Bursa
Depremin üzerinden tam 24 yıl geçti!
Yıkılan binalar, hayatını kaybeden insanlar. Türkiye bir deprem bölgesi.
Yakın tarihte 1999 yılında binlerce vatandaşımız hayatını kaybederken 2023 yılında yaşanan felaketin boyutu daha da fazla. Peki bunun sebepleri nelerdi?
Türkiye’nin deprem haritasına göre yüzde 96’sı 1. derece deprem bölgesi ve nüfusun birçoğu bu bölgede yaşıyor.
Eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Bursa’nın tarihi bir kent olduğu vurguladı. Saker, konuşmasına şöyle devam etti. “ Tarih boyunca yerleşimler Uludağ yamaçlarında olmuş, ova tarım için kullanılmış. Zamanla büyüme gerçekleşti. Nüfus ve sanayi arttı. Ovaya doğru yerleşimler başladı. 1999 depremi Bursa için bir ikaz. Doğru yerleşim alanları oluşması yönünde. Bursa ovası .1 sınıf tarım alanı ama üzerine bina yapmak riskli. Benim dönemimde 1999 depreminde bazı olaylar yaşadık. Ovada kaçık yerleşimlerin olduğu yerde yıkımlar oldu. 268 kişi hayatını kaybetti. Bu bize mühendislik açısından ikaz olması gerekiyor. Maalesef bu ters yönde gelişti sonraki yıllarda” dedi.
Bursa Şehir Planlayıcısı Oda Başkanı Murat İlkem ise konuyu şöyle değerlendirdi.
“Türkiye’nin deprem haritasına göre yüzde 96’sı deprem bölgesi ve nüfusun birçoğu bu bölgede yaşıyor. Önemli olan depremle yaşamayı ve kentleşmeyi ne kadar doğru yapabiliyoruz? Bu sorunun cevabını bulmalıyız. Uzmanlar, önümüzde ki elli yıllık süreçte dünya nüfusunun yüzde 60’nın kentlerde yaşayacağını söylüyorlar. Kırsalı terk edip kentlere yük bindirmiş bir ülkeyiz. Bu durumda kentlerde yığılmaya neden oluyor. Son Kahramanmaraş depreminde yaşadık. Kentlerde büyük yıkımlara neden oluyor. Büyütmemiz gereken kentleri büyütüyoruz. Bursa’yı yaklaşık 100 yıldır planlamaya çalışıyoruz. Marmara Bölgesi’nin yaşadığı bu süreçle beraber yoğun sanayileşme artması insan gücüne ihtiyaç duyuldu bu da konut ihtiyaçlarına cevap verilmemesi sonucu kaçak yapılaşma arttı. Bursa’nın kentleşmesinde planlayıp büyümemişiz. Kent büyümüş, biz bunu planlamaya çalışmışız” diye konuştu.
Emrah Mutlu İnşaat Mühendisleri Odası Y.K Üyesi ise 1999 depreminden sonra gelişmeler var ve milat kabul edildiğini vurguladı. Ama bu gelişmelerin çok yeterli olmadığını 6 Şubat’ta ki depremde gördüğünü söyledi. Deprem bir doğa olayı ama depremin bir afete dönüşmemesi bizim elimizde olduğunu ifade etti. Bu yüzden depreme dayanıklı binalar yapılar üretmemiz lazım dedi.
Asrın felaketinden binlerce insan derinden etkilendi. Depreme Hatay’da yakalanan Klinik Psikolog Zeynep Özenir, depremin psikolojik boyutunu anlattı.
“Sürece genel olarak baktığımızda bu süreç hepimizi etkiledi. Depreme doğrudan maruz kalan ve depreme tanık olan birçok kişi. Hala etkisini görmekteyiz. Yaşanılan kayıplar uzun vadeli değişiklikleri meydana getirdi. Bu felaketin etkilerin hafiflemesi için hepimizin zamana ihtiyacı var. İmkanlar dahilinde fiziksel ve yaşamsal şartlar sağlanması için gayret gösteriliyor. Deprem bölgesinde insanların hepimize ihtiyaçları var. Bu süreçte bireyler korku ve kaygı gibi birçok duyguyu birlikte yaşıyorlar. Bu felaket belirsizliği ortaya çıkardı. Dolayısıyla bu süreçteki duygulara baktığımızda normal tepkiler olarak değerlendiriyoruz. Eski yaşama adapte olamama gibi pek çok problemle karşı karşıya kaldık. Fakat bunların normal olduğunu söylüyoruz” dedi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş