Kategori: Kültür Sanat

  • 103 yaşında hayatını kaybetti

    103 yaşında hayatını kaybetti

    Bandırma’da her kesimden insanın sevgisini kazanan ve ilerleyen yaşına rağmen roman ve yazılarıyla üretmeye devam eden Pakize Başaran’ın ölüm haberi yakınlarını ve sevenlerini yasa boğdu. Başaran, Salı günü Haydar Çavuş Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Bandırma’da son yolculuğuna uğurlanacak.

    Pakize Başaran kimdir

    Pakize Başaran, Yugoslavya göçmeni müzisyen Ömer Musiç ve Naile Aykut Musiç’in üç kızının ortancası olarak 1923 yılında Bandırma’da dünyaya geldi. 1941’de İstanbul İkinci Noterliğinde noter memurluğuna başladı. 14 Mayıs 1954 itibarıyla da İstanbul İkinci Noter Yeminli Vekili ve Yeminli Başkatibi olarak uzun yıllar görev yaptı. Noterlikte çalışırken tanıştığı gazeteci Tarık Mümtaz Göztepe’nin teşviki ile yazın hayatına başladı. İlk öyküsü “Hacı Nine”, 31 Ocak 1948’de Yeni Sabah Gazetesi’nde; ilk romanı “Benim Doktorum”, 1951’de yayınlandı. Radyoda piyesleri yayınlandı. Zeki Müren ile röportaj yapan ilk kadındır. 17 yaşında Fikri Başaran ile evlenen Pakize Başaran’ın bu evliliğinden yönetmen Tunç Başaran ve oyuncu Meriç Başaran dünyaya geldi. Yazar 2008’den beri Bandırma’da yaşamını sürdürmekteydi.

  • Bursa’da Candan Erçetin rüzgarı

    Bursa’da Candan Erçetin rüzgarı

    ‘Yalan’, ‘Meğer’, ‘Kırık Kalpler Durağı’, ‘Onlar Yanlış Biliyor’, ‘Melek’ gibi dillere pelesenk olmuş şarkılarının yanı sıra hareketli şarkıları ile müzik şöleni yaşattı.

    Konserinin sonlarına doğru ritmi artıran Erçetin, kendisine eşlik eden seyirci korosuna teşekkür etti. Yaklaşık 2 saat sahnede kalan Erçetin, Bursalı dinleyicilerine unutulmaz bir müzik şöleni sundu.

    Yaz konserlerine hız kesmeden devam edecek olan Candan Erçetin, 10 Haziran İzmir Bornova Aşık Veysel Açıkhava’da, 20 Haziran’da Ankara Atılım Sahnesi’nde, 21 Haziran Samsun Doğu Park Amfi Tiyatro’da, 2 Ağustos Altınoluk Amfi Tiyatro’da, 4 Ağustos’ta Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda, 5 Ağustos’ta ise Bodrum Antik Tiyatrosu’nda sevenleriyle buluşacak.

  • Johnny Depp İstanbul’a geldi

    Johnny Depp İstanbul’a geldi

    Amerikalı oyuncu, yapımcı ve müzisyen Johnny Depp, İstanbul’a geldi. Depp, 2012’den beri içinde yer aldığı rock grubu olan ‘Hollywood Vampires’ ile yarın akşam saat 22.00‘da Life Park İstanbul’da hayranlarıyla buluşacak.

    Johnny Depp’i taşıyan özel uçak öğle saatlerinde Romanya’nın başkenti Bükreş’ten havalanarak saat 16.00 sıralarında İstanbul Havalimanı’nda bulunan genel havacılık terminaline geldi. Depp ve yakınları kendileri için tahsis edilmiş araçlarla birlikte yoğun güvenlik önlemleriyle havalimanından ayrıldı.

    Öte yandan Johnny Depp, grubuyla birlikte düzenleyeceği konser gelirinin tamamının depremzedelere bağışlanacağını sosyal medya hesabından duyurmuştu.

  • ÇEKSANAT GKM’de müzik şöleni

    ÇEKSANAT GKM’de müzik şöleni

    Soprano Feryal Türkoğlu, Mezzo Soprano Ferda Yetişer, Piyano Melahat İsmailova ve Anlatıcı&Viyola Murat Gedikli‘nin yer alacağı konserde farklı kültürlerin şarkıları müzik severler ile buluşuyor.

    Dünya Şarkıları (Piyanolu Şan Konseri)

    -14 Haziran Çarşamba 20.30-GKM

    Biletler GKM Gişesi ve biletinial.com
    https://biletinial.com/mekan/ceksanat-gorukle-km

  • Makineleşmeyle sanayiye katma değer sağlayacak

    Makineleşmeyle sanayiye katma değer sağlayacak

    Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ile işbirliği yapan Büyükşehir Belediyesince 2014 yılında başlatılan “Bursa İpeği Yeniden Hayat Buluyor” adlı projenin ilk aşamasında yerli kozadan ipek iplik üretimi için mesleğe yeni ustalar kazandırıldı.

    İpek halı üretiminde 1400, ipek kumaşta da 700 kişiye eğitim verilen projenin ikinci aşamasında ise Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde elde edilen ürünlerin sanayileşmesi sağlanacak.

    Sonraki süreçlerde katma değerli ürünler imal edilerek Bursa ipeği her aşamasıyla dünyaya yeniden pazarlanacak.

    Üçüncü aşamada hedef, ameliyat ipliği üretimi

    Merkezin üretim sorumlusu Resul Makav, projenin ilk aşamasında ipekçilik kültürünün yaşatılması odaklı çalışma yaptıklarını anlattı.

    Bu merkezde halen geleneksel yöntemlerle üretim yapıldığını belirten Makav, ikinci aşamada sanayileşmeye geçileceğini dile getirdi.

    Otomatik olarak jakar tezgah, sonra da kozadan ipek çekim makinesinin merkeze kazandırılacağını aktaran Makav, “Tabii bunlar bu kültürün devamıydı. Şimdi biz sanayileşme aşamasının bir tık üstü olan aşamaya geçmiş olduk. Normalde biz kozadan ipek çekimini buradan yapıyoruz ama eski usul 500-600 yıllık tepme mancınıkla yapıyoruz. Şimdi ise sanayi işi kendi makinesi olacak. Kendi kozasıyla kendi ipini üreteceğiz.” diye konuştu.

    Makav, makineleşmeye geçince aylık yaklaşık 150 kilogram ipek iplik üretebileceklerini kaydetti.

    Yaklaşık 1 metrekare halı için 7 kilogram ipek gerektiğini ifade eden Makav, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hem kendi ham maddemizi çıkarmış oluyoruz hem de bunun iplik olarak satışını yapabiliriz çünkü kozanın kilosu 300-400 lira civarı. Siz bundan ipek iplik elde ettiğiniz zaman kilosu 150 dolardan başlıyor, 200 dolara çıkıyor. İpek, Türkiye için çok ihtiyaç olan bir şey değil lakin bunu biz stratejik ürün haline getirmeye çalışıyoruz. Çünkü çoğu ameliyatlarda yani yüzde 80’inde kullanılan iplikler ipekten oluşuyor. Bunun bir üstü de ipek iplikten ameliyat ipliği projesi var. Bunun şu an Türkiye’de yapılması için AR-GE çalışmaları çok yüksek. Biz bunu da yapmaya çalışacağız.”

    İpek halıda santimetrekareye düşen ilmek sayısı arttıkça hem üretim zamanının uzadığına hem de fiyatının yükseldiğine dikkati çeken Makav, giderlerin Büyükşehir Belediyesince karşılanmasının ürün fiyatlarının minimum düzeyde kalmasını sağladığını sözlerine ekledi.

  • Bursa’da muhteşem yılsonu konseri

    Bursa’da muhteşem yılsonu konseri

    Halk oyunları gösterileri, enstrüman öğrencileri, çocuk korosu ve öğrenci korosunda yer alan öğrenciler, salonu dolduran izleyicilerden bolca alkış aldı. Yıl boyunca aldıkları eğitimleri, başarılı performanslarıyla taçlandıran öğrenciler, geleceğe ışık oldular.

    Konser sonunda Orkestra Şube Müdürü Muhterem Çevik ve Türk Halk Müziği Bölüm Başkanı Nilüfer Göl, Halk Oyunları Eğitmenleri; Celal Yalçın, Selin Kuyucu Kılıç, Gökhan Kılıç, Enstrüman Öğretmenleri; Altan Göl, Ayşenur Türkeş Menteşe, Emrah İnanır, Nida Okşaş, Cemil Menteşe, Çocuk Korosu Şefi; Cemile Kara Polat, Öğrenci Korosu Şefi; Hamit Gazigil ve gecenin sunumunu gerçekleştiren Nurdan Kırhan’a plaket verdi.


