#

Gündem

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan kritik mesajlar

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya’da üs kurulacağı iddiasına ilişkin, “Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

Bakan Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye’nin Libya ile 500 yıllık bir tarihi geçmişi, ortak kültürü, kardeşliği olduğuna işaret eden Akar, 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında Türkiye’ye en yakın davranan ve en ciddi desteği sağlayan ülkelerin başında Libya’nın geldiğini hatırlattı.

İki ülke arasındaki tarih ve kardeşliğin unutulmadığını, Libya’nın içinde bulunduğu sıkıntılı durumda Türkiye’nin yardım etmesinin hem milli hasletler hem de insani değerler gereği olduğunu, aynı zamanda hukuki bir metne bağlandığını dile getiren Akar, şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz dönemde Konsey Başkanı olarak Serrac tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanımız ile İngiltere, İtalya, ABD, Cezayir ve NATO’ya birer mektup yazıldı. Buna olumlu cevap veren tek lider Cumhurbaşkanımız oldu. Şimdi diğer ülkeler davete icabet etmiyorlar. Herhangi bir yardım, orada onlara, barışı, huzuru, güvenliği sağlayacak katkıda bulunmak istemiyorlar. Ondan sonra davete icabet eden, risk ve sorumluluk alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, TSK’yi suçlamaya kalkıyorlar çeşitli şekillerde.”

Türkiye’nin Libya’daki muhatabının BM tarafından tanınan, ülkenin tek otoritesi olduğunu ifade eden Akar, “Bu kadar aleni, açık veriler, dayanaklar varken siz bu olayları bir şekilde çarpıtmaya kalkarsanız toslarsınız. Bundan bir şey çıkmaz. Biz gayet açık ve net, şeffaf bir şekilde, uluslararası kurallara, tarihe, ortak değerlerimize uygun bir şekilde orada bulunuyoruz. Bizim orada yapmaya çalıştığımız şey, Libyalı kardeşlerimizle askeri eğitim iş birliği, danışmanlık konusunda onlara yardımcı olmak. Bunu yapmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile geçen haftalarda Libya’ya yaptığı ziyaretin ardından TSK’nin ülkede üs kuracağına yönelik bazı haberlerin çıktığı hatırlatılan Akar, “Onlar eğitim merkezleri. Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

“Askeri çözüm yerine siyasi çözüm”

Libya’da el yapımı patlayıcılar ve mayınlar nedeniyle arasında çocukların da bulunduğu çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini belirten Akar, Türkiye’nin gönderdiği timlerle el yapımı patlayıcı ve mayınları etkisiz hale getirmek için çalıştığını vurguladı.

Türkiye’nin çalıştırdığı hastaneyle Libyalılara destek verdiğini, insani yardım konusunda her şeyin yapıldığını söyleyen Akar, şöyle devam etti:

“Biz Berlin Süreci’ni destekliyoruz, Sayın Serrac bunu destekliyor. Burada yine kaçan Hafter oldu. Bu kadar aleni konuları görmeyip Türkiye’yi suçlayıcı bir bakışla olaya yaklaşmak insanları gerçeğe götürmez. Bunu herkesin görmesi lazım. Biz orada hem insani hem uluslararası hukuka uygun anlamda faaliyetler yapıyoruz, elimizden geldiğince de bu faaliyetleri sürdüreceğiz. Oradaki Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Bizim oraya varmamızla birlikte dengelerin değiştiğini herkes gördü. Oradaki varlığımızı sürdürmek suretiyle bize düşen ne varsa, bunları yaptık, yapacağız. Biz ‘askeri çözüm olmaz’ diyoruz. Askeri çözüm dursun. O ayrı bir şey. Askeri çözüm yerine siyasi çözüm.”

Libya’nın bütünlüğünü savunduklarını, ateşkesin kalıcı hale gelmesi, istikrarın sağlanması ve Libyalıların rahat, huzur, güven ve refah içinde yaşamalarını istediklerini aktaran Akar, “Bizim amacımız bu. Her zaman söylediğimiz gibi, Libya, Libyalılarındır diyoruz.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin bu çerçevede çalışmalarını sürdürdüğüne, Libya’nın siyasi bütünlüğünü sağlaması için de her türlü katkıyı sağladığına, Libyalıların da bunun farkında olduğuna dikkati çeken Akar, “Bir de şunu söylüyoruz; 2011’de bazı ülkeler tarafından Suriye’de yapılan hataların Libya’da da tekrarlandığını endişeyle takip ediyoruz.” diye konuştu.

“Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz”

Almanların Sirte ve Cufra’nın silahsızlandırılmış bölge olması teklifine ilişkin değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, şunları kaydetti:

“2015’te varılan bir anlaşmada Sirte ve Cufra alınmıştı ordan. En azından bu ateşkes çalışmalarına başlamak için, oradan başlamak lazım. ‘Oradan geriye gidiş olmaz’ diyoruz. Sirte ve Cufra’yı da silahsızlandırıp, bir şekilde görüşme oradan başlarsa görüşmelerin sağlıklı ilerleyebileceğini ve çözüme çok daha kolay ulaşabileceğimizi değerlendiriyoruz, görüyoruz.”

Akar, “Ateşkesi de silahsızlandırılmış bölgeleri de destekliyor musunuz?” sorusuna ise “Bu ateşkes herhangi bir şekilde Libya’nın ikiye bölünmesi anlamında değil, bu siyasi görüşmelerin başlaması, siyasi görüşmelerin yapılması ve tek Libya, tek Libya nüfusu. Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz, söylüyoruz.” cevabını verdi.

“Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz”

Azerbaycan Türkü’nün, Türkiye’nin öz kardeşi olduğunu vurgulayan Akar, şöyle konuştu:

“Dolayısıyla biz ‘iki devlet tek milletiz’. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tabii ki biz burada tarafız. Haktan, hukuktan, kardeşten ve kardeşlikten tarafız. Bu Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Durup dururken, hiç ortada bir sebep yokken böyle bir saldırgan tutumu gerçekten kınıyoruz. Yapılan saldırının hiçbir savunulur tarafı olmadığını da herkesin görmesini bekliyoruz.”

Tatbikatlarla, eğitim iş birliği konularındaki çalışmalarla Azerbaycan Türkü’nün yanında olduklarını herkesin bilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Akar, “Olacağız. Bunun pazarlığı söz konusu değil. Elimizden geldiğince eğitim iş birliği konusunda, çeşitli tatbikatlarla iş birliğimizi sürüdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ermenistan, akılla, mantıkla düşünerek işler yapmıyor. Ermenistan, arkasındaki birtakım güçlerden güç almak suretiyle kendi gücünün, kendi boyunun çok üstünde işlere girişiyor. Bunun da bir çıkar yolu olmadığını görmeleri lazım. Geçen sene ve yıllar içinde bunu görmeleri lazım. Tarihe baktığımızda 1915 olaylarıyla alakalı, oradaki ne kadar yanlış olduğunu değerlendirmeleri, ortaya atılan iddiaların ne kadar yanlış olduğunu ben söylemiyorum, Amerikan milli arşivindeki İngiliz istihbarat subaylarının, Amerikan istihbarat subaylarının raporları söylüyor. Gerçekten maalesef bir şekilde medyayı kullanmak suretiyle, çeşitli dünyadaki mevcut birtakım networkleri kullanmak suretiyle Türkiye’ye karşı, Türk’e karşı maalesef böyle birtakım medya katliamları, akademik katliamlar gerçekleşmiştir. Bu da onlardan biri. Gerçekte bizimle alakası olmayan bir İngiliz, bir Amerikalı raporunu yazıyor.

Raporda özetle diyor ki ‘gittik her tarafı gezdik, oradaki köylerin karakterinden anlaşıldı ki Türk köyleri yakılmış, Ermeni köyleri ayakta. Camiler yakılmış, yıkılmış, kiliseler duruyor. Raporlar Amerikan arşivinde. Öncelikle bizim akademisyenlerimize şiddetle tavsiye ediyoruz, bunları görmelerini ve kullanmalarını. Bizim dostumuz ve müttefikimiz dediğimiz Amerikalılar da Avrupalılar da buna bakmaları lazım. Bütün mesele önyargıda toparlanıyor. Önyargılı olarak baktığınızda, başlangıçta ‘Türkler haksız, Ermeniler haklı’ diye meseleye girdiğinizde hiçbir gerçeği göremiyorsunuz, hiçbir gerçeği duyamıyorsunuz. Biz insanları aklıselime ve entelektüel namusa davet ediyoruz. Entelektüel namusu olan ne olursa olsun ‘doğru budur’ diyebilir. Maalesef muhataplarımızda pek bunu göremiyoruz.”

Fransa’yı da entelektüel namustan uzaklaşmış olarak gördüklerini ifade eden Akar, “Manş Adaları’ndaki sizin savunduğunuz görüşler, fikirler, ilkeler bunlarken, buraya geldiğinizde niye bunu değiştiriyorsunuz. Niye aynı şeyleri söylemiyorsunuz. Orada iki kere iki dört, buraya gelince iki kere iki beş… Yok olmaz.” dedi.

Fransa’nın Yunanistan’a destek vermesine ilişkin Akar, “Bu taksimi kurt yapmaz’ diye biliyorsunuz noktayı koyduk. Dolayısıyla bunun geçerliliği yoktur, bunun sürdürebilirliği yoktur. Bu yanlış hesap mutlaka bir yerden dönecektir.” ifadelerini kullandı.