#

Türkiye

‘Ben kahvedeyim, helikopteriniz gelip beni buradan alsın’

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Acil Komuta Kontrol Merkezi görevlilerinin hasta ve hasta yakınlarıyla ilginç diyalogları ortaya çıktı. Sağlık görevlilerinin ambulans helikopterle gittikleri köyde adres sordukları hasta yakını, ‘Ben kahvedeyim. Helikopteriniz gelip beni buradan alsın. Ben pilota ineceği yeri göstereceğim” dedi.

Acil vakalara ulaşmak için zamanla yarışan Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Komuta Kontrol Merkezi görevlileri, çoğu asılsız olmak üzere her gün binlerce çağrıya cevap veriyor.

Farklı tiplerde yaklaşık 100 ambulans, 53 istasyon ve 700 acil sağlık personeli ile hizmet veren Komuta Kontrol Merkezine günlük gelen yaklaşık 9 bin çağrının 400’ü gerçek vaka çıkıyor. Zor ve riskli şartlarda 7 gün 24 saat fedakârca çalışarak insanları yaşatmayı ilke edinen sağlık görevlileri, asılsız çağrılardan ve sürücülerin duyarsızlığından şikayetçi. Hastaya kent merkezinde 10 dakika, kırsalda ise 30 dakika içerisinde ulaşmaları gereken görevliler, asılsız çağrılar ve sürücülerin duyarsızlığı nedeniyle bunu gerçekleştirmekte güçlük çekiyor. Nöbet sonlarında çoğu zaman hayat kurtarmanın sevinciyle evlerine dönen sağlık çalışanları daha çok hayata dokunabilmek amacıyla gereksiz ve asılsız çağrı yapanlarla ambulansa yol verme konusunda sürücüleri bir kez daha uyardı.Çalışmaları hakkında bilgi veren İl Ambulans Servisi Acil Komuta Kontrol Merkezi Birim Sorumlusu Fatma Kaya Erdil, görevleri sırasında karşılaştıkları olayları anlattı. Erdil, “Gereksiz yere meşgul edenler oluyor. Telefon alım satımı yapanlar, telefonun çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla arıyorlar. ‘Telefonum çalışıyor mu, sesim geliyor mu, iyi geliyor mu?’ şeklinde sorular soruyorlar. Bu gerçekten bizim için kötü oluyor. Bizi arayan ve bize ulaşmak isteyen, gerçekten zor durumda olan insanlara daha geç ulaşmamıza neden oluyorlar. Bunun için gereksiz yere meşgul etmemelerini istiyoruz. Ambulanslarımız seyir halindeyken trafikte yol vermelerini istiyoruz. Bize çağrı geldikten sonra yaklaşık olarak 5- 6 dakika içerisinde hastalara ulaşıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir durum. Helikopter ambulansımızı Kulp ilçesinde bir vaka için yönlendirdik. Hasta yakını ile görüşmemizde hasta yakını yeri tarif ederken, ‘Ben kahvedeyim. Helikopteriniz gelip beni buradan alsın. Ben pilota ineceği yeri göstereceğim’ şeklinde konuşmuştu” dedi.

‘O GÜN EVE MUTLU VE HUZURLU GİTTİM’
Kimi zaman acı olaylarla da karşılaştıklarını anlatan Erdil, “Helikopter ambulansımızı Çüngüş ilçesinde bir vakaya yönlendirmiştik. O anda başka bir çağrı aldık. Lice’de 12 yaşında bir çocuğun kendisini astığı ihbarını aldık. Tabii bir taraftan koordinatları almaya çalışıyoruz, bir taraftan jandarmayla görüşmeye çalışıyoruz, Karayollarını, belediyeyi arıyoruz. Yollar kapalı ve ancak 3 gün içerisinde açılacağı bilgisine ulaşıyoruz. Zamanla yarıştığımızın farkındayız. Saniyeler bizim için çok önemli. Onun için helikopter ambulansımızı hemen Lice’deki vakaya yönlendirdik. Hastaya ulaştık. Dicle Üniversitesi kardiyoloji heliportundan kara ambulansımız vasıtasıyla Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ettik. Sonrasında hastanın durumunu öğrenmek için aradığımızda hastanın yaşadığını öğrendik. O gün eve giderken gerçekten mutlu ve huzurlu gittim. O gün idarecilerimizle, doktorlarımızla, çağrı personellerimizle, istasyonlarımızla gerçekten koordineli ve hızlı bir şekilde çalıştık. Unutamadığım bir gündü” diye konuştu.

