#

Bursa

Kamu-Sen’e bağlı memurlar Bursa’da meydana indi

Türkiye Kamu-Sen’e bağlı memurlar “memur zammı” öncesi 15 Temmuz Demokrasi ve Şehreküstü Meydanına inerek taleplerini basın açıklaması ile hükümete iletti. Basın açıklamasına sendika şube başkanları ve yöneticileri katılırken açıklamayı Türkiye  Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi İbrahim Bulut yaptı.

Bulut açıklamasında Türkiye’de meydana gelen depremler, orman yangınları, sel felaketleri ve kazalar nedeniyle ülke genelinde türlü olumsuzluklar yaşanırken devletin maddi ve manevi bütün yaraları sarman için var gücüyle mücadele ettiğinin altını çizdi.

Kamu görevlilerinin yalnızca olağan dönemlerde değil özellikle olağanüstü dönemlerde devletimizin görünen yüzü, şefkat eli olarak hayati bir görev yürüttüğünü söyleyen Bulut,  kamu çalışanlarının ifa ettikleri hizmetlerin değerinin ve öneminin parasal bir karşılığı bulunmadığını söyledi.

Son dönemde ekonomideki gelişmelere değinen Bulut, 2012 yılından beri gerek zorunlu harcama kalemlerindeki artışlar gerekse döviz, altın, konut gibi kalemlere gelen zamlar, maaşlara yapılan zamların kat be kat üzerinde seyrettiğini ve hayatı olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Kamu çalışanlarının maaşları yıl içinde enflasyon kadar bile artmadığını ve sonradan verilen enflasyon farkı ise hiçbir yaraya merhem olmadığının ifade eden Bulut açıklamasının devamında şunları söyledi.

“TEKLİFİN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Aynı işveren toplumun çeşitli kesimlerini desteklerken afetle, salgınla, felaketle boğuşan memurlarımız bir de ekonominin cenderesi altında eziliyor. 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, işte böyle bir ortamda başladı. Türkiye Kamu-Sen olarak kamu görevlilerimizin kazanımlarını artırmak ve olumsuz gidişata son verebilmek adına ortak taleple gittik. Bugün gelinen noktada ülkemiz nüfusunun yaklaşık 4’te 1’inin 2022 ve 2023 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafı da teklifini sundu. Kamu İşveren Heyeti, memur ve memur emeklilerine 2022 için  yüzde 5+6; 2023 yılı için ise yüzde 6+6 maaş artışı öngörüyor. Bu teklif, bizim istediğimizin yarısı bile değildir, dolayısıyla kabul edilmesi de mümkün değildir.

“TEKLİF GERÇEKLERİ KARŞILAMAKTAN UZAKTIR”

Halihazırda yıllık resmi enflasyon yüzde 18,95 seviyesindedir. Muhtemelen 2021 yılı enflasyonu yüzde 20 dolayında gerçekleşecektir. Bütün uluslararası kuruluşlar 2022 yılında Türkiye’de yıllık enflasyonun en iyimser tahminle yüzde 15 olacağını düşünmektedir. Yani önümüzdeki iki yıllık süre içinde enflasyon toplamda en az yüzde 35-40 dolayında gerçekleşecektir. Yapılan teklif ise bu gerçekleri karşılamaktan uzaktır.

“HÜKÜMET TEKLİFİNİ YENİLEMEK ZORUNDADIR”

Bugüne kadar kamu görevlilerinin yaşadığı sorunların temelinde maaş artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi gelmektedir. Hayallere göre zam verip gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir. Bu nedenle Hükümet, ivedilikle teklifini yenilemek zorundadır. Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenler mutlaka değerlendirilmelidir. Sayın Bakan teklifinde sözleşmeli çalışanlarımızın sorunlarının çözüleceğini, 3600 ek gösterge talebimizin kabul edildiğini ve refah payı ile ilgili bir gelişme yaşanabileceğini ifade etmiştir. Bunlar son derece olumlu olmakla birlikte, bu tekliflerin altı doldurulmalı, rakamlar netleştirilmelidir.

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için Hükümete açık çağrıda bulunuyoruz.

Bu teklifte toplu sözleşmelerin başında Kamu İşveren tarafına sunduğumuz,

  • Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı kabul edilebilir bir oransal artış;
  • Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için seyyanen zam;
  • Ülke ekonomisindeki büyümeden kamu görevlilerine de pay verilmesi;
  • Reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi;
  • Kamuda yalnızca memurlara verilmeyen Bayram İkramiyesinin, memurlara da verilmesi;
  • 3600 ek gösterge uygulamasının tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi;
  • Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi;
  • Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması;
  • Aile yardımı, çocuk parası, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal yardım kalemlerinin çalışanın ihtiyacını karşılayacak şekilde yükseltilmesi gibi konuların mutlak surette yer alması gerekmektedir.

Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur.

Biz, hakkımız olmayan hiçbir konuyu ve meblağı masaya taşımıyoruz. Hakkımızdan aşağısına da rıza gösterecek değiliz. Yıllardan beri “Hakkınız ödenmez” diyerek alkışlanıyoruz; şimdi ise hakkımızın ödenmesini istiyoruz. Biz artık sırtımızın sıvazlanmasını değil, cüzdanımıza insanca yaşamaya yetecek kadar para konulmasını istiyoruz. Sayın Bakanın “Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün gerçekleşmesini sözleşmeli personelin haklarının memurlarla eşitleneceği, 3600 ek gösterge teklifimizin kabul edildiği, refah payı uygulamasının değerlendirileceği sözlerinin adının konmasını bekliyoruz.

Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, reel kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden ve artan milli gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz. Taleplerimiz, makuldür ve istenirse karşılanabilir. Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere tüm Türk Milletinin daha güzel bir Türkiye’de, yaşanabilir bir ücretle, refah içinde yaşaması içindir. Yapılacak revize teklif, siyasi iradenin bu yöndeki niyetini ortaya koyacaktır. 25 milyon vatandaşımız, Hükümetten yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir teklif beklemektedir.” dedi.