#

Bursa

Bursa’nın kentsel anayasası çıkarıldı

Belediyelerin uygulayacakları kentsel dönüşüm projeleri için merkezi bütçeden ilave pay almaları gerektiğini savunan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, Bursa için afet riskleri de dikkate alındığında kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesinin tercihten öte zaruret olduğu söyledi.

Bursa’da kentsel dönüşümü ile ilgili yapılması planlanan çalışmalar Bursa Ticaret ve Sanayi Odası İnşaat Konseyi tarafından masaya yatırıldı. Bursa’nın kentsel dönüşüm ilke kararları basın mensuplarıyla paylaşıldı. BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, “Bursa, cazibe merkezi kimliğinin yanında deprem kuşağında bulunması sebebiyle büyüme yolculuğunu maalesef çok büyük risklerle birlikte sürdürmektedir. Bulunduğumuz coğrafyada yakın tarihimize kadar yaşadığımız birçok deprem felaketi, sadece binalarımızı yıkmakla kalmamış, her birimizin hafızasına tarifi imkansız acıları da işlemiştir. Bu sebeple kentsel dönüşüm, sürecin tüm taraflarına ve ortak akılla hareket eden BTSO İnşaat Konseyi olarak bizlere önemli bir misyon da yüklemiştir. BTSO meclis ve komite üyelerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımız, akademisyenlerimiz, akademik odalarımız ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerimizin ortak kanaatleri doğrultusunda hazırladığımız kentsel dönüşüm ilkeleri raporumuzu da sorumluluk duygusu ile hareket ederek nitelikli bir dönüşüm için çözüm önerilerimizle birlikte ilgili dinamiklerin dikkatine ve kamuoyunun takdirine sunuyoruz” diye konuştu.

Başarılı kentsel dönüşümün çok aktörlü ve disiplinler arası bir süreci gerektirdiğini ifade eden Tuğcu, “Kentsel dönüşüm gibi temel önceliğimiz olması gereken bir konuda üzerinde uzlaşılmış net bir politika bulunmamaktadır. Buna paralel olarak; uygulanmış çeşitli kentsel dönüşüm deneyimlerinin geniş kapsamlı, çok boyutlu ve büyük ölçekli olduğunu söylemek de mümkün değildir. 50 yıldan bu yana kentlerimizde zaten sürekli bir dönüşüm gerçekleşmektedir. Fakat bu dönüşüm, mimarlık ve şehircilik bilim alanlarının ilke ve yöntemleriyle değil, ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel ve çevresel dinamiklerin yönlendiriciliğinde yapılmaktadır. Kentsel dönüşümde öncelikli iller arasında bulunan Bursa’da da Türkiye genelinde olduğu gibi alan bazlı bir dönüşüm stratejisi uygulanmaktadır. Bu noktada özellikle Yıldırım’da 7 mahallemiz için başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları, plan veya mahalle bütününde vatandaşla uzlaşılarak başlatılması yönüyle diğer projelerden ayrılmakta ve bu yönüyle de Türkiye’ye örnek bir model teşkil etmiştir. Türkiye’de maalesef kentsel dönüşüm, gayrimenkule odaklanarak, toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısından referans almadan, sadece fiziki mekânın düzenlenmesi olarak algılanmıştır” diye konuştu.

Yapılan yanlış uygulamalara işaret eden Tuğcu şöyle devam etti:

“Özellikle vurgulamak gerekirse, kentsel dönüşüm planlamalarında hukukî kurallar ve ekonomik ihtiyaçların karşılanması kadar, katılım ve sosyal çevrenin desteği de önemlidir. Başarılı bir kentsel dönüşüm süreci için temel öncelik, ilgili kanunların düzenlenerek, kentsel dönüşüm konusundaki diğer mevzuatlar ile entegrasyonu sağlanması olmalıdır. Kentsel dönüşüm alanlarında, ruhsatlı yapılar ruhsat tarihinde yürürlükte bulunan imar yönetmeliklerine göre yeniden ruhsatlandırılmalıdır. Yapılacak olan projeler insan odaklı olmalı, mekânsal dönüşüm yanında, sosyal – ekonomik – kültürel özellikleri de içeren projeler oluşturulmalı, mevcut sosyal dokunun, yeni oluşacak dokuya uyumu sağlanmalıdır. Bir kentin bir anda topyekûn dönüşümü söz konusu olmayacağı gibi tek tek parseller üzerinden dönüşüm de kentsel yaşam kalitesi ve afet riskleri üzerindeki olumsuz etkileri açısından kabul edilebilir değildir. Hazırlanan kentsel dönüşüm projelerinin nüfus artışı getirmesi durumunda yeniden yapılacak donatı alanları düzenlemeleri plan revizyonları şeklinde olmalı, böylece proje alanının çevresindeki diğer alanlarla ilişkisi ve etkileşimi dikkate alınmalı ve projeye yansıtılmalıdır. Bursa’da ölçek ekonomisine uygun, kapasite artışına imkân sağlayan yatırım alanları bulunmamaktadır. Bursa sanayisi, uygun teknoloji ve temiz üretim uygulamalarıyla çevresel tehditleri fırsata çevirerek rekabet gücünü geliştirebilme potansiyeline sahiptir. Üretim hayatında yaşanan değişime uygun olarak Bursa’nın daha nitelikli bir sanayi yerleşimine ve gelişmiş bir altyapıya, dolayısıyla mekânsal planlamaya ihtiyacı bulunmaktadır. Yapılan çalışmalar geniş perspektifli bir bakış açısıyla uygulanabilir olarak oluşturulmalı, bölgesel ve alt ölçekteki stratejiler iyi tanımlanmalı, altyapı analizleri en iyi şekilde ortaya konarak kentsel ulaşım ağıyla bütünleştirilmesi sağlanmalıdır. Kentsel dönüşüm projelerinin finansmanında ise kaynak aktarımı değil, kaynaklarını kendi üreten stratejik yaklaşımlar oluşturulmalıdır. Bu noktada özellikle belediyelerin uygulayacakları kentsel dönüşüm projeleri için merkezi bütçeden ilave pay almaları, alacakları bu payların da dönüşüm projesinin alan büyüklüğü ile orantılı olması başarılı bir dönüşüm planı için oldukça önemlidir.”