    Plaket töreni sonrasında, etkinlikte sahne alan bütün öğretmen ve öğrenciler sahneye gelerek “Bursa’nın ufak tefek taşları” türküsünü, seyircilerle beraber hep bir ağızdan seslendirerek kuvvetli alkışlarla final yaptılar.

  • Resimlerini tuval yerine cama işliyor

    Resimlerini tuval yerine cama işliyor

    Mardin’de yaşayan Cihat Ay, Leonardo da Vinci’nin yazılarını tersten yazması ona hem ilham kaynağı oldu. Hem de cam sanatıyla çalışmalar yapma merakı oluşturdu. Ay, iki yıl önce merakla başladığı sanata, tuval yerine resimlerini cama işliyor. Saydam zemin üzerinde fırçayla ince işçilik yapan Ay, kendini geyiğe benzettiği için çalışmalarında da ağırlıklı yer verdiğini belirtiyor.

    Cam üzerine resim sanatında farklı teknik geliştirdiğini söyleyen Ay, “Cam üzerine sanatı ele alarak bunların sadece arka yüzünü kullanıp, böylelikle tabloların doğal ve gerçek derinliği kazandırıyorum. Bu tablolar sanatseverler tarafından ilgi görüyor. Resim anlaşılınca nadir görülmüş bir tarz yakaladım. Cam sanatı ile iki yıl önce tanıştım. Bu tanışma da bir dokunuşla oluşur. Sanatla böyle tanıştım. Da Vinci, yazılarını ters yazar. Ters olması dikkatimi çekti. Tersten geliyor olması ve pür dikkat olman gereken bir tarz olması aşırı derecede ilgimi çekiyor” dedi.


    Cam sanatının, tuval ve yağlı boya çalışmalarına göre farkının daha çok transparan ve akrilik boyaların daha çabuk kuruduğu için kullanıldığını belirten Ay, “Genelde ben akrilik ve özel boyalar kullanıyorum. Diğer sanat dallarından ayıran tek özellik tersten olması. Her şeyi tersten geliyor. Cam da ilk dokunuş vardır, tuval de son dokunuş vardır. Cam çok hassas. Cam olması büyük bir incelik. Hassas bir tarz olması ve her an kırılması gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Ama bazen cam ile çalıştığımızı unutuyoruz” diye konuştu.


    Yaptığı çalışmanın geleneksel değil, daha sanatsal olduğunu ifade eden Ay, “Gelenekselde kontür kullanılır. Ben daha çok resim kullanırım. Ben de ilk çerçeve yapılır, daha sonra cam kesilir. Çünkü camın çerçeveyi tanıması gerekiyor diye düşünüyorum. Baktığınız zaman normalde önce resimler yapılır ardından çerçeve yapılır. Ben de sanatımda olduğu gibi bu da ters işliyor. Diğer sanat dallarından ayıran bir diğer özellik saydam bir zeminde çalışıyor olmak ve ona derinlik vermek. Bu dünyanın en zor resim sanatlarından birisi” şeklinde konuştu.


    Yapısı gereği kendini geyiğe benzettiğini aktaran Ay, “Arkadaşlarım ile doğa gezilerinde onlar oturup yemek yiyip sohbet eder. Ben ise keşif yapmaya çıkarım. Gezerim, hep ileriye dönük düşünürüm. Geçmişi düşünüp veya yerimde saymayı sevmem. Sanırım bu yüzden geyiğe aşığım ve sanatımda sık kullanırım. Bu sanatı kimseden öğrenmedim. Her şeyi kendim çözümledim. Zor bir süreçti. Aslında baktığımız zaman en güzel buluşlar en zor anlarda ortaya çıkar. Yapmak isteyenler bence biraz zorlansınlar ve kendi çizgilerini bulsunlar. Kendi fırçalarının doğrultusunda gitmeleri gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

  • Zerzevan Kalesi’nin altında devasa yapılar

    Zerzevan Kalesi’nin altında devasa yapılar

    Zerzevan Kalesi, Çınar ilçesi Diyarbakır-Mardin Karayolu üzerinde yer alıyor. Roma’nın sınır garnizonu olan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi’nin tarihi Asur Dönemi’ne (MÖ 882-611) kadar varıyor. Roma Dönemi’ne M.S. 3. yüzyılda Severuslar Dönemi’nde (MS 198-235) asıl askeri yerleşim inşa edilen kale, 639 yılına İslam ordularının fethine kadar kesintisiz kullanıldı.

    1200 metre uzunluğunda, 12-15 metre yüksekliğinde surlarla çevrelenmiş askeri yerleşimde, kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi (güney kule), kilise, yönetim binası, arsenal, kaya sunağı gibi mimari kalıntılar yer alıyor. Kuzeyinde ise cadde-sokaklar ve konutlar takip ediliyor.

    Konutların bulunduğu alanda aynı zamanda su sarnıçları, yeraltı kilisesi, yer altı sığınağı, Roma’nın doğu sınırındaki Mithras Tapınağı tespit edildi. Surların dışında ise yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları, nekropol alanında ise kaya mezarları ve tonozlu mezarlar dikkat çekiyor.

    Kalede 2014 yılında başlayan kazılarla onlarca eser gün yüzüne çıkartıldı. Kazı ekibi, jeoradar ile yaptığı taramalarla yeraltında devasa yaptılar tespit etti. Mithras Tapınağı’nın gizemine ulaşmak için kazılar tekrar başlayacak.

    Zerzevan Kalesi Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun, mevcut yapılarda restorasyon projelerinin tamamlandığını, kısa zaman içinde Zerzevan Kalesi’nde güney kulede ve büyük kilisede restorasyon çalışmaları başlayacağını söyledi.

    Kazı çalışmalarının devam edeceğini belirten Coşkun, “Önemli alanlarımızdan birisi Mithras kutsal alanında kazı yapacağız. Mithras Roma’nın gizem kültü. Yazılı bir belgenin olmadığı inanç sistemi. Mithras ilgili bilinmeyen birçok soruya cevap bulunduğunu biliyoruz. Yeni sorular ve merak edilen konular var. Bu yıl sonuna kadar Mithras’ın gizemlerinden bir kısmına da yapılan kazılarla cevap bulabileceğiz” dedi.

    Zerzevan Kalesi’nde büyük bir yerüstü şehri olduğunu, çalışmayla büyük bir yeraltı şehri tespit ettiklerini ifade eden Coşkun, özelikle jeoradar çalışmalarıyla yeraltında devasa yapılar tespit ettiklerini kaydetti.

    4-5 kat yapılar olduğuna dikkat çeken Coşkun, “İçine binlerce kişinin girebileceği devasa yapılar bunlar. Yerüstü şehrinin daha büyüğü yeraltında da kazı çalışması başlatacağız. Zerzevan Kalesi’nde binlerce eser ortaya çıkartıldı. Şu an 120 tanesi İç Kale Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte. Yakın zamanda bir müze projesi planlanıyor” diye konuştu.

  • Bursa’da yıldızlar geçidi

    Bursa’da yıldızlar geçidi

    “Sizi çok özledik”

    Bursa, önceki akşam 90’lı yılların yıldızlarını Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde ağırladı. Şarkılarıyla 90’lara damga vuran ünlü sanatçılar Burak Kut, Yonca Evcimik, Hakan Peker, Nez, Çelik, Mansur Ark ile Kabus Kerim & Erci-E, arka arkaya çıktıkları açık hava sahnesinde Bursalıları geçmişe götürdü. Ünlü sanatçılar Bursa’yı çok özlediklerini dile getirdi.

    ‘8.15 Vapuru’, ‘Abone’ gibi şarkılarıyla hayatımıza renk katan Yonca Evcimik, konserlerin startını verdi. Dans şovlarıyla ve enerjisiyle kendisine hayran bırakan sanatçı, Bursa’da olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.

    ‘Maalesef’, ‘Gazla Gitsin’, Sana Demedim mi?’ şarkılarıyla ve sahne performansıyla unutulmayan isimlerden biri olan Mansur Ark, nostalji rüzgarı estirdi.

    ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’, ‘Hercai’, ‘Meyhaneci’ şarkılarıyla 90’lı yıllardan günümüze her şarkısı hit olan ünlü şarkıcı Çelik, Bursa’da keyifli anlar yaşattı. Sahnede ekip arkadaşlarından birisi ile idaaya giren ünlü şarkıcı, Bursa Açıkhava’yı dolduran binlerce dinleyici ve dinleyiciler arasında noterde görev yapan bir dinleyicinin eşliğinde kazanarak keyifli sohbetlerin odağı oldu. Hızını alamayan ünlü şarkıcı seyircilerin arasına girerek şarkılarını sevenleri ile birlikte seslendirdi.

