Siyaset
TİP’e Can Atalay ziyareti
CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı ve beraberindeki heyet, bugün Türkiye İşçi Partisi (TİP) İl Başkanlığı’na destek ziyaretinde bulundu. CHP’li Akıllı, “Yürütmenin ve yargının yasama hakkına, halkın seçme hakkına, milletvekilinin seçilme hakkına müdahale niteliği taşıyan, masumiyet karinesini ihlal eden bu tutukluluk haline derhal son verilmeli ve Türkiye’de benzeri durumlar yaşanmamalıdır. Buradan, bir kez daha Meclis’i göreve davet ediyoruz. Anayasa Mahkemesi’ni bu konuda, bir an önce karar vermeye davet ediyoruz. Ve burada TİP ve sevgili Can Atalay ile dayanışma duygularımızı paylaşıyor, bu desteği sürekli olarak devam ettireceğimizi ve bu mesele karşısında bundan sonra da sessiz kalmayacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
CHP bugün, Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı başkanlığında, il yöneticileri ve ilçe başkanlarıyla TİP İl Başkanlığına destek ziyaretinde bulundu. CHP’li Akıllı, görüşme sonrasında, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutukluğuna ilişkin basın açıklaması yaptı.
AKILLI: “BU OLAY, BU ÜLKEDE HEM YÜRÜTMENİN HEM DE YARGININ AÇIKÇA YASAMAYA MÜDAHALESİ NİTELİĞİNİ TAŞIMAKTADIR”
Akıllı, açıklamasında şunları söyledi:
“Bugün CHP Ankara İl yönetimi, ilçe başkanları ve kadın kollarıyla beraber, TİP Hatay Milletvekili Sayın Can Atalay ve aslında Hatay halkıyla dayanışmak için buradayız. Hataylıların oylarıyla Meclis’e gönderilen ve mazbatasını alan Sayın Can Atalay, hâlâ tutuklu. Bu olay aslında temeli sakat bir dava, Gezi Davası’na dayanan bir olayla karşı karşıyayız. Türkiye’deki son yılların en demokratik çıkışlarından birini, devlete karşı bir suçmuş gibi gösteren bu iktidar ve onun yargısı eliyle devam eden birçok yargılama ve mahkûmiyet söz konusu, önce bunu vurgulamak lazım. Bu olay, bu ülkede hem yürütmenin hem de yargının açıkça yasamaya müdahalesi niteliğini taşımaktadır.
“BU KARAR, HALKIN SEÇME HAKKINI VE YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ AÇIKÇA İHLALİDİR”
Geçmişte yaşanan benzer birçok olaya, Anayasa Mahkemesi’nin benzer konularda verdiği kararlara rağmen Yargıtay 3. ve 4. Ceza Dairelerinin tahliye talebinin reddi, yasal gerekçelerden yoksun, hukuka aykırı bir durumdur. Özellikle Anayasa’nın 83. maddesinin 14. fıkrasına yaptığı atfı kullanarak böyle bir uygulamaya gidilmesi aslında bir ceza normu olmayan, bir suç normu içermeyen 14. fıkranın açıkça kötüye kullanımı niteliğindedir. Bu karar, halkın seçme hakkını ve yasama dokunulmazlığının açık bir ihlalidir. Ve giderek masumiyet karinesinin açıkça ihlal edildiği bir durum yaşamaktayız. Bu, ülkede hukukun geldiği hali gözler önüne seren acı bir durum. Hele sürecin işletiş biçimi; dosyanın bekletilmesi, kararın geciktirilmesi, aradan iki ayı aşkın bir sürece geçmesine rağmen hâlâ Anayasa Mahkemesi’ne başvuru imkanını geciktiren bir süreç işletilmesi ki sanıyorum yeni yapılabildi o başvuru çünkü ceza dairesi kararı yeni verdi, onu da bir dayanak oluşturabilmek için tebliğnameyi bekletmek suretiyle yapıldı. Bu Türkiye’de ilk örnek değil, bunu CHP olarak biz de yaşadık, başka siyasi partiler de yaşadı.
“CAN ATALAY’A DESTEĞİMİZİ SÜREKLİ OLARAK DEVAM ETTİRECEĞİMİZİ VE SESSİZ KALMAYACAĞIMIZI İLAN EDİYORUZ”
Burada ortak ses olarak şunu söylemek istiyoruz: Yürütmenin ve yargının yasama hakkına, halkın seçme hakkına, milletvekilinin seçilme hakkına müdahale niteliği taşıyan, masumiyet karinesini ihlal eden bu tutukluluk haline derhal son verilmeli ve Türkiye’de benzeri durumlar yaşanmamalıdır. Burada üzerine görev düşen kurumlar var. Bunun başında Meclis, Meclis Başkanlığı geliyor. Ne yazık ki bugüne kadar özellikle Meclis Başkanlığı beklediğimiz dirayeti gösterebilmiş değil. O yüzden buradan, bir kez daha Meclis’i göreve davet ediyoruz. İkinci olarak, Anayasa Mahkemesi’ni bu konuda, bir an önce karar vermeye davet ediyoruz. Ve burada TİP ve sevgili Can Atalay ile dayanışma duygularımızı paylaşıyor, bu desteği sürekli olarak devam ettireceğimizi ve bu mesele karşısında bundan sonra da sessiz kalmayacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz.”
