniz bunu geleceğe ışık tutacak hale dönüştüremezlerse çok acı bir şekilde başka ülkelerin tebaası olurlar. Ama Türk topluluklarına bakıldığında Orta Asya’dan itibaren her biri bir meşale olan büyüklerimiz, atalarımızla bugüne kadar gelmiş bulunmaktayız. Türk toplulukları, medeniyetlerin ışıldadığı topluluklardır. Ve el vermişlerdir. Onun ışıklarından istifade edilebilir. Geleceğe de ışık tutulabilir. Söğüt’ten Bursa’ya gelen bu ışık da bir yeni parlayış, Türk dünyasını birlikte olmaya götürecek olan heyecanı da beraber oluşturdu. Bu heyecanı duymaya başladığınız andan itibaren Türk dünyasının gelecekte daha güçlü, daha büyük imkanlar içerisinde olacağını söyleyebilirim. Öncelikle ilim insanlarımızın tamamına, Bursa Valiliği’ne, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve gençlere teşekkür ediyorum. Türk Dünyası Kültür Başkenti olmaya layık olan şehirlerin başında bana göre Bursa ile Edirne gelir” dedi.
Sempozyumun birinci oturumu ‘Fetih öncesi Bursa’ konu başlığıyla yapıldı. Panelistler Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, Dr. öğretim üyesi Kutlu Akalın, Prof. Dr. Tülay Metin ve Araştırma Görevlisi Hüseyin Umut Varla, oturum başkanı Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu, konuyu tüm yönleriyle ele aldı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş