Bursa
TMMOB’dan zam açıklaması
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, “Döviz ve Doğalgaz Artışından Dolayı Elektrik Faturaları Artış Gösterecek” konu başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can yaptı.
Can tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Son günlerde, elektriğe, doğalgaza ve en son da akaryakıt ürünlerine ardarda zamlar yapıldı. Kışa gireceğimiz önümüzdeki günlerde, dövizin ani yükselmesi ile bu zamları; yeni elektrik ve doğalgaz zamlarının takip edeceği kesin. Öncelikle ülkemizin elektrik enerjisindeki kurulu gücünü inceleyelim.
ELEKTRİK ÜRETİMİ
Grafikten de görüldüğü gibi; her yıl Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacı ve kurulu gücü artmaktadır ve son 30 yılda 6 kattan fazla artmıştır. Önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobil kullanımının artacağını düşündüğümüzde, elektrik enerjisi ihtiyacımız daha da çok artacaktır.
Elektrik enerjisi üretiminin %35,21 ithal kaynaklıdır. Bunun yanı sıra üretimin neredeyse %70’i döviz endekslidir ve dövizin artması maliyetleri direkt olarak etkilemektedir. Döviz karşısında ezilen Türk Lirası etkisini hemen elektrik faturalarında artış olarak göstermektedir.
TARİFELER
Elektrik faturalarını bir nebze de olsa düşürmek bizim ellimizde.
Tüketiciler isterlerse kullanım durumuna göre tarife değişikliği yapılabilir. Tek zamanlı ve 3 zamanlı tarife modelleri bulunmaktadır. Aboneler hiçbir müracaatta bulunmazlar ise tek zamanlı tarife uygulanır. Tek zamanlı tarife modeli; günün her saatinde aynı birim fiyat üzerinden elektrik enerjisini tüketme anlamına gelmektedir. 3 zamanlı tarifede ise gün üç zaman dilimine bölünmektedir. Bunu aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Gündüz (06:00-17:00) Birim fiyat tek zamanlı tarifeye çok yakın 11 saat süreyle en uzun zaman aralığıdır. Meskenler için üç zamanlı tarifenin gündüz birim fiyatı, tek zamanlı tarifedeki birim fiyatla neredeyse aynıdır.
Puant (17:00-22:00) Elektrik talebinin en yüksek olduğu bu zaman aralığında birim fiyat da yükselir. Meskenler için puant birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %47 daha pahalıdır.
Gece (22:00-06:00) En düşük birim fiyata sahip zaman aralığıdır. Meskenler için gece birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %36 daha ucuzdur.
Abonelerin elektrik tüketimleri en çok gece saat diliminde ise veya kullanım alışkanlıklarını bu saat dilimine kaydırabiliyorlarsa 3 zamanlı tarife modelini seçmeleri daha düşük birim fiyattan elektrik enerjisi kullanmalarına neden olacaktır. Böylelikle daha düşük elektrik faturası ile karşılaşacaklardır.
Peki hangi tarifeyi seçmeliyiz?
Hangi elektrik tarifesinin daha avantajlı olduğu tüketicinin kullanım alışkanlıklarına bağlıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu elektrik faturasındaki tüketim bölümünü incelemektir. Elektrik faturasında hangi saat aralığında, kaç kWh elektrik tükettiğinizi görebilirsiniz. Bu gösterim tarife farkı olmaksızın tüm faturalarda yer alır; resimdeki örnek, tek zamanlı tarife kullanıcısına aittir. Örnekten abonenin en fazla tüketimini gündüz saatlerinde yapıldığı kolaylıkla anlaşılır.
ELEKTRİK ZAMLARI
Ülkemiz 2021 yılının ikinci yarısına %15 elektrik ve %12 doğalgaz zammıyla girmiştir. Elektrik fiyatlarında bu yıl içerisinde toplamda %29 artış yapılarak özellikle dar gelirli yurttaşlar başta olmak üzere tüm ülke insanının cebine yakıcı bir etki yaratmıştır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`nun (EPDK) Resmi Gazete`de yayımlanan tarife tablolarına göre, bir evdeki asgari tüketim üzerinden 4 kişilik bir ailenin 230 kilovatsaat (kWh) elektrik harcadığı öngörüldüğünde, “Bir ailenin 2020 için, yıllık elektrik faturası ortalaması ay bazında 235.88 TL iken, 1 Temmuz 2021 itibariyle aynı ailenin aylık elektrik fatura ortalaması 271.22 TL`ye çıktı. Yani ortalama 35 TL zam gördü. Ne yazık ki geçim bu kadar zor iken özellikle asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın %13`u elektrik faturasına gidiyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi; BOTAŞ, artan maliyetleri gerekçe göstererek 1 Kasım 2021 tarihinde doğalgaza sanayi için %48,40 , elektrik üretim santralleri için ise %48,82 oranında zam yaptı. Doğalgaza yapılan bu zam, elektrik takas fiyatını etkileyecek ve üretim maliyetlerini arttıracaktır. Bu da elektrik faturalarına tekrar artış olarak yansıyacaktır.
Elektrik, üretimde kullanılan temel bir girdi olduğundan tüm sektörleri direkt etkilediği gibi, ürün ve hizmetlerin fiyatına artırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Çözüm olarak yıllardır söylediğimiz gibi, “Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli, ülkemiz kaynakları kamu yararı temelinde en iyi şekilde değerlendirilmelidir.
Hem iklim krizi hem de ekonomik kriz, yenilenebilir enerji kaynaklarında alım garantilerinin yeniden gözden geçirilmesini kaçınılmaz kılıyor. Daha az fosil yakıt tüketilmesini sağlayacak yatırımlar ülkemizin ekonomisini toparlayacak ve en önemlisi vatandaşımızın cebini yakmayacaktır.
Elektrik sektöründe; üretim, dağıtım ve perakende satış faaliyetleri özel şirketlerin eline ve insafına terk edilmesi sonucunda içinde olduğumuz durum ortadayken, bir de kamu kurumu olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş.`nin (TEİAŞ) özelleştirilmesinin konuşulması bile elektrik arz güvenliğimizin riske sokulması demektir.
Şimdi Elektrik Mühendisleri Odası’nın yıllardır söylediği gibi, enerjinin tek elden ve kamusal olarak yürütülmesi gerçeği ile yüzleşme zamanıdır. Artık başarısızlığı herkes tarafından görülen özelleştirme politikalarına son verilmelidir. Kamusal planlama anlayışı ile bütüncül bir kamulaştırma yapmanın zamanı da gelmiştir.
ELEKTRİK FATURALARI ÜZERİNDEKİ YÜK KALDIRILMALI
Ekonomik anlamda zor günler geçiren ve “geçinemiyorum, faturamı nasıl ödeyebilirim” diye feryat eden vatandaşlarımızın yükünü biraz hafifletmek adına elektrik faturalarının yaklaşık yüzde 20`sini oluşturan vergi ve fonların tekrar ele alınarak gerekli yasal düzenlemelerin de bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile sanayi abonelerinden kaldırılan TRT payı, tüm abone gruplarından kaldırılmalı ve elektrik faturalarından TRT