#

Genel

“CHP asla demokrasiden ödün vermedi”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Bellek Sergisi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Bu kapıdan girdikten sonra tarihin kritik kavşaklarında; 1972’de üç fidanın idamındaki gözyaşlarını, 1960 darbesinden sonra İsmet Paşa’nın idamlara mani olmak için gösterdiği insanüstü gayreti, bu partinin o günden bugüne 12 genel başkanıyla, asla ve asla ne darbeye meyil ettiğini, ne darbeciye yol verdiğini, ne demokrasiden ödün verdiğini, hiçbir genel başkanın bir santim eğilmediğini, bir adım geri atmadığını, bir kelime eksik konuşmadığını göreceksiniz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Merkezi’nde oluşturulan Bellek Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdi. Özel, “Bugün CHP’de çok gecikmiş, çok yerinde bir çalışmanın başlangıcını yapmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Sayın genel başkanlarımızın haklı uyarıları ile buraya ‘müze’ demiyoruz. Çünkü müze geride kalmış, tarihte kalmış eser ve yapıların muhafaza edildiği yerdir. Oysaki Cumhuriyet Halk Partisi canlı bir organizma ve her gün yenilenen, gençleşen, güçlenen bir yapı. Bunun için buraya ‘Bellek Sergisi’ adını vermeyi sayın genel başkanlarımızın takdirleriyle uygun gördük” ifadelerini kullandı. Özel, şunları kaydetti:

“ÜZERİNE FAZLA TİTREMEKTEN GECİKTİ VE BUGÜNE KADAR KALDI”

“Burasının bugün bizim tarafımızdan açılıyor olması bir emeğin yok sayılması anlamına asla gelmemeli. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, önceki Genel Başkanımızın, benim de şahitlik ettiğim Merkez Yönetim Kurulu toplantılarında bu eksikliği dile getirmesi, o dönemde Genel Başkan Yardımcımız olan Sayın Gamze Akkuş İlgezdi’nin bu işi, bir görevin üzerinde önemli bir sorumluluk ve belki de belli yılların en önemli, en yoğun uğraşı olarak kendini bu işe adeta vakfetmesi sonucunda bugünlere kadar geldi. Buranın açılışı üzerinde fazla titizlenmekten gecikti ve bugüne kadar kaldı. Bugünkü dönemde benzer görevde olan Sayın Burhanettin Bulut’un emekleri var. Sayın Umut Akdoğan’ın emekleri var. Ama onlara serginin açılışında birer konuşma teklif ettiğimizde ilk başta, kendileri dediler ki, “Gamze Hanımın emeklerine saygısızlık olur. O yüzden biz böyle bir konuşma yapmayalım.” Gamze Hanımı davet ettik, sağ olsun. İstanbul milletvekilimiz, buraya geldiler, bugünkü açılışı hep birlikte yapıyoruz. Onların emeklerinin, gayretlerinin üzerine bugünkü arkadaşlarımızın çalışmalarıyla bu Bellek Sergimiz bugünkü halini aldı.”

“BELLEĞİNİN SAĞLAM OLMASI GEREKİR”