YILDIZ: “ORTADA BİR HUKUKİ İKİLEM YOK, SİYASİ İKİLEM VAR”
TİP Ankara İl Sekreteri Erkan Yıldız, şunları söyledi:
“Dayanışmaları ve ziyaretleri için değerli dostlarımıza çok teşekkür ederiz. Aslında hukuki anlamda karmaşık, anlaşılmaz hiçbir şey yok. Ortada bir hukuki ikilem yok, bir siyasi ikilem var. Ve görevini yapmaktan, sorumluluğundan kaçınan yargı mensuplarıyla sürece siyasi müdahaleleriyle depremzede Hatay halkının iradesinin Meclis’e yansımasını kasıtlı engelleyen saray rejiminin enstrümanları var. Bu süreç yalnızca, TİP’in Hatay milletvekilinin özgürlüğüne kavuşmasından ibaret bir süreç değildir. Bu süreç Türkiye’de insanların siyasi katılımını sağlayabildiği oylarıyla ne kadar temsil edilebileceklerini, buna yürütmenin ve yargının ne kadar müdahale edebileceğinin, yasama organının Meclis’in gerçekten bir ‘kıymet-i harbiyesi, gerçekten bir temsil unsuru kalıp kalmadığının bir karar eşiği, bir yol ayrımıdır.
“CAN ATALAY’IN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMASI KAÇINILMAZDIR ANCAK SÜRECİ HUKUKA AYKIRI MÜDAHALELERLE UZATANLAR SUÇ İŞLEMEKTEDİR”
Aylardır Can Atalay’ın özgürlüğüne kavuşması için bir mücadele yürütülüyor. Olması gereken seçildiği günden, mazbatayı aldığından itibaren derhal salıverilmesiyken çeşitli yan yollara gidilerek bu süreç uzatılmaya çalışılıyor. Önce, derhal başvuruyu iletmesi gerekirken masasında tutan ve ardından dosyayı ayırarak değil, davanın geneline dair tebliğiyle birlikte Yargıtay’ın ilgili dairesine sunan cumhuriyet savcısının bekletmesi; ardından daha önceki içtihatlara ve Anayasa Mahkemesi’nin mevcut içtihadına tamamen aykırı bir karar veren Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı; ve sonrasında yapılan itirazı bir yargıcın hukuka uygun şerhinin dışında oy birliğiyle kabul eden Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kararlarıyla bir hukuk garabeti, bir suç zinciri işletilmeye devam edilmekte. Can Atalay’ın özgürlüğüne kavuşması, kaçınılmaz bir sonuçtur. Hiç şüphe yok, depremzede Hatay halkının iradesi Meclis’e yansıyacaktır. Ancak bu süreci, hukuka aykırı müdahaleleriyle uzatmakta olanlar suç işlemektedir. Bunun hesabı er ya da geç bu insanlardan sorulacaktır.
“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN BU SUÇA ORTAK OLMAYARAK DERHAL TAHLİYE KARARI VERMESİNİ BEKLİYORUZ”
Anayasa Mahkemesi’nin dün, Can Atalay’ın avukatlarının yaptığı başvuru üzerine bu suça ortak olmayarak derhal tahliye kararı vermesini bekliyoruz. Derhal deprem suçlarının hesabını sormayı kendine görev bilmiş vekilimizin Hataylılarla buluşmasını bekliyoruz. Bu mücadele elbette yalnızca hukuki bir mücadele değil, keza olan şey yalnızca bir hukuk ihlali değil; büsbütün bir siyasi müdahale teşebbüsü. Bu yüzden eğer Can arkadaşımız, yoldaşımız serbest kalacak, özgürlüğüne kavuşacak, bu tutsaklık sona erecekse bu, tüm toplumsal muhalefet güçlerinin demokrasiye, özgürlüklere, halkın iradesine kıymet veren her yurttaşın emeği, çabası ve dayanışmasıyla olacak.
“CAN ATALAY’IN MÜCADELESİ, DİĞER GEZİ TUTSAKLARININ MÜCADELESİNDEN GAYRI DEĞİLDİR”
Şunu vurgulamakta fayda var: Elbette 83. madde gereği özgürlüğüne derhal kavuşması gereken Can Atalay’ın mücadelesi, hukuksuzca tutuklu bulundurulan, tamamen delilsiz, dayanaksız bir dava sonucunda özgürlüğünden mahrum bırakılan diğer Gezi tutsaklarının mücadelesinden gayrı değildir. Bu dava en başından beri bir intikam çabası ve operasyonundan ibarettir. Halkın iradesinin o veya bu araçla, anayasaya uygun araçlarla tatbikinden korkan saray rejiminin intikam çabasından ibarettir. Bu yüzden hem Can arkadaşımıza hem de hukuksuzca özgürlüğünden mahrum edilen diğer Gezi tutsaklarına özgürlük istiyoruz. Özgürlükleri için mücadelemize devam edeceğiz. Bu yolda, yanımızda olan, mücadelemizde çaba gösteren tüm yurttaşlara ve bugün ziyarette bulunan CHP Ankara İl Yönetiminden, ilçe yönetiminden, kadın kollarından arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş