#

Bursa

Bursa’da okulda katledilen kadının ailesi isyan etti

Bursa’da eşini temizlik görevlisi olarak çalıştığı okulda 21 bıçak darbesiyle bıçaklayarak öldüren Atalay Doğan’ın (30) İnegöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması sürüyor. Öldürülen kadının ailesi ise adalet istiyor.

Bursa İnegöl’e bağlı Süleymaniye Mahallesi’nde Yunus Emre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde 17 Haziran 2021 günü Atalay Doğan, eşi Bircan’ın temizlik görevlisi olarak çalıştığı okula gitti. Görüşme sırasında ikili arasında tartışma çıktı. Eşinin elindeki bıçağı gören Bircan, koşarak okulun içindeki odasına girip, kapıyı kapama çalıştığı sırada öfkeli koca kapıyı zorla açtı. Atalay Doğan, yanındaki bıçağı defalarca eşine sapladı. 21 bıçak darbesiyle yere düşen kadın kanlar içinde kaldı. Atalay Doğan, eşinin başında dakikalarca beklerken, olay yerine gelen polis ekiplerini gören koca, camdan atlamaya çalıştığı sırada ekiplerce tutuldu.

112 Acil Servis ambulansıyla İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan kadın, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. mBileklerini de keserek yaralanan öfkeli koca polis ekipleri nezaretinde hastanedeki tedavisinin ardından gözaltına alındı. Eşi kasten öldürme’den ağırlaştırılmış müebbet suçuyla tutuklu yargılanan katil zanlısı kocanın, İnegöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması sürüyor. Sanık Doğan, 3. kez mahkemeye çıktı.

Sanık Atalay Doğan, cinayeti işlediği olaydan 1 gün sonra ifadesinde, “Bircan’la uzun bir süredir var olan tartışmalarımız ve ailesel problemlerimiz mevcuttu. Bu problemler benim eşimi aldatmış olabileceğine dair kendi dünyamda kurduğum düşüncelerdi. Olay tarihi olan saat 14.00 sıralarında eşimin temizlik görevlisi olarak çalışmış olduğu Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine gitmek üzere yola çıktım. Yanımda evden almış olduğum ekmek bıçağı vardı. Amacım var olan sorunlarımızı çözemeyeceğimizi düşündüğümden eşimin hayatına son vermek sonrasında ise kendi hayatıma son vermekti. Okula girdikten sonra eşimi bulunduğu dinlenme odasından dışarı çağırdım. Bircan yanıma geldi. Kendisine sadece hatırlayabildiğim kadarıyla ‘neden’ sorusunu sordum. O an ona zarar verebileceğimi hissetti ve benden uzaklaşmak istedi. Daha sonra benden kaçarak hizmetli odasına girdi. Kapıyı kapattı. Ben de kapıyı ittirerek açtım. Olay anında kendimde değildim. Öfke ve hiddet içerisindeydim. Odada başkaca kimsenin olup olmadığını hatırlamıyorum. Oda kapısını ittirerek içeri girdim. Bircan ile karşı karşıya geldim. Pantolonun sağ arka kemer kısmına saklamış olduğum bıçağı çıkartarak Bircan’a sayısını hatırlamadığım kez vücuduna sapladım. Bircan bıçak darbelerinin ardından yere yığıldı. Daha sonrasında boğazını yukarı kaldırarak bıçağı boynuna dayadım ve kestim. Bu sırada kendime de bıçak darbeleri saplıyordum. Bircan’ın boğazını kestikten sonra bileklerime tam hedef alarak kestim. Daha sonrasını bilinç kaybı yaşayarak hatırlamamaya başladım” dedi.

“Helallik istedim”

1. duruşmadaki İfadesinde cinayet sanığı Atalay Doğan, “Olay günü eşime zarar vermek istemiyordum. Evde intihar edip, hayatıma son verecektim. Kendisinden helallik istedim. Eşim de bana ‘bundan sonra ne yaparsan yap umrumda değil’ dedi. Bu söz üzerine kendimden geçtim ve okula gittim. Sonrasını hatırlamıyorum. Eşimi öldürmek istemiyordum. Söylediğim gibi kendi hayatıma son verecektim. Olayın ayrıntılarını hatırlayamıyorum. Hastaneye götürüldüğümde polisler eşimi öldürdüğümü söylediler, beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.

“Kendimi öldürmek istiyordum”

Olay günü ilk ifadesinde yaşanan çelişkiler nedeniyle yeniden ifade veren sanık Atalay Doğan, “İki gün boyunca hastanede kaldığım için nasıl ifade verdiğimi hatırlayamıyorum. Yanımda evden ekmek bıçağı alarak amacım eşimin hayatına son vermek, sonrasında da kendi hayatıma son vermek olduğuna dair anlatımlarım doğru değildir. Olay günü ben kendimi öldürmek istiyordum. Helallik istediğimde, eşimin mesajı üzerine okula gittim. Bir anlık öfke ile her şey yaşandı. Ben 5 yıldır psikolojik tedavi görüyorum. Hastanede nasıl anlatıldıysa ben de bu şekilde beyanda bulundum. Şu an itibariyle olayı hatırlamıyorum. Ancak olayın hemen akabinde vermiş olduğum beyanlarım da doğru olabilir. Bircan’a vurmuş olduğum bıçak darbesi kadar kendimi de yaraladım. Sonrasında da camdan aşağı atlamak istedim; ancak gelen polis memurları buna engel oldular” dedi.

