Gündem
“Filistin halkının Gazze’den sürülmesine karşıyız”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Filistin halkının Gazze’den sürülmesi, yerlerinden edilmesi, bunların başka ülkelere gönderilme projesine tamamıyla karşıyız. Bu gerçekten insanlık hukukuna aykırı bir teklif. Bunun karşısında durmak herkesin görevidir diye düşünüyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret çerçevesinde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-Thani ile bir araya geldi ve ardından Katarlı mevkidaşı ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısının başında ziyarete ve Türkiye-Katar ilişkilerine ilişkin bilgi veren Fidan, “Ziyaretimize bu sabah sayın Emir Şeyh Temim tarafından kabul edilerek başladık. Kendilerine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en içten selam ve muhabbetlerini ilettik. Gündemde olan konuları gözden geçirme imkanımız oldu. Daha sonra değerli kardeşimle bugün çok verimli bir görüşme yaptık, gerek heyetler arası gerek diğer formatta. Kendisinin de ifade ettiği gibi gerçekten iki ülke arasındaki ilişkiler stratejik seviyede seyretmekte. Bu ilişkilerin belli bir samimiyete, profesyonelliğe, kardeşliğe, inanca dayalı sağlam temelleri olan bir ilişki. Yıllardır liderlerimiz tarafından özenle, tuğla tuğla örülmüş bir ilişki. Tabii bu ilişkinin bölgenin barışına güvenliğine, refahına ve ekonomisine kattığı olumlu hususları herkes görüyor. Bunu inşallah daha da ileri götürmemiz lazım. Aramızdaki ikili ilişkinin kurumsallığını, niteliğini sadece ikili ticari ilişkilerde, ekonomik ilişkilerde, siyasi ilişkilerde bir yere taşıma konusunda değil, aynı zamanda bölgenin problemlerine çözüm getirme açısından da kullanıyoruz” dedi.
“Katar ile yoğun bir koordinasyon ve çalışma içindeyiz”
Fidan, “En son elimizde olan konu Suriye meselesi. Suriye meselesinde biliyorsunuz 8 Aralık’tan sonra Suriye’de yeni oluşan gerçeklik, Suriye halkının yönetimi ele alması ve şu anda içinde bulunduğu geçiş durumuna bizler bölge ülkeleri olarak nasıl yardımcı olabiliriz bu konuda yoğun bir koordinasyon ve çalışma içerisindeyiz. Değerli kardeşimle daha önce Filistin-Gazze meselesinde olduğu gibi orada hem ikili olarak Türkiye-Katar yeteneklerini kullanma hem de bölge ülkeleriyle bir araya gelerek, hatta küresel aktörlerle bir araya gelerek Suriye meselesine nasıl yardımcı olabiliriz, bu üçlü formatta sürekli çalıştık, hem bölgesel hem küresel olarak. Burada özellikle ülkenin yeniden inşasında ihtiyaç olan enerji ve hava ulaştırması konusunda ciddi adımların bir an önce atılması gerekiyor. Ben kendilerine de buradan gösterdikleri ilgi için çok teşekkür ediyorum. Özellikle Suriye’nin bu acil ihtiyaçlarına acil çözümler üretmede hem beraber çalışıyoruz hem de Katar’ın kendi geliştirdiği bir takım inisiyatifler var bugün de kendilerinden onu dinleme imkanım oldu, gerçekten memnuniyet verici adımlar, inşallah bunlar hayata geçtiği zaman Suriye’de daha farklı bir kalkınmanın hemen başladığını göreceğiz” dedi.
“Şam yönetiminin PKK/YPG konusunda çözüm bulma gayretleri devam etmekte”
Suriye’deki son duruma dikkat çeken Fidan, “Diğer taraftan uluslararası yaptırımların kalkması tabii ki önemli. Suriye’deki güvenlik konusunun bütün Suriye’nin tamamında sağlanması önemli ve tabii ki silahlı grupların, ulusal ordu adı altında bir araya gelmesi önemli. Türkiye için de aynı zamanda Suriye için de önemli olan diğer bir konu, terörle mücadelede tabii DEAŞ ile savaşıldığı gibi aynı zamanda PKK/YPG ile de mücadelenin devam etmesi. Şu anda Şam yönetiminin özellikle YPG’ye yönelik ulaşma ve bir çözüm bulma gayretleri devam etmekte. Türkiye olarak biz bunu yakından takip ediyoruz. Umudumuz kan dökülmeden bu sorunun çözülmesi fakat bunu ifade ettiğim gibi çok yakın bir şekilde takip ediyoruz. Terörün Suriye’de yer bulmasına, devam etmesine müsamaha etme şansımız yok. Gerekçeleri ne olursa olsun, bu konudaki koordinasyonumuz tam” dedi.