    1995 yılında Almanya’da kurulan ve büyük ilgi toplayan Türk rap grubu Cartel’den Kabus Kerim ve Erci E, Bursalı dinleyicilerine unutulmaz bir müzik keyfi yaşattı. ‘Cartel’, ‘Bin Arabama’, ‘Araba Yok’ gibi dillere pelesenk olmuş şarkılarını seslendiren ikili, büyük beğeni topladı.

    2000’li yılların başında ‘Sakın Ha’ ve ‘Her şey Boş’ şarkılarıyla adını duyuran ve danslarıyla ‘Yerli Shakira’ olarak kısa sürede popülerliğini arttıran güzel şarkıcı Nez, Bursa Açıkhava sahnesinde Bursalı müzikseverlerle buluştu. Sempatik tavırları ve danslarıyla büyük ilgi gören Nez, şarkılarının yıllar geçse de herkesin dilince olmasından dolayı mutluluğunu dile getirdi.

    Pop müziğin efsane isimlerinden Burak Kut oldu. Yılların eskitemediği bebek yüzlü sanatçı, söylediği şarkılarla hayranları tarafından ayakta alkışlandı. ‘Benimle Oynama’ şarkısıyla çıktığı sahnede performansıyla göz dolduran Burak Kut, seyircilerle birlikte sahnelediği interaktif müzik şovu ve söylediği ‘Yaşandı Bitti’ şarkısıyla büyük beğeni topladı. Duygu yüklü parçası ‘Bebeğim’ şarkısına izleyenler telefon ışıklarıyla eşlik etti.

    Geçtiğimiz yıldan bu yana saplantı hayranı ile başı dertte haberleriyle magazin dünyasında ismini sıkça duyduğumuz şarkıları ve danslarıyla bir döneme damgasını vuran Hakan Peker, dinleyicileri adeta büyüledi. ‘Karam’, ‘Unutmadım Seni’ adlı dillere pelesenk olarak şarkılarını seslendiren Peker, Bursa’yı çok özlediğini dile getirdi. Bursalı müzikseverlerin de özlem duyduğu Peker’in şarkılarına tüm Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduran binlerce dinleyici eşlik etti.

  • Nâzım Hikmet ölümünün 60.yılında anıldı

    Nâzım Hikmet ölümünün 60.yılında anıldı

    Türkiye’nin önde gelen şairlerinden Nâzım Hikmet, ölümünün 60’ıncı yıl dönümünde Nilüfer’de eserleriyle anıldı. Nilüfer Kent Konseyi’nde gerçekleşen etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Çınar, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş ile vatandaşlar katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nâzım Hikmet üzerine konuşulacak çok sözün olduğunu belirterek, “Memleketi, insanları, barışı, adaleti seven, aşkı ve sevgiyi dizelerinde bulduğumuz çok değerli bir şair Nâzım Hikmet. Yaşamının 10 yılı aşkın süresini Bursa’da hapishanede geçirmiş, dizelerinde Bursa’ya yer vermiş biri. Uludağ ile ilişkisini dizelerinde bizlere hissettirmiş bir şairimiz. Nâzım Hikmet’i özlüyor, sevgi ve hasretle anıyoruz” diye konuştu.

    Anma etkinliğine konuşmacı olarak katılan yazar ve şair Sezai Sarıoğlu da, Nâzım Hikmet’e ve eserlerine farklı bir bakış açısı getirdi. Nâzım Hikmet’in estetik olarak değil, siyaseten ve bir “Cevap anahtarı” olarak okunduğunu dile getiren Sarıoğlu, “Oysa Nâzım, aynı zamanda çağımızın sorularıydı. Biz, ne çağın sorularıyla ilişkilendik Nâzım’ı okurken ne de ona sormamız gereken sorularla” ifadelerini kullandı. Nâzım’la kurulan ilişkinin esastan ve usulden kurulan yanlış bir ilişki olduğunu söyleyen Sezai Sarıoğlu, “Nâzım’la biz, yanlış tanıştık, yanlış sevdik. Belki de onu severek, cezalandırdık. Tanışma sadece an değil, süreçtir.

    Okuma da öyledir. Bu süreç bazen 5, bazen 10 yıldır. Eğer biz bir kitapla, tarihi, siyasal özneyle, bir şairle tanışmayı anda dondurur ve sabitlersek, süreçte o ezberimizi tekrar ederiz. Bence Türkiye’de Nâzım okumalarının genel kamusal alandaki problemi budur. Onlarca yıllık süreci, o andaki ezberimize göre ve o anda hangi beğeniyle inşa ettiysek, ona göre şekillendirme meselesi. Türkiye’de Nâzım’ın beğendiğiniz şiirlerini yazın desek, muhtemelen bir çok insan Nâzım’ın ilk dönem şiirlerini söyler. Peki neden böyledir? Çünkü bizim, Nâzım’la kurduğumuz ilişki, cevap arama ilişkisi. Nâzım’ı biz, cevap kılarak okuduk. Oysa hiçbir şiir, metin, tarihi özne, bir doğru ve cevap olarak okunamaz. O kişinin, o metnin katmanlı yapısını inkar etmektir bu” diye konuştu.