‘ANONSLA 90 SANİYE İÇERİSİNDE ÇIKIYORUZ’

Çınar ilçesindeki Acil Komuta Kontrol Merkezi istasyonunda çalışan paramedik Melike Rezan Çelik ise nöbeti devralır almaz ambulanstaki ve istasyondaki tıbbi sarf malzemeleri ve ilaçları kontrol ettiklerini ifade ederek, anons geldiğinde 90 saniye içerisinde çıkış yaptıklarını söyledi. Çelik, şunları anlattı:
“Bölgeden bölgeye değişmekle beraber günde ortalama 20 vaka çıkıyoruz. Bölgelerimiz kentsel ve kırsal olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ortalama 5 dakika içerisinde olay yerine varıyoruz. Kırsal alanlarda zaman daha da uzuyor. Zaman bizim için çok değerli. O sırada ne yapıyorsak yapalım yemek yiyorsak bile yemeği bırakıp çıkış yapıyoruz. Özellikle kış aylarında çok zorluk yaşayabiliyoruz. Sürücülerimizin yol vermeleri çok önemli. Sonuçta bir can kurtarmaya gidiyoruz. O can onların yakınları da olabilir. Bazen vakaya giderken yol vermedikleri oluyor. Sağlıkçılar önde olduğu zaman sirenleri boşa çaldığımızı sanıyorlar ve yol verilmiyor. Bu konuda sürücülerimizin daha duyarlı olması gerekiyor. Sonuçta öndeysek ve siren çalıyorsa vakaya gidiyoruz. Bir de sırf biz yolu açtığımız için bazı sürücüler bizimle birlikte devam ediyor. Sonuçta başımıza her şey gelebilir. Ani fren de yapabiliriz.”

‘2018 YILINDA 3 MİLYONA YAKIN ÇAĞRI GELDİ’
Diyarbakır Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Hüseyin Hakan Karakaş ise 2018 yılı içerisinde 3 milyona yakın çağrı geldiğini ve bu çağrılardan 130 bininin gerçek vaka olduğuna dikkat çekerek, “Tabii bu 130 bin rakamının içinde çok farklı vakalarımız var. Diyarbakır genelinde farklı tiplerde olmak üzere 53 istasyonumuzda hizmet veriyoruz. Toplamda Diyarbakır’da 700 civarında acil sağlık hizmetlerinde personelimiz var. Kentsel bölgelerde vakaya ulaşma süresi 10 dakikanın altında, kırsal bölgelerde ise 30 dakikanın altında. Diyarbakır ulaşım oranlarımıza baktığımızda vakaların yaklaşık yüzde 90’ına 10 dakikanın altında ulaşıyoruz. Kırsalda ise bu oranımız yaklaşık yüzde 87’lerde. Ayrıca ilimizde konuşlu ve bölgeye hizmet eden 1 helikopter ambulansımız var. Acil durumlarda, ulaşılması güç yerlerde vaka transferlerinde kullanıyoruz. Hava ambulansı ile 2018 yılında 70 civarında vakaya müdahale edildi. Bunlardan 35’i ilçelerimizdeki vakalarımız. Bunun dışında Sağlık Bakanlığımızın çok büyük hizmetlerinden biri olan uçak ambulans hizmeti var. Özellikle uzun mesafe transferi gereken vakalarda, acil durumlarda kullanıyoruz. Yine 2018 yılında Diyarbakır’da il dışına yapmış olduğumuz vaka transferi var” diye konuştu.

Günde ortalama 9 bin civarında çağrı aldıklarını kaydeden Karakaş, “Bu gelen çağrıların ancak yüzde 5 ile 10’u vakaya dönüşüyor. Bizim günlük vaka sayımız ortalama 400 civarında. Çünkü gelen her çağrı vaka olmuyor. Bazen aynı vaka ile ilgili görüşmelere yapmak zorunda kalabiliyorsunuz veya aynı vaka ile ilgili çok sayıda kişi de arayabiliyor. Bizden yardım isteyen herkesin yardımına koşma gibi bir yükümlülüğümüz var. Arayan kişi sonuçta sağlık çalışanı değil, o yüzden konunun önemini ya da yapılması gerekeni bilmeyebiliyor. Bazı konularda sistem üzerinden tıbbi danışmanlık hizmeti veriyoruz ama bazen değerlendiremedikleri vakaları yerinde görüp değerlendirmek gerekiyor” dedi.

“Hâlâ bizim ulaşımla, yol verme ile ilgili sıkıntılarımız var” diyen Karakaş, sürücülere uyarıda bulunarak, “Özellikle bir ambulans vakaya giderken ışıkları ve siren sistemleri açık oluyor. Böyle bir durumla karşılaştıklarında bazen önünde hızlı giderek yol vermeye çalışıyorlar ya da trafiği aksatacak manevralar yapmak zorunda kalıyorlar. Böyle durumlarda istediğimiz şey ambulansın geçiş yönüne doğru yolu açık tutacak şekilde, ‘fermuar sistemi’ dediğimiz, yolun sağına soluna doğru çekilerek ambulansın geçişini sağlayacak şekilde yavaşlamaları” ifadelerini kullandı.