#

Dünya

Rusya-Ukrayna gerilimi: Savaş istemiyoruz

Rusya-Ukrayna gerilimi: Savaş istemiyoruz

Dünyanın yeni gündem maddesi Rusya ve Ukrayna gerginliği. Dün yapılan MGK’da da bu konu ele alındı. ABD tarafına göre işgal operasyonu çok yakın. Rusya’dan ise “Ukrayna ile savaş olmayacak” açıklaması geldi. Bütün liderler konuya ilişkin fikrini söylerken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin sessizliğini koruyor. Bölgede son günlerde yaşanan gelişmeler ve tarafların açıklamaları…

Yıllardır devam eden Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik son dönemlerde zirveye tırnanmış durumda.

Ukrayna’nın NATO’ya üyelik sürecinin başlaması Rusya için kırmızı çizgi. Kiev bu süreci yürütmeye devam ederken Moskova da sınırdaki askeri hareketliliği artırıyor.

Bölgede son günlerde yaşanan gelişmeler ve tarafların açıklamaları…

Konu dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da ele alındı. MGK bildirisinde, “Gerilimin artmasının hiç kimse menfaatine netice doğurmayacağına dikkat çekilerek, taraflara tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulunulmuştur” ifadeleri kullanıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hafta ortasında yaptığı açıklamada , “İki lideri arzu ederlerse ülkemizde bir araya getirerek, barış ortamının yeniden tesisine giden yolu açabiliriz” demişti.

BİDEN İŞGAL İÇİN TARİH VERDİ

ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’nın Ukrayna’yı şubat ayında işgal edebileceği uyarısında bulunduğu bildirildi.

BBC’nin haberine göre, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Emily Horne, yaptığı açıklamada, Biden’ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, “Rusya’nın Ukrayna’yı gelecek ay işgal edebileceğine dair açık bir ihtimal var.” dediğini paylaştı.

Horne, “Başkan bunu açıktan söyledi, biz de aylardır bu konuda uyarılarda bulunuyoruz.” ifadesini kullandı.

Diğer yandan, Ukrayna yönetiminin Biden’ın Zelenskiy ile görüşmesinin “iyi gitmediği”nden şikayetçi olduğu ileri sürüldü.

CNN’in haberine göre, üst düzey bir Ukraynalı yetkili, tarafların muhtemel bir Rus saldırısının risk düzeyi konusunda anlaşamadığı için görüşmenin iyi gitmediğini aktardı.

Ukraynalı yetkili, Biden’ın bir Rus saldırısının eli kulağında olduğu uyarısına, Zelenskiy’nin “Rusya’dan kaynaklı tehdidin tehlikeli ancak belirsiz olduğu”, “bir saldırının yapılacağının kesin olmadığı” şeklindeki pozisyonunu yeniden dile getirdiğini ifade etti.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Biden’ın görüşme sırasında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda ABD’nin ortak ve müttefikleriyle birlikte kararlılıkla karşılık vermeye hazır olduğunu ilettiği belirtilmişti.

RUSYA: İŞGAL OLMAYACAK

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan konuya ilişkin son dakika açıklaması geldi.

Lavrov Ukrayna ile savaş ihtimaline ilişkin, “Eğer bu Rusya’ya bağlı ise savaş olmayacak. Biz savaş istemiyoruz. Ancak çıkarlarımızı görmezden gelemeyiz. ABD’nin önerileri, NATO’nun önerilerinden daha iyi. Blinken ile önümüzdeki haftalarda görüşmeyi bekliyoruz” dedi.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, yaptığı açıklamada, ”Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tehditkar davranışı ve Rus birliklerinin Ukrayna sınırına ve Belarus’a yığılması üzerine” BMGK’yi 31 Ocak Pazartesi toplantıya çağırdıklarını duyurdu.

Avrupa’ya ve küresel barış ve güvenliğe tehdit karşısında tansiyonu diplomasi yoluyla düşürmeye çalıştıklarını belirten Thomas Greenfield, BM Güvenlik Konseyi’nin diplomasi için çok önemli bir yer olduğunu söyledi. BMGK’da Rusya, ABD, İngiltere, Fransa ve Çin yer alıyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby “Rusya’nın yığınağına ilişkin, Ruslar son 24 saatte, ülkelerinin batısına ve Belarus’a önemli ölçüde muharip güç yığmaya devam etti. Günü birlik artışlara girmeden, oradaki kabiliyetlerine dramatik seviyede değilse de belirli ölçüde eklemeler yaptığını görmeye devam ediyoruz” dedi.

ABD’nin NATO Mukabele Gücünün aktif hale getirilmesi durumunda destek sağlamak üzere 8 bin 500 askeri teyakkuza geçirmesi üzerine Rus ordusu da harekete geçti. Geçen yıl Ukrayna’ya 650 milyon dolardan fazla güvenlik yardımı sağladığını duyuran ABD, 2014’ten itibaren bu alanda yapılan yardımların 2,7 milyar doları geçtiğini bildirdi.