    Sezai Sarıoğlu, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, değerli paylaşımları için Sezai Sarıoğlu’na plaket vererek teşekkür etti.
    Etkinliğin son bölümünde Yolda Şarkılar ekibi, Nâzım Hikmet’in şiirlerinden bestelenmiş en sevilen eserleri, katılımcılar için seslendirdi.

  • Nilüfer’de Çocuk ve Gençlik Koroları

    Nilüfer’de Çocuk ve Gençlik Koroları

    Çalışmalarına 2022 yılı Eylül ayında Şef Suat Şahin eşliğinde başlayan Nilüfer Çocuk Korosu ile bu koronun mezunlarından oluşan Nilüfer Gençlik Korosu, eğitim dönemini düzenlenen dönem sonu konseriyle noktaladı. Eğitim dönemi boyunca Bursa’nın yanı sıra İzmir, İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen organizasyonlarda Nilüfer’i başarıyla temsil eden Nilüfer Çocuk Korosu ve Nilüfer Gençlik Korosu, Nâzım Hikmet Kültürevi’ndeki dönem sonu konserinde de izleyenlerin karşısına çıktı.

    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Dr. Sibel Özer ile Remzi Çınar’ın da izlediği konsere, ebeveynler ve sanatseverler de büyük ilgi gösterdi. Konserin ilk bölümünde sahne alan 9-14 yaş arası çocuklardan oluşan Nilüfer Çocuk Korosu ile ikinci bölümde sahneye çıkan 15-21 yaş arası gençlerden oluşan Nilüfer Gençlik Korosu, bu özel gecede yerel ve evrensel eserlere yer verdi. Çok sesli koro müziği performansıyla şarkı aralarında sıkça alkışlanan her iki koro, izleyenlerden tam not aldı. Solo performansların da sergilendiği gecede, Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencisi İdil Naz Alıcı’nın, sözleri Hasan Ali Yücel’in sözlerinden bestelediği “Dere” adlı eser de ilk kez seslendirildi. Konserin son bölümünde aynı anda sahneye çıkan Nilüfer Çocuk Korosu ve Nilüfer Gençlik Korosu, Bursa Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayhan Helvacı ile birlikte Meksika şarkısı olan Cielito Lindo’yu hep bir ağızdan söyledi. Konserin sonunda dakikalarca alkışlanan Nilüfer Çocuk Korosu ve Nilüfer Gençlik Korosu, Meksika şarkısıyla bis yaptı.


    Gecenin sonunda her iki koroyu ve şef Suat Şahin’i kutlayan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Çınar, “Bu gece eşsiz bir akşam yaşadık. Gençlerimiz, yarınlarımızın emin ellerde olduğunu bizlere gösterdiler. Emeği geçen, katkı koyan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Çınar, korolara destek veren firmaların temsilcilerine de plaket vererek teşekkür etti.
    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer de, şef Suat Şahin’e çiçek vererek muhteşem konser için kutladı.

  • Nilüfer Kadın Korosu Bulgaristan yolcusu

    Nilüfer Kadın Korosu Bulgaristan yolcusu

    Daha önce davet edildiği ,Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Hollanda,İtalya,Letonya,Portekiz ve Kıbrıs olmak üzere 8 ülkede konserler veren koro,178 ve 179.konserlerini davet edildiği Bulgaristan’da ikinci kez giderek verecek.

    Bulgaristan Targovhiste Belediyesi tarafından düzenlenen korolar festivaline

    Türkiye’den davet edilen tek koro olarak 2 konser verecek olan koro ,ayrıca dünyanın farklı ülkelerinden gelen diğer korolarla birlikte ortak bir şarkı da seslendirecek.