Bununla birlikte 2B gelirleri, çevre cezaları, harç, iller bankası faaliyetlerinden elde edilen karın bir bölümü gibi farklı gelir kalemlerinden kentsel dönüşüm için pay alınmasının da sürecin finansman stratejisi açısından daha iyi yönetilmesine imkan sağlayacağına inandıklarını belirten Tuğcu, “Bütün bu rakamların ışığında adil bir kentsel dönüşüm için ‘kentsel dönüşüm master planı’ acilen hazırlanmalıdır. Kentsel dönüşüm master planı kent içinde kentsel dönüşüm alanı ilan edilecek bölümleri öncelik sırasına göre belirleyecektir. Çalışma alanlarında mevcut donatı alanları korunmalı, arttırılan yoğunluğun ihtiyaç duyacağı kadar donatı alanı ilave edilmelidir. Bu alanlara konut ve karma kullanım tanımlı ticaret ve konut dışı benzer fonksiyon önerilerinde donatı alanı ihtiyacı aranmamalıdır. Konut bölgelerinde yeniden tanımlanacak konut + ticari fonksiyonlu bölgelerde ticari birimler artışının konutlar için tasarlanan emsal alan toplamının yüzde 25’ini geçmesi halinde ilave donatı alanı aranmalıdır. Kentsel dönüşüm master planı olmayan yerel yönetimlere riskli alan ve rezerv alan yetkisi verilmemelidir. Kent içinde kalmış dağınık ve küçük ölçekli sanayi yapıları ve atölyeler planlanan veya planlanacak organize ticaret ve sanayi bölgelerine taşınmalıdır. Boşaltılan bu alanlar rezerv alan olarak değerlendirilebilir. Oluşan yeni organize sanayi ve ticaret bölgelerinin çeperlerinde kent içi ulaşım yükünü de hafifletecek şekilde yeni uydu kentler oluşturulmalıdır. Kent merkezlerinde kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda, yerinde kalmak isteyen hak sahiplerine daha küçük metrekareli konut önerilmeli, mevcut büyüklüğünde konut isteyenlere değeri üzerinden yapılacak hesaplamalarla rezerv yapı bölgelerinden alternatifler sunulmalıdır. Yeni yapılacak imar planlarında, arsa sahiplerini hak kaybına uğratmadan kentsel dönüşümde rezerv alanı olarak kullanılacak imar adaları oluşturulmalı, bunun için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrılan bu rezerv alanlarının süreç içinde amacı dışında kullanılmasının önüne geçecek tedbirler alınmalıdır. Kentsel dönüşüm alanında tüm altyapı imkanlarını iyileştirmek için büyükşehir belediyesi koordinatörlüğünde yatırımcı ve kamu kurumları arasındaki işbirliği güçlendirilmelidir. Yerel yönetimlerimizin kentsel dönüşüme yönelik vizyonları ile hedefleri ve bu hedeflere yönelik oluşturdukları kentsel dönüşüm modelleri, uygulama araçları ile müdahale biçimleri başarılı bir kentsel dönüşüm süreci için oldukça önemlidir. Aynı zamanda deprem bölgesinde yer alan Bursa için afet risklerini de dikkate aldığımızda kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesinin tercihten öte zorunluluk olduğu ortaya çıkacaktır. Bursa’da dünün ihtiyacı, üretilen konutlarla talebe cevap vermekti; bugün ise ihtiyacımız olan nitelikli bir dönüşüm hamlesiyle sadece bugünün değil, geleceğin kentini de inşa etmektir” dedi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, “BTSO İnşaat Konseyimiz, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı çalışma grubumuz tarafından hazırlanan kentsel dönüşüm ilkeleri başlıklı rapor Bursa’nın Kentsel Dönüşüm Anayasası diyebiliriz. Bursa’da nüfus artışı ve ekonomik büyümenin konut ve tüketim gereksinimlerini hızla artırmasının yanı sıra kentimizin deprem kuşağı içinde yer alması göz önünde bulundurulduğunda inşaat sektöründe geleceği hızla kurgulamaya ve şekillendirmeye başlamamız gerekmektedir. Özellikle kentsel dönüşümde gelecek hedeflerinin belirlenmesi hedefiyle konseyimiz koordinasyonunda hazırlanan kentsel dönüşüm ilkeleri raporu, inşaat sektörünün amaçları doğrultusunda geliştirilmesi gereken stratejileri ele almaktadır. BTSO olarak ekonomimizin lokomotifi konumundaki inşaat sektörünün beklentilerini her zaman önemsiyoruz. Ortak akıl ve istişare yoluyla sektördeki taleplerin çözüme kavuşacağına yürekten inanıyorum” dedi.

Konuşmaların ardından İMSİAD Başkan Yardımcısı Şeref Demir, İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu soruları cevapladı.