Son olarak 22 Ocak’ta Ukrayna’ya 90 ton silah ve mühimmat yardımı gönderen ABD yönetiminin, Ukrayna’ya son yıllarda verdiği silahlar arasında Javelin tanksavar füzeleri, kıyı devriye botları, askeri araçlar, keskin nişancı tüfekleri, keşif droneları, radar sistemleri, gece görüş ve radyo ekipmanları bulunuyor.

RUSYA’NIN ASKER YIĞINAĞI

ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın Ukrayna sınırına yaklaşık 110 bin asker konuşlandırdığını iddia ederken; Rus yetkililer, Ukrayna sınırında askeri yığınak yapıldığına yönelik iddiaları doğrulamıyor.

Rus ordusunun tatbikatlar gerekçesiyle Ukrayna’nın doğu sınırında, kuzeyde Belarus’ta ve Karadeniz’de son aylardaki askeri faaliyetlerini artırması dikkati çekiyor.

Rusya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, ülkenin Ukrayna sınırını da içine alan Güney Askeri Bölgesi’nde yaklaşık 6 bin askerin katıldığı askeri tatbikat başlattığını duyurdu. Açıklamada, tatbikatların savaş uçakları, uçaksavar sistemleri, Karadeniz ve Hazar Denizi filolarından gemilerle muharebe atış tatbikatlarını içerdiği bildirildi.

Ukrayna’nın kuzey komşusu Belarus’ta Rusya’nın da katılacağı 10 Şubat’ta başlayacak “Müttefik Kararlılığı-2022” tatbikatı kapsamında ise çok sayıda Rus askeri unsuru bölgeye naklediliyor. Rus tarafından yapılan resmi açıklamalara göre, Belarus’a bugüne kadar iki S-400 hava savunma sistemi, Su-35 savaş uçakları, Pantsir-S hava savunma füze sistemleri gönderildi.

İNGİLTERE ASKER GÖNDERMEYECEK

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda Avrupa’daki NATO müttefiklerini korumak için asker göndermeye hazır olduklarını ancak Ukrayna’ya bir güç gönderilmesini yakın vadede olası görmediğini söyledi.

Başbakan, Rus askerlerinin Ukrayna sınırında toplanmasını “kıtadan silindiğini düşündükleri görüntüler” olarak nitelendirdi.

“Büyük ve güçlü bir ülkenin açık bir işgal tehdidiyle bir komşusunun sınırına asker ve tank yığdığını” kaydeden Johnson, “en kötüsünün yaşanması” durumunda Ukrayna’nın direnişinin sert olacağını ve savaşın Çeçenistan veya Bosna’daki savaşlara benzeyebileceğini belirtti.

KANADA ASKERLERİN GÖREV SÜRESİNİ UZATTI

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Ukrayna’daki Kanada askerlerinin görev süresini 2025’e kadar uzattıklarını bildirdi. UNIFIER Operasyonu kapsamında Ukrayna silahlı kuvvetleri ile güvenlik güçlerine eğitim veren askeri personelin, martta sona erecek görev sürelerinin 3 yıl uzatıldığını belirten Trudeau, gelecek günlerde Ukrayna’ya 60 asker daha konuşlandırılacağını duyurdu.

AB’DEN SERT YAPTIRIM UYARISI

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri varlığının kaygı verici olduğunu, iki ülke arasında olası bir askeri çatışmayı önlemek için diplomasinin bütün imkanlarının kullanıldığını ancak olası askeri çatışma durumunda Rusya’ya yönelik sert yaptırımlara başvurulacağını söyledi.

Michel, “Askeri bir saldırı olması durumuna hepimiz hazırlıklı olmak istiyoruz. Böyle bir durumda çok sert yaptırımlara başvurmak durumunda kalacağız. Bunu arzu etmiyoruz ancak istikrar ve güvenliğimizi savunmamız söz konusu olunca hiçbir şekilde boyun eğmeyiz” dedi.

2014 yılındaki işgalde de AB ve ABD Rusya’ya karşı yaptırımlar uygulamıştı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin mal varlıklarını dondurma tehdidinin üst düzey Rus yetkililer için “acı verici olmadığını” söyledi.

NATO’NUN RUSYA’YA YANITI

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın güvenlik garantileri konulu anlaşma teklifine yazılı karşılığı ilettiklerini söyledi.

Stoltenberg, düzenlediği basın toplantısında, “NATO, Rusya’ya yazılı tekliflerini iletmiştir. Bunu ABD ile paralel şekilde yaptık.” dedi.