    Koro Şefi Dr.Aysel Gürel “Bulgaristan Targovhiste Belediyesi’nin davetlisi olarak gidecek olmaktan çok mutluyuz.Türk kültürü,Türk müziği ve Türk kadınını tanıtıyor olmaktan büyük gurur duyuyor ve bu tanıtımları ülkemiz için büyük bir hizmet olarak görüyoruz.Yurtiçi ve yurtdışında talep görmemiz sanırım koromuzun farklılığından kaynaklanıyor. Bu farklılık için de büyük emekler harcıyoruz.Bu emeklerin karşılığı da böyle görüyor olmaktan mutluyuz.


    Amacımız,daha gidemediğim diğer ülkelerde de konserler verip,ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak.
    Bursa’dan Bulgaristan’a ulaşım desteği sağlayan Bursa Nilüfer Belediyesi’ne de çok teşekkür ediyoruz”dedi.
    Bulgaristan’dan 6 haziran da dönecek olan koro 19 Haziran da da, Bursa,’nın Yenişehir ilçesinde Yenişehir Yardımsevenler Derneği yararına konser verecek.

  • Tarihi Palu Köprüsü ihtişamını koruyor

    Tarihi Palu Köprüsü ihtişamını koruyor

    Yüz yıllar önce Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen köprü, Elazığ’ın Palu ilçesinde yer alıyor. Palu Köprüsü’nün, 193 metre uzunluğunda 4 buçuk metre genişliğinde 8 farklı gözü bulunuyor. Yapımı ile ilgili kesin bilgilerin bulunmadığı Palu Köprüsü, İpek Yolu güzergahında bulunduğundan dolayı eskiden ‘İstanbul’u Bağdat’a bağlayan köprü’ olarak da biliniyor.

    Tarihi köprü 24 Ocak 2020 Elazığ depremi ve 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen yıkıcı depremlere rağmen hasar almadı. Bir süre araç trafiğine kapalı olan köprü geçtiğimiz günlerde yeniden araç trafiğine açılmasıyla birlikte tekrar yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı konumuna yerleşti. Tarihi köprüye gelen vatandaşlar, fotoğraf çektirdikten sonra köprü yolunu kullanarak tarihi mekanlara gidip ziyaretlerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
    Öte yandan, 2010 yılında Karayolları Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen köprü, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin en prestijli köprüleri arasında yer alıyor.

    Köprünün birçok vilayete ev sahipliği yaptığını aktaran vatandaşlardan Faruk Kayadelen, “Çok eski bir köprü. Eskiden kullanılan bir köprü bir ara sıkıntılar yaşandı ve köprümüz kapandı. Bundan dolayı biz de bayağı mağdur olduk. Vatandaşlarımız bu bölgeye geldiğinde tarihi alanlar ve mesire alanlarına gitmekte problem yaşadılar. Çok şükür köprümüz yeniden açıldı. Köprünün açılmasıyla birlikte yerli ve yabancı vatandaşlar çok mutlu oldu. Çünkü nereye bakarsan bak her yeri tarih. Burası da tarihi bir köprü olduğu için vatandaşlar üstünden geçerken dahi mutlu oluyorlar.

    Köprü halen ilk günkü güzelliğini koruyor. İnsanlar zaten bu köprüye geldikleri zaman fotoğraf çekmeden, üstünden geçmeden gitmiyorlar. Çünkü tarihi yapısıyla birlikte güzel görüntüsü var. Tarihi köprü Elazığ depremini ve Kahramanmaraş depremlerini gördü fakat herhangi bir hasar almadı. Bu tür eski yapıların korunmasını herkesin istediği gibi ben de istiyorum. Sonuçta tarihten gelen bir durum var burada. Bizim görevimiz, bu tarihi yapıları korumaktır” dedi.

  • Tarihi resimli cami ilgi odağı oldu

    Tarihi resimli cami ilgi odağı oldu

    İlçe merkezine 8 kilometre uzaklıkta Şahinler Mahallesi’ndeki resimli tarihi cami ilgi odağı haline geldi. Yaz aylarında çok sayıda turistin ziyaret ettiği cami de bazı televizyon ekipleri de çekimler yaptı. Tarihi cami çok sayıda meraklının ilgi odağı haline geldi. Camiyi ziyaret eden vatandaşlar tanıtılmasını istedi. İstanbul’dan gelen emekli bankacı Mustafa Karabıyık, “Şahinler köyünü ziyaret ettik. Arkadaşlarla beraber köydeki resimli camiyi de ziyaret ettik. Şimdiye kadar birçok camiye gittim. Avrupa’da da gittim. Balkanlar’da da gittim. Doğuda da gittim. Dikkatimi çeken bazı şeyleri paylaşmak istedim. Camiye geldiğimizde caminin duvarlarında resimler dikkatimizi çekti. İslam sanatında çiçekler olur ama burada biraz ileriye kaçmış. Manzara resimleri olduğunu gördük. Dikkatimizi çekti. Bu cami 1895 yılında yapılmış. Geleneksel son dönem Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor. Ahşap mimarisi var. Güzel bir cami. Yapanlardan, yaptıranlardan Allah razı olsun. Camilerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bunları tanıtmamız gerekiyor” dedi.