Öldürmeden önce “Ağabey beni kurtar” demiş

Olayın tanığı Yafes Ç. ifadesinde, “Yunus Emre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde hizmetli olarak görev yapıyorum. Olay günü öğlen yemeğinden sonra okula geldim. Bircan ve Hülya hizmetli odasında oturuyorlardı. Ben de namaz kılmak için odadan çıktım. Bu sırada Atalay’ı gördüm. Ben Atalay’ı gördüğümde elinde bıçak yoktu. Bircan’a Bircan misafirin var dedim. Bircan da kapının dışına çıktı, Atalay ile görüşmeye başladı. Bir dakika sonra, ağabey beni kurtar diye içeri tarafa koştu. Ben de bu sırada odanın iç tarafındaydım. Kapıyı kapatmaya çalıştık, ancak Atalay ayağını koyduğu için kapatamadık. Bu sırada Atalay bıçak salladı. Bircan benim arka tarafımdaydı. Kapıya yüklenmemize rağmen kapatamadık ve Atalay içeri girdi. Bu sırada Bircan’ı bıçakladı. Ben engel olmaya çalışırken aramızda boğuşma yaşandı, beni kapının dışarısına bıraktı. Ben olaya müdahale edemeyince etraftan yardım istedim. Sonrasını hatırlayamıyorum. Polisler geldiğinde de beyanda bulundum” dedi.

Öldürülen Bircan’ın annesi Emine Günay, babası İlhan Günay ve ablası Gülcan Taşkaya da ifadelerinde sanıktan şikayetçi olduklarını söylediler. Mahkeme tutuklu sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumunda akıl sağlığının tespiti için 3 hafta gözlem altına alınmasına karar verdi.

Aile feryat etti

3. duruşmanın ardından öldürülen Bircan’ın annesi Emine Günay, babası İlhan Günay ve ablası Gülcan Taşkaya, basın mensuplarına açıklama yaptılar. Anne Emine Günay, “Kız kardeşimin kızı internette haberi görmüş. Biz o sırada tarlada çalışıyorduk. Torunlarım da yanımdaydı. Dar gelirli aileydiler biz hep destek oluyorduk. Cuma günü yanımıza bize yardıma gelecekti. Biz onlara tostçu dükkanı açtık. Hep yanlarında destekçileriydik. Yine para yetmiyordu para yetmeyince okulda işe başladı. İki çocuğuna da benim kayınvalidem bakıyordu. Çocuklarından biri anne sütünden bir ay olmuştu ayrılalı. Olayı internetteki haberden öğrenip atladığımız gibi araçla geldik. Aralarında hiçbir sorun yoktu. Önceki Cuma günü damadın kız kardeşinin nişanı vardı. Orada güldüler oynadılar. Nişandan iki gün sonra Pazar günü bize saman balyası taşımada yardımcı oldular. O zaman da araları iyiydi. Olayın olmasına hiçbir anlam veremedim. Başımdan kaynar sular döküldü. Kendimin öleceğimi bekliyordum da böyle bir şey olacağını hiç beklemiyordum. İki yavrumu öksüz koydu. Atalay kendi bileğini kesmiş kızımı telefonla arayarak ‘Bircan ben kendimi öldüreceğim hakkını helal et’ demiş. Kızım da ‘Bu saatten sonra umurumda değil’ demiş. Aslında bu yalanmış bileklerini falan kesmemiş telefonda öyle söylemiş. Sonra da okula Bircan’dan helallik almak için okula gittiğini ifadesinde söylemiş. Sonra kan kaybından ne yaptığını bilemediğini söylediğini ifade etmiş. Ağır ceza almasını istiyorum. Girdiği delikten çıkamasın. İnşallah ömür boyu orada kalsın. Adalet istiyorum. ‘Ben on yıl sonra çıkacağım gelip çocuklarıma bakacağım’ diyormuş. Her insan öldüren on yıl yatıp çıkacaksa herkes insan mı? Öldürsün. Ben adalete güveniyorum. Ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılmasını istiyorum. Bir daha dünya yüzü görmesin. Benim yavrum toprağın altına girdi o da orada geçirsin ömrünü. Ben o kadar seviyorum dedi hepsi yalanmış. Olay sırasında benim kızım ‘yavrularımız için yapma’ demiş. Nasıl vicdan bu? Ben öksüz kalan yavrularıma annelik yapmak istiyorum. Onların çocuklara yaklaşmasını istemiyorum. Adaletten bunu istiyorum” dedi.

Öldürülen Bircan’ın babası İlhan Günay da, “Ne gerekiyorsa yapılsın. Kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yoktur. Benim kızım toprağın altına girdi. İnşallah o da girdiği yerden çıkmaz. Ben adalet istiyorum. İki evladı kaldı. Çoluğuna çocuğuna bakmak isteyen adam, çocuklarının annesini gelip de katletmez. Ben müebbet cezasıyla yargılanmasını istiyorum” dedi.

Öldürülen Bircan’ın ablası Gülcan Taşkaya ise, “Olay öncesi akşamı ailecek görüştük. Çay içtik sohbet ettik. Aralarında bir sorun yoktu. Hiç böyle bir şey beklemiyordum. Duruşmalarda ‘Eşim çok sessizdi, kesin bir şeyler yapıyordu o yüzden yaptım. Eşin seni aldatıyor şekilde sesler duyuyordum apartmandan’ diyor. Türkiye’de geçtiğimiz yıl 300 kadın cinayeti işlendi. Kardeşim de bunlardan biri. Adalet istiyoruz. Bu cinayetin işlendiği ortam kız meslek lisesi. Bir kız meslek lisesinde kadın cinayeti oluyor ve vahşice katlediliyor eşi tarafından. Adalet bekliyoruz” dedi.