Anlaşmazlıkların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Stoltenberg, NATO ve Rusya’nın Moskova ve Brüksel’deki ofislerini karşılıklı olarak yeniden açmalarını önerdi.

Stoltenberg, ayrıca risklerin düşürülmesi için mevcut askeri iletişim kanallarının tam olarak kullanılması gerektiği, bunun dışında acil durumlar için sivil bir “acil durum hattı” kurulması teklifinde bulundu.

KÖMÜR ZENGİNİ DOMBAS

Donetsk ve Lugansk bölgelerinden oluşan Donbas, özellikle zengin kömür madenleriyle dikkati çekiyor.

Bölgeden Rusya’ya kadar uzanan geniş kömür sahası, 10 milyar tonun üzerinde tahmin edilen rezervle “Avrupa’nın en büyük 4’üncü kömür madeni” konumunda.

Rusya yanlısı ayrılıkçılarla çatışmalar başlamadan önce bölge ekonomisi, Ukrayna’nın toplam gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 20’sini, ülkenin toplam ihracatının da yüzde 20’sini oluşturuyordu.

Ukrayna’da kömür üretimi 2013’te 84 milyon düzeyinde gerçekleşirken, 2014’te Rusya yanlısı ayrılıkçıların sözde bağımsızlıklarını ilan etmesinden önce ülkedeki kömürün yüzde 75’i Donetsk ve Lugansk’ta üretiliyordu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Kasım 2021’DE Donbas’ta üretilen ürünlerin, Rusya pazarında Rus ürünleriyle denk statüye sahip olmasını öngören bir kararnameye imza atmıştı.

Ukrayna’nın sert tepki gösterdiği kararname, özellikle bölgedeki kömür ve metalürji ürünlerinin Rusya tarafından daha kolay ithal edilmesini sağlayacak.

Putin tarafından 2018’de imzalanan bir başka kararnameyle, Donbas bölgesinde yaşayanların pasaport, doğum-ölüm gibi çeşitli belgelerinin Rusya’da kabul edilmesine karar verilmişti.

Rusya, Donbas bölgesine yönelik ekonomik ve sosyal içerikle desteklerin yanı sıra askeri alanda da destek iddialarının adresi olmuştu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünce (SIPRI) yayımlanan çeşitli raporlarda da Rusya’nın Donbas’a tanklar, uçaksavar füzeleri ve tanksavar silahları tedarik ettiği öne sürülmüştü.

KRİZİN TARİHÇESİ VE TARAFLAR NE İSTİYOR?

Ukrayna’da iktidarda bulunan ve Rusya yanlısı olduğu bilinen Viktor Yanukoviç’in 2013’te Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması’nı askıya almasıyla ülkede başlayan kriz, “meydan olayları” olarak bilinen şiddetli protestolarla 2014’te de devam etti.

Protestoların şiddetinin artmasıyla Yanukoviç Rusya’ya kaçarken, Ukrayna’nın geçici bir hükümet ve hazırlıksız bir orduya sahip olmasını fırsat bilen Rusya, Mart 2014’te Kırım’ı yasa dışı bir şekilde ilhak etti.

Kırım’daki kriz kısa sürede Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesine sıçrarken, buradaki Rusya yanlısı ayrılıkçılar sözde devletlerini ilan etti. “Donbas” denilen bölgede, Rusya yanlılarının yasa dışı yönetimleri yaklaşık 8 yıldır sürüyor.

Rus yanlısı ayrılıkçılarla Kiev yönetimi arasında devam eden çatışmaları durdurmak için 2014 ve 2015’te Minsk Anlaşmaları imzalandı.

Anlaşmalara göre, bölgede ateşkes sağlanacak, esir takası yapılacak, Kiev yönetimi merkezi gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerini artıracak ve Donbas’a özel statü sağlayacak anayasa değişikliği yapacaktı.

Rus yanlısı ayrılıkçılar ise Ukrayna-Rusya sınırının kontrolünü devlete geri verecek, bölgedeki silahlarını çekecekti. Ancak bugüne kadar iki tarafın karşılıklı birbirini ateşkesi ihlal ettiğini suçlamasıyla anlaşmalar yürürlüğe konmadı.

Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya girmesini ve NATO’nun Rusya sınırlarında daha fazla genişlemesini “kırmızı çizgi” olarak tanımlarken; ABD ve NATO’yu, Ukrayna’ya silah sevkiyatları yaparak gerilimi körüklemekle suçluyor.

Ukrayna ise 2020’de “NATO genişletilmiş fırsatlar partneri” statüsünü almıştı. Toprak bütünlüğünü sağlamak isteyen Kiev, bu sorunun çözümü için de bir an önce NATO Üyelik Hareket Planı almak ve üyelik görüşmelerini başlatmak istiyor.

Yorum için tıkla

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş

Yorum yazın