    Emekli öğretmen Nejat Tuna da, “Bu camiye benim ikinci gelişim. Geçen yıl da gelmiştik çok beğenmiştik, oğlumla arkadaşlarla beraber. Hayran kalmıştık. Bu sene tekrar ziyaret etmek nasip oldu. İnşallah, seneye daha bakımlı temiz olursa daha güzel olur. Bunu yaptıranlardan, onarımını yapan, temizliğini yapanlardan, herkesten Allah razı olsun” diye konuştu.

    İnşaat ustası Kemal İşi ise, “Bugün köy gezintisine çıkmıştık arkadaşlarla. Camiyi gezdik. Bu camileri yaptıran ve yaşatan derneklere teşekkür ediyorum. Bu camiler tanıtılmalı. Turist çeker bu cami. İlgilenen arkadaşlara tavsiye ederim” dedi.

  • 35. uluslararası tiyatro festivali başlıyor

    35. uluslararası tiyatro festivali başlıyor

    Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 35.’sini düzenleyeceği Uluslararası Tiyatro Festivali 2 Haziran-10 Haziran tarihleri arasında yapılacak. Tiyatronun başkenti Denizli’de düzenlenecek festivale bu yıl 5’i yurtdışından olmak üzere toplamda 17 tiyatro grubu katılacak. Denizli Büyükşehir Belediyesi 35. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin korteji ise 2 Haziran Cuma günü saat 17.00’de Denizli Valiliği önünden başlayarak, 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda son bulacak. Burada çelenk sunma töreni, açılış konuşmaları ve sokak gösterileri yapılacak festivalde 400 dolayında tiyatro oyuncusu sahne alacak, 17 gözlemci sanatçı festivali yakından takip edecek. Denizlililerin tiyatroya doyacağı festival ile 17 tiyatro grubu toplamda 20 oyunu sahneye koyacak.

    Yurt içi ve yurtdışından gelecek gruplar sadece Denizli merkezde değil, ilçelerde de boy gösterecek. Büyükşehir Belediyesi Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi ile Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda sahnelenecek eserlerin yanı sıra, Sarayköy ve Çivril’de de 2 farklı oyun tiyatroseverlerle buluşacak. Festivalin açılış oyunu ise 2 Haziran 2023 Cuma günü saat 20.30’da Büyükşehir Belediyesi Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi Fatma Yıldız Salonu’nda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nca sahnelenecek “Vişne Bahçesi” adlı eser olacak.

    “Tiyatronun başkenti Denizli”

    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, 1984 yılında başlayan dev organizasyonun Denizli ile artık özdeşleştiğini ve tiyatronun başkenti Denizli tanımına yakışan bir festival olduğunu vurguladı. Bugüne dek Denizli’nin kültür ve sanat hayatına yönelik çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Başkan Zolan, “Ulusal ve uluslararası anlamda çok önemli bir yere sahip olan bu özel organizasyonu gerçekleştirmekten dolayı büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Denizli Büyükşehir Belediyesi Uluslararası Tiyatro Festivali ile bir kez daha şehrimiz geçmiş yıllarda olduğu gibi tiyatroya, sanata doyacak. Festivalimiz hayırlı olsun. Tüm hemşehrilerimi bu güzel oyunları izlemeye davet ediyorum” diye konuştu.

  • Yeşilçam Film Müzikleri Konseri

    Yeşilçam Film Müzikleri Konseri

    Afyonkarahisar Valiliği öncülüğünde bir çok kamu kurumunun destek verdiği konser Afyon Kocatepe Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konserde AKSAM Türk Sanat Müziği Topluluğu Sanat Yönetmeni-Şef Yunus Emre Uğur yönetiminde seslendirilen “Yeşilçam Film Müzikleri” sanatseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı.


    Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ve salonun dolduğu konserde AKSAM Türk Sanat Müziği Topluluğu birbirinden güzel Yeşilçam filmlerinin fragmanlarının da eşliğinde Yeşilçam’ın birçok önemli filmiyle özdeşleşen müziklerini seslendirdi.