“Güçlü ve gelecek vaat eden yapıların, kurumsallaşmış yapılar olması gerekir. Kurumsallığın bir kez bugün güçlü bir yönetim mimarisi olması, kuvvetli repütasyonlarının, ilişkilerinin olması, yurtdışı ilişkilerinin yerinde olması, sağlam köklerine atfen belleğinin de sağlam olması gerekir. Bu eksiklik, Cumhuriyet Halk Partisi gibi kurulduğu günden sonra bir Kurtuluş Savaşı yaşamış, kurucularının tamamına yakınının İstiklal Savaşı madalyaları ve çeşitli madalyalar aldığı, kurucu kadrolarının cumhurbaşkanlıkları, başbakanlıklar, genelkurmay başkanlıkları görevleri yaptığı, ardından bir hem Meclis kurmuş, hem Cumhuriyet kurmuş, Sonra bu kurduğu Cumhuriyetin iktisadi kalkınması için arkamdaki duvarda gördüğünüz, bankalardan madenlere, basma fabrikalarından lastik fabrikalarına, şeker fabrikalarından rafinerilere kadar bu ülkenin bugünlere taşınmasında ve hatta son yıllarda vara yoğa çarçur edilerek elden çıkarıla çıkarıla bitmemesine rağmen bu ülkenin en önemli varlıklarını oluşturmuş, siyasi yönden bütün yetkiler bir kişinin elindeyken, aslında kimse onun mutlak hakimiyetini tartışmazken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sorulduğunda, ‘Tamam, savaşı kazandınız. Bundan sonra ne yapacaksınız, sarayda devam mı, İngiliz tipi krallık mı, ABD tipi başkanlık mı?’ dendiğinde, ‘Biz bir Meclis kurduk, millet onları seçer, Meclis ne görev verirse o görevi yaparız’ deyip, tek adam yetkilerinden bir demokratik Millet Meclisine, o Millet Meclisinin yetkilerini bırakın aşındırmayı, üstüne almayı, tartıştırmamaya; kendisine teklif edilen Başkumandanlık yetkisini bile kendi uhdesine üç aylığına kabul edip, üç ayda bir Meclis’in onayını aramaya ve bu büyük vizyonu bütün mücadele arkadaşlarına kabul ettirmeye yönelik bir liderlik göstermiş birisinden bahsediyoruz. Erken vedasından sonra bayrağı teslim alan İsmet İnönü’nün bu kez hem devrimleri sürdüren ama bir yandan da İkinci Cihan Harbi geldiğinde ülkeyi bir savaşa, bir felakete sürüklemek yerine her türlü riski alan ama en sonunda da o savaşa girmeyerek Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan güçlü liderliğine, ondan önceki dönemde Lozan ile bütün dünyaya Türkiye’nin tapu senedini kabul ettirmesine ve ardından 14 Mayıs 1950 günü bir seçim kaybedip de, ‘Bu şüphesiz benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir’ deyip, Demokrat Parti’ye yaverini yollayıp, ‘Paşa devir teslime hazırdır’ diyerek, Türkiye’yi gerçek demokrasiye geçirmesine şahitlik yapmış bir partide siyaset yapıyoruz.”

“DÜNYADAKİ RÜZGARLARI DOĞRU OKUDU”

“O paşa seçildiği gün Cumhurbaşkanıyken partisiyle fiilen bağını koparmış, kendisine bir vekil tayin etmiş, aynı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün örgüt, teşkilat işlerini kendisine vaktiyle bıraktığı gibi örgütle ilgili yetkilerini vekiline bırakmış birinden bahsediyoruz. Demokrat Parti’nin, 1946 seçimlerinin adil yapıldığından memnuniyetsizliğini dile getirmesi üzerine, Demokrat Parti’nin ve partisinin genel başkanlarını, birinin Başbakanını birinin genel başkanını çağırıp, konuşup, ardından 12 Temmuz beyannamesini radyodan okutarak hakim denetiminde seçim -ki bugüne kadarki kuvvetli seçim yasamızın temeli olan bu önemli adımdan bahsediyoruz. Ardından darbelerden, darbelerden sonra yeniden ayağa kalkmalardan, 1970’lerde dünyadaki rüzgarları doğru okuyup, partiyi doğru konumlandırıp, Ak Günlere Beyannamesiyle 1970’lerde umut olmuş Karaoğlan’dan, onun iki yerel, iki genel seçimde partisini birinci parti çıkarmasından, 1980’de kapatılan partinin genel başkanlarının, kurucularının, MYK üyelerinin hapis yatmasından ama o hapiste her gün tıraş olmalarından 9 Eylül’de kravat takıp takım elbise giyip hapishanede partinin kuruluş yıldönümünü kutlayacak bir kurumsal kültürden bahsediyoruz.”

“VAKUR TAVIR”

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek birleştiği parti olan Sosyaldemokrat Halkçı Parti’yle birleşme protokolünden ve yeni, güçlü Cumhuriyet Halk Partisi’nden, o Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1 Mart tezkeresinde Türkiye’ye 1 milyon Amerikan askeri gelmesine kapalı bir oturumda müthiş bir mücadele ile çoğunluğu AK Parti’de olan grubun 98’ini ikna edip o tezkereyi reddetmesinden bahsediyoruz. Daha sonra Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 432 kilometre Adalet Yürüyüşünde yol yürümesinden, Artvin’de PKK kurşunuyla şehit verdiği konvoyunda dimdik o araçtan çıkıp da başını bir santim eğmeden dik duruşundan, bir şehit cenazesinde linç edilmeye çalışıldığı günkü vakur tavrından bahsediyoruz.”

