#

Eğitim

“Hibrit Öğrenme yaklaşımı başarıya taşıyor”

Dünyanın yabancı dil eğitiminde tamamen geleneksel eğitim öğretim yöntemlerini geride bıraktığına dikkat çekerek ‘Hibrit’ öğrenmenin önemine vurgu yapan Mektebim Koleji Yabancı Diller Müdürü Lale Muti,  “Yüz yüze sürdürülen eğitimlerle beraber hibrit öğrenmeyi kullanan bir kurum olarak öğrencilerdeki yabancı dil becerilerinin hızlı bir şekilde yükseldiğini görüyoruz.Doğru stratejilerle Türkiye’nin Yabancı Dil Başarı notu yukarıya çekilmesi kolay” dedi.

Dünyada yaklaşık 1.5 milyar insan ortalama düzeyde İngilizce konuşurken, Mektebim Koleji Yabancı Diller Müdürü Lale Muti, daha iyi İngilizce konuşulabilmesi için okullarının hangi metodları uyguladığını ve hangi metodların başarıyı getirebileceğini anlattı. Eğitim Fakültelerinden yeni mezun olan öğretmenlerin iş hayatında zorlandıklarını gözlemlediklerini ifade eden Lale Muti, “Okullar arasında ortak bir yabancı dil eğitim felsefesi bulunmaması da onları zorlayan ikinci bir unsur oluyor. Bu nedenle tüm okulların “Hizmet Öncesi Eğitimlere” yatırım yapması gerekliliğine inanıyoruz. Mektebim Koleji olarak 33 kampüsümüzle gelecek nesilleri başarı dolu bir hayata hazırlıyoruz derken bunun ancak ve ancak iyi öğretmenler sayesinde olacağının farkındayız. Bu farkındalık ile her bir kampüsümüzü “Öğretmen Akademisi” gibi düşünüyor ve öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimlerine büyük yatırımlar yapıyoruz. Eğitimlerden sonra öğretmenlerimizin öğretim yöntem ve tekniklerine ilişkin bilgilerinde artışlar olması kurumlarımızı olduğu kadar öğretmenlerimizi de memnun etmekte.” dedi. Muti, Dünya İngilizce Yeterlilik Endeksi’nde 100 ülke arasında Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka ve Singapur’un ilk 5 ülke olarak sıralandığını Türkiye’nin ise listede 79’uncu sırada yer aldığını belirtti.

“GELENEKSEL YÖNTEMLER YERİNE HİBRİT ÖĞRENME PROGRAMLARI”

Dünyanın artık tamamen geleneksel eğitim öğretim yöntemlerini geride bıraktığını ifade eden Lale Muti, Hibrit öğrenmenin öneminden bahsetti. Lale Muti sözlerine şu şekilde devam etti: “İnternetin eğitim alanında sıkça kullanıldığı bir dönemde geleneksel bir yabancı dil eğitim programından bahsedemeyiz. Kampüslerimizde tek bir öğrenme modelinin kullanılması yerine çevrimiçi eğitim materyalleriyle zenginleştirilen harmanlanmış programlar kullanılıyor. Web tabanlı öğrenmenin sınıfta yapılan yüz yüze öğrenme modeliyle birlikte kullanılmasını önemsiyoruz. Digital dünyaya hazır olan öğrenciler bu süreçten keyif alarak yararlanmakta. Ayrıca öğrencilerimiz dilediği yerden, dilediği zamanda bilgiye ve öğretmenlerine ulaşabiliyor anında geri dönüt alabiliyorlar. Yüz yüze sürdürülen eğitimlerle beraber hibrit öğrenmeyi kullanan bir kurum olarak öğrencilerdeki yabancı dil becerilerinin hızlı bir şekilde yükseldiğini görüyoruz. Bu bağlamda okulumuzun eğitim teknolojilerine de yatırım yapması kuşkusuz başarımızı arttırmakta.”

“ULUSLARARASI BAŞARI BELGELERİ”

Öğrencinin neyi bildiğini değil, dil becerisini ölçen uluslararası sınavların öneminden bahseden Lale Muti Mektebim Kolejinde öğrencilerinin 2. Sınıftan itibaren Cambridge Üniversitesi Dil Yeterlilik Sınavlarına katıldıklarını ifade etti. Öğrencilerinin yabancı dil başarısını arttırmak için çok çalıştıklarını belirten Lale Muti “Uluslararası geçerliliği olan sınavlar 130 farklı ülkede, 3 milyonun üzerinde öğrencinin girdiği sınavlar oluyor.Bu tür sınavlar hem öğrencinin başarısını hem de sistemimizin başarısını büyük bir skalada değerlendirmek açısından çok kıymetli. Doğru ölçmediğimiz süreçleri doğru yönetmemiz imkansız. Öğrencilerimiz katıldıkları bu sınavlarda aldıkları sonuçlar ile hem ailelerinin hem de bizim gurur kaynağımız oldular.” dedi.

“BAŞARININ SIRRI, İYİ İNGİLİZCE BİLMEDE”

İngilizcenin hala en yaygın ve en çok aranan dil olduğu ifade eden Lale Muti son olarak şunları kaydetti: “Teknolojik gelişmeler şirketlerin dünyaya açılmasını kolaylaştırıyor. Yabancı şirketlerle bağlantı kurmak, ithalat ve ihracat yapmak dil becerinizle doğru orantılı. Hiç kuşkusuz İngilizce iletişim kurabiliyor olmak bir ülkenin uzun dönemde ekonomik büyüme potansiyelini de etkileyecektir. Bütün bu tespitlerimizden yola çıkarak kampüslerimizde dil eğitimine daha geniş bir açıdan yaklaşıyoruz. Dili bilen değil, o dille iletişim kurabilen öğrenciler yetiştirmek zorundayız. Öğrencilerimizin akıcı ve etkin konuşma yeteneklerine sahip olabilmeleri için 21.yüzyıl becerilerinden iletişim, adaptasyon ve inovasyonu da programlarımızın ayrılmaz birer parçası haline getiriyoruz.”