#

Chp

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Fabrikaları sattın, şimdi domates satıyorsun

İşsizliğin ahkam kesmekle çözülemeyeceğini söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Fabrikaları sattın, şimdi domates satıyorsun” sözleriyle eleştirdi. Cumhuriyet gazetesi davasında verilen cezaların onanmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Aydınları, gazetecileri hapse atıp ne yapacaksınız?” diye sordu.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerine Zeytin Dalı Harekatı’ndan hayatını kaybeden askere başsağlığı dileyerek başladı.

Kılıçdaroğlu, “Öteden beri Suriye politikasının doğru olmadığını söyledik. Suriye bataklığına girmeyin dedik. Suriye’de bir şehidimiz var. Zeytin Dalı operasyonunda şehit olan Umut Özlütepe kardeşimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Şehit hepimizin şehididir. Bir eve ateş düştü, sabırlar diliyorum” diye konuştu.

‘OZAN ARİF’İN NEŞET ERTAŞ’TAN FARKI YOK, ÂŞIK VEYSEL GİBİ’

Geçen hafta yaşamını yitiren ‘Ozan Arif’ olarak tanınan Arif Şirin için “Erzurumlu Emrah’tan, Neşet Ertaş’tan bir farkı yok” diyen Kılıçdaroğlu, ülkücü türkücüye rahmet diledi.

Kılıçdaroğlu, “Her ölüm aslında başka bir başlangıçtır. Mevlana ölümü farklı dillendirir. Şeb-i Arus dediği Düğün Gecesi olarak dillendirir. Bizim Anadolu kültüründe ozanlar vardır, âşıklar vardır. Ozanlar ve âşıklar, halkın sesini sazlarıyla dile getirirler. Onların özelliklerinden bir tanesi zulme karşı baş eğmezler. En büyük silahları sazları ve sözleridir. Bütün mücadeleyi bunun üzerine yaparlar. Sevigiyi, hoşgörüyü, haksızlığa karşı direnmeyi şiirleriyle, sözleriyle, sazlarıyla dile getirirler. Böyle bir ozan hayatını kaybetti. Ozan Arif. Ona da Allah’tan rahmet diliyoruz. Ozan Arif’in diğer ozanlardan bir farkı yok. Âşık Veysel gibi” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

‘AYDINLARI, GAZETECİLERİ HAPSE ATIP NE YAPACAKSINIZ?’

– Aydınlarımıza yeni bir tehdit. İstinaf mahkemesi Cumhuriyet gazetesinin cezasını onadı. Cumhuriyet gazetesi çalışanlarını, kalan cezalarını da yatmaları için tekrar cezaevine gönderecekler. Tekrar hapse atmak, Türkiye’nin itibarını zedelemekten başka ne işe yarayacak?

— Aydınları, gazetecileri hapse atıp ne yapacaksınız? Türkiye’nin itibarını zedeliyorsunuz. Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu kimse söyleyemiyor. Bu kararın hakka ve hukuka uygun bir karar olduğunu kabul edebilir miyiz? Hayır.

— Gazetecilerin hele hele aylardır hapiste olup iddianamesinin yazılmadığı birçok kişi Türkiye’de demokrasinin kan kaybettiğini anlatıyor aslında. Parti meclisi üyemizin de aylardır haksız yere içeride tutulması ayrı sorundur. Eren Erdem’i serbest bırakan mahkeme tutukluluğuna devam dedi. Bunlar hakim mi? Merak ediyorum. Adalete en büyük zararı adalet mensupları veriyor.

‘HERKESE VERİLEN ZAM, SÖZLEŞMELERİ ER-ERBAŞLARA VERİLMEDİ, NEDEN?

— Şu anda görev yapan sözleşmeli er, erbaşların sorunları var mı? Bu sorunlardan söz edeceğim. Uzman çavuş veya astsubay mesai bitiminde akşam evine gider. Orduda 7 yıl görev yapan sözleşmeli er erbaşlar evlerine gidemiyorlar. 7 yıl evlerine gidemiyorlar. Ancak yılda 30 gün izin var veya 15 gün mazeret izni veya doğum ölüm izni, 7 günlük evlilik izni var. Sonra 7 yıl kışlada bekleyeceksin tıpkı erler gibi. 7 yıl boyunca kışlada er koğuşunda kalmak zorundalar. Neden? Bunlar insan değil mi?

– Ocak 2018’de uzman çavuş astsubay ve üst kademeye 400 lira iyileştirme zammı yapıldı. Herkese zam sözleşmeli er, erbaşlara bu zam verilmedi. Neden? Sözleşmeli er, erbaşlara aile çocuk yardımı yapılmaz. Askerler bir yerden bir yere görevlendirilebilirler. Giderlerken tayin izni, yol harcırahı alırlar. Sözleşmeli er, erbaşlara bu hak da yok. Bunlar robot değil bunlar da insan. Bunlarda eş durumu tayini de yok. Neden?

— Şehit olduklarında yakınlarına ayda 4200 lira veriyorlar. Sözleşmeli er, erbaş dışında şehit olursa 5600 lira veriyorlar. Şehit şehittir. Haksızlık değil mi bu? 15 Temmuz şehitleri için soru sormuştum, ‘toplanan paralar nereye gitti’ diye. Şu ana kadar tık yok. Toplanan milyonlar nereye gitti? Şu ana kadar hiçbir haber yok. Şehit yakınlarına, gazilere kira yardımı yapılıyor. Ama şehit sözleşmeli er, erbaşların ailelerine kira yardımı yapılmıyor.

— Çözüm; uzman er ve uzman onbaşıya verilen haklar bunlara da sağlansın. Uzman er ve uzman onbaşıya verilen haklar bunlara verildiği zaman bu sorun da büyük ölçüde çözülmüş olacak. Ordu milletvekilimiz araştırma önergesi hazırladı Meclis’e verdi.

‘BUGÜN ‘ANADOLU KAPLANLARI’NDAN SÖZ EDEN YOK, KAPLAN KALMADI ÇÜNKÜ’

– İş arayan bütün kardeşlerime sesleniyorum; 17 yıldır iktidardalar, onların çocukları işsiz değil. Sarayda işsizlik yok. Saray çevresinde de işsizlik yok. Fakirin, arkası olmayanın çocuğu işsiz. Ama sen hâlâ gidip oyunu ona vereyim diyorsan yarın ağzındaki lokmayı da alır.

— Bunlar iktidar olmadan önce ‘Anadolu Kaplanları’ diye bir laf vardı. Bugün ‘Anadolu Kaplanları’ndan söz eden yok, kaplan kalmadı çünkü. Çift dikiş maaş alanlar var. Emeklilikte yaşa takılan, işsiz kalan yüz binlerce kişi var. Bunların derdi ile ilgilenen var mı bizim dışımızda? Hayır yok.

— Sosyal hukuk devleti ne demek? Sosyal devlet fakirin yanında olan devlet anlamına gelir. Devlet hangi fakirin fukaranın yanında oldu? Kişi başına yıllık milli gelir ortalaması 11 bin dolarmış. Nerede bu para? Kim alıyor bu paraları?

‘FABRİKALARI SATTIN, ŞİMDİ DOMATES SATIYORSUN’

– Ben işsizliği çözeceğim demekle işsizlik çözülmez. Herkes işçi alsın diyen Erdoğan’dı, çözüldü mü? Üniversiteyi bitirdiğinde iş bulursun, biraz oku… Binlerce ünivesite öğrencisi var iş bulamıyorlar. Plan-program olmazsa işsizlik sorunu çözülmez. 3.5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye getirirsen işsizliği çözemezsin, Hazine’yi damada verirsen işsizliği çözemezsin. Fabrikaları sattın, şimdi domates satıyorsun. Çiftçiyi üretemez hale getirirsen, işsizlik sorununu çözemezsin.

— Terörist ilan ettikleri hal esnafının kullandığı ürünlerin fiyatlarına ne kadar zam gelmiş? Gübreye yüzde 80, zirai ilaçta yüzde 100’ün üzerinde. Seraların kaplandığı naylona yüzde 80-90. Çiftçi üretemiyor, borç batağı içinde. İşsizlik sorunu akılla, programla çözülür. Devlettte likayak kalmadı, hepsini yok ettiler.

‘KİM YAPIYORSA ALLAH BELASINI VERSİN’

— Ahkam kesmekle işsizlik çözülmez. İşsizlik akılla çözülür, planla çözülür. İşsizlikle mücadelenin temel anahtarı üretmektir. Hayatın her alanında üreteceksin ki işsizlik olmasın.

— ‘Bu yüksek binaları kim yapıyor’ diyor. Sanki Güney Kore’den gelip yaptılar. Şikayet eden kim, Erdoğan. Kim izin verdi bu yüksek binalara, izin verenin Allah belasını versin diyorum ne diyeyim başka.