“CHP’NİN TARİH BOYUNCA KULLANDIĞI SEÇİM AFİŞLERİ DE MÜZEDE”

“İşte bu kapıdan girdikten sonra Kemal Bey’in Adalet Yürüyüşündeki fotoğraflarını, kullandığı bazı özel malzemeleri de yine Sayın rahmetli Cezmi Kartay’ın, Necdet Calp’in resimlerini, anılarını, imzalarını da Sayın Karayalçın’ı da Sayın Altan Öymen’i de Sayın Hikmet Çetin’i de Bülent Ecevit’in sigarasını da çay bardağını da İsmet Paşa’nın dürbününü de Almanca satranç defterini de satranç dergisini de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu partinin Genel Başkanı olarak Osmanlıca kaleme aldırdığı bugün Greco kriterlerini aşan Grup İç Nizamnamesini de partinin ilk nizamnamesini de hep birlikte göreceksiniz. Burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi boyunca kullandığı seçim afişlerini; arzu ederseniz bütün seçim müziklerini dinleyeceksiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin o gün yasaların elverdiği oranda dağıttığı promosyonları, yaptığı kampanyaları göreceksiniz. Tarihin kritik kavşaklarında; 1972’de üç fidanın idamındaki gözyaşlarını, 1960 darbesinden sonra İsmet Paşa’nın idamlara mani olmak için gösterdiği insanüstü gayreti ve piyasada dolaşan dünya kadar saçma sapan, yalan uydurma ifadelerin karşısında bu partinin o günden bugüne 12 genel başkanıyla, asla ve asla ne darbeye meyil ettiğini, ne darbeciye yol verdiğini, ne demokrasiden ödün verdiğini, ne ‘Kurşun sıkılacak’ deyince otobüsün üstüne çıkmaktan kaçmadığını, aksine otobüsün üstüne çıktığını, suikastları atlattığını ama yılmadığını, hiçbir genel başkanın bir santim eğilmediğini, bir adım geri atmadığını, bir kelime eksik konuşmadığını göreceksiniz. Ve bu partinin bütün tarihiyle bugünkü hem yönetiminin, yöneticilerinin, önceki genel başkanlarının ve tüm üyelerinin nasıl barışık olduğunu kendi yüreğinizde hissedeceksiniz. Bu tip yapılar bugün sabitlenen, zamana ‘dur’ diyen yapılar değil aksine tarih önünde mıknatıs etkisi yapan yapılardır.”

“BİR İLK ADIM MEKANI”

“Böyle bir yer varsa, bu duyulursa, bilinirse, hiçbirimizin bilmediği, görmediği -ki yıllarca Gamze Hanım bunu yaşadı, bizler yaşadık. ‘Parti bir müze açıyormuş’ diye duymuşlar. Bir bellek sergisi açıyor. Partinin müzesinde dursun diye neler neler geldi, daha gelmeye devam edecek. Bu mekan kısıtlılıklarına rağmen iyi tasarlanmış, iyi kullanılmış, şu an için tatminkar ama bir ilk adım mekanıdır. Hedefimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci Genel Merkezinin ki şu an tadilata muhtaç şekilde, çok ortaklı bir tapu senedine sahiptir. O tapuyu tekleştirmek ve o binayı edinmek için Çankaya Belediye Başkanımız Hüseyin Can Güner çeşitli çalışmalar içindedir, bizlerin görevlendirmesiyle. O binaya geçtiğimizde bambaşka bir tarihi mekanda, bambaşka bir bellek sergisi olacak. Ama o güne kadar, belki o güne kavuşana kadar burayı gitgide güçlendirmek ve artık mekanın yetmediği yerde başka mekan arayışlarına girişmek mümkün olacaktır. Ama gecikmiş ilk bir adımdır, çok emek verilmiş bir adımdır. Ben ilk günden bugüne kadar hem burada bir rozetten, kumaş rozete kadar, bir nizamnameden atılmış bir imzaya, 1970 kurultayında alınmış bir sigara paketine, 77’de dağıtılmış promosyon kibrite kadar bunları buraya ulaştıran bütün partililerimize çok teşekkür ediyorum. Biraz önce de söylediğim gibi Gamze Hanım’a, geçmişteki ekibine, Burhanettin Bulut’a, bugünkü ekibe, Umut Akdoğan’a ve katkı sağlayan tüm emekçilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Partimizle gurur duyuyoruz, gurur duymaya devam edeceğiz. Şimdi her bir adımında partinizle ve bu partinin üyesi olduğunuz için kendinizle bir kez daha gurur duyacağınız bu güzel mekanın açılışına tensip buyurmaları durumunda sayın genel başkanlarımızı davet ediyorum.”