“İsrail’in bölgede uyguladığı soykırımın bir daha yenilenmemesi için her türlü adımın atılması gerekiyor”
Gazze’de ateşkesin kesintisiz bir şekilde devam etmesinin öncelik oluşturduğunu ifade eden Fidan, “Bu vesileyle başta Katar devletine, sayın Emire ve değerli kardeşim, meslektaşım sayın Başbakan Muhammed Abdurrahman’a çok teşekkür etmek istiyorum. Bu Gazze Ateşkes Antlaşması’nda ortaya koyduğu inanılmaz çaba, fedakârlık, mesai her türlü takdirin üstünde. Tabii buradan Mısırlı kardeşlerimize ve emeği geçen diğer kardeşlerimize de ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Bu insaniyet adına önemli bir kazanım. İnşallah bunun devam etmesini istiyoruz. İsrail’in bölgede uyguladığı soykırımın bir daha yenilenmemesi için her türlü adımın atılması gerekiyor. Şimdi ateşkesten sonra insani yardımların kesintisiz bölgeye ulaştırılması konusu var. Bu konuda da atılması gereken adımlarda zaman zaman sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. İsrail’in bu konudaki engelleyici tavırlardan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. Uluslararası toplum, özellikle insani yardımların ulaştırılması konusundaki hassasiyeti kaybetmemeli. Burada elinden geleni yapmaya devam etmeli. Türkiye olarak insani yardımlar konusunda baştan beri Cumhurbaşkanımızın çok büyük bir hassasiyeti var. Bütün kurumlarımız seferber edilmiş durumda, hem Mısır’la hem diğer ortak ülkelerle koordinasyon kurarak yardımlarımızı en iyi şekilde ve en hızlı şekilde Gazze’ye nasıl ulaştırabiliriz onun gayreti içerisindeyiz” dedi.
Fidan, “İnşallah Filistin meselesi, iki devletli çözüm ile taçlandırılarak çözülür ve bölgemiz önemli bir kazanım sağlamış olur. Aksi takdirde, yenilenen çatışmalar, yenilenen kavgalar her zaman için bölgemizde istikrarsızlığı, tetiklemeye devam edecektir. Bölge ülkeleri olarak, Filistin ve Suriye ile yaptığımız gibi, bundan sonraki konularda da bölge sorunlarını bölge ülkeleri olarak sahiplenmeye, onlara bölgeye özel, bölgenin çözümlerini getirmeye devam edeceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın kararlılığı ve iradesi tam. Bölge ülkeleri, kendi sorunlarını kendi çözme iradesini ve kabiliyetini, göstermeli, bu yolda adımları da atmalıyız” dedi.
“Bundan sonraki sürecin Suriye’deki yönetim tarafından kuşatıcı, olgun ve demokratik bir şekilde götürülmesi fevkalade önemli”
Basın toplantısında Suriye’deki geçiş sürecini nasıl değerlendirdiği sorulan Fidan, “Suriye’deki geçiş sürecinde de gerek Suriye hükümetiyle gerek dostlarımızla başta Katar olmak üzere yakından çalışıyoruz, koordine ediyoruz. Tabii Suriye’de yeni hükümetin kurulması, devlet başkanının atanması, ilan edilmesi önemli bir gelişme. Özellikle ülkedeki bazı belirsizliklerin ortadan kalkması adına. Malumunuz, hem ülkede çözüm bekleyen acil sorunların çözülmesi hem de uluslararası muhatapların sağlanması için bir devlet yönetimine ve kabineye ihtiyaç vardı. Bunun ilk adımı olarak özellikle ana grupların bir araya gelerek devlet başkanlığı ilan etmesi ve akabinde inşallah kapsayıcı bir hükümetin kurulmasıyla ben önemli bir belirsizlik aşamasının kalkacağına inanıyorum. Bundan sonraki siyasi sürecin, Suriye’deki yönetim tarafından kuşatıcı bir şekilde, olgun bir şekilde demokratik bir şekilde götürülmesi fevkalade önemli. Diğer taraftan tabii, halkın çözüm bekleyen bir takım sorunları var. Uluslararası toplum olarak nasıl biz buna katkıda bulunabiliriz? Katar ile Türkiye bu konuda çok yakın bir iş birliği içerisinde. Firmalarımız bir araya geliyor, kurumlarımız bir araya geliyor, enerji konusunda, ulaştırma konusunda, haberleşme konusunda neler yapılabilir onlar şu anda büyük bir hızla çalışılıyor, bu konuda şu anda bir takım kesinleşmiş projeler de var. Amacımız bir an önce bu projeleri ortaklaşa hayata geçirmek” yanıtını verdi.
“Filistin halkının Gazze’den sürülmesi ve başka ülkelere gönderilmesi projesine tamamıyla karşıyız”
Filistinlilerin Gazze’den uzaklaştırılması konusunda Türkiye’nin değerlendirmesine ilişkin bir soru alan Fidan, “Değerli kardeşimle bu konuyu da görüştük. Türkiye olarak Kahire’de bu konuda yapılan bildirinin arkasındayız, bu bildiriyi destekliyoruz. Özellikle Filistin halkının Gazze’den sürülmesi, yerlerinden edilmesi, bunların başka ülkelere gönderilme projesine tamamıyla karşıyız. Bu gerçekten insanlık hukukuna aykırı bir teklif. Bunun karşısında durmak herkesin görevidir diye düşünüyoruz” dedi.
“Türkiye üzerine düşeni yapacak”
Ateşkes çerçevesinde serbest bırakıldıktan sonra sınır dışı edilecek esirler konusunda Türkiye ve Katar’ın neler yaptığına ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Yapılan ateşkes anlaşmasını destekliyoruz baştan itibaren. Bunun şartlarından biri olan, taraflar arasında varılmış mutabakatta belli Filistinli mahkumların serbest bırakıldıktan sonra Filistin topraklarında kalmaması konusu var. Biz bu hususa Gilad Şalit olayında da şahit olmuştuk. O zaman da bizden bazı Filistinlileri almamız talep edilmişti biz de kabul etmiştik. Sayın Cumhurbaşkanımız, anlaşmaya destek vermek için diğer ülkelerle beraber tabii Türkiye olarak da bazı Filistinlilere, serbest bırakılanlara ev sahipliği yapmak konusunda hazır olduğumuzu ifade ettiler. Bu konuda Türkiye diğer ülkelerle beraber inşallah üzerine düşeni yapacak. Yeter ki ateşkes anlaşması hayata geçsin ve devam etsin, bizim dileğimiz bu. Bu konuda her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Yaralılar konusuna gelince, bu konuda da Cumhurbaşkanımız ilgili kurumlara gereken direktifi verdiler. Özellikle Filistin’den çıkarılacak yaralılara Türk hastanelerinde ileri derecede bakıma ve tedaviye ihtiyaç olanlara cevap verilmesi konusunda şu anda hazırlıklarımız var. Hem bölgeye gönderdiğimiz sahra hastaneleri var hem de sahra hastanelerinde tedavi edilemeyecek durumda olan hastaları Türkiye’de tedavi etmek için gerekli hazırlıklarımız tamam. Sağlık Bakanlığımız bu konuda şu anda üzerine düşen hazırlıkları yaptı ve bekliyor” ifadelerini kullandı.
“Umuyoruz Trump’ın alacağı kararlar, bölgede devam eden yanlışa son verir”
Suriye’nin kuzeyindeki duruma ilişkin yorumu sorulan Fidan, “Suriye’de Amerika’nın PKK/YPG ile iş birliği Obama döneminde geçici süreyle başlatılan bir iş birliğiydi, en azından bize öyle sunulmuştu. Ama biz başından itibaren bunun belli komplikasyonlar ortaya çıkaracağını öngörüyorduk. Süreç içerisinde tabii örgütün giderek Amerikalıları ve diğer Batılı ülkeleri suistimal etmesi ve verdiği hapishane hizmetleri karşılığında Türkiye’ye yönelik terör tehdidinde ciddi bir artış olması bizim açımızdan kabul edilemez bir durum olmuştu. Biz bu tenakuzu Amerikalı dostlarımızla defaatle paylaştık. Şimdi geldiğimiz noktada ideal olan şudur. Burada Amerikalılar için aslında güvenlik sorunu, sizin sorunuzda sorduğunuz meseleyi netleştirmemiz lazım. Buradaki temel konu, YPG’nin DEAŞ tutuklularını hapishanede tutma hizmeti veriyor olması ve kamptaki insanlar. Bunun dışında güvenlikle ilgili bir konu yok. DEAŞ ile mücadele terörle mücadele konusunda YPG’nin tek başına zaten herhangi bir ne kabiliyeti var ne bir sorunu var. Kendisi zaten terör örgütü. Bu konuda gerek Türkiye gerek Irak gerek Suriye gerek Ürdün bir araya gelerek DEAŞ ile gerekli mücadeleyi vermeye muktedirler. İnşallah bu yönde yakın zamanda 4 ülke olarak bir adım atacağız. Bunun ön görüşmelerini yaptık. Burada umarız ki Amerikalı dostlarımız, Türkiye’ye tehdit oluşturan bu politikadan vazgeçerler. Aynı zamanda DEAŞ tutuklularının da hapishanede kalmasını mümkün kılacak başka bir formül ile hareket edebiliriz. Bu konuda Suriye’deki yeni yönetimin sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğunu biz duyduk. Aynı zamanda Türkiye de bu konuda her türlü desteği vermeye hazır. Biz, umuyoruz ki sayın Trump’ın alacağı kararlar, bölgedeki devam eden bu yanlışa inşallah son verecektir. Bu, hem bölgede istikrarsızlığı tetikleyen bir konu hem de Türk-Amerikan ilişkilerini gerçekten zedeleyen açık bir yara. Bunun kapanmasını diliyoruz” açıklamasını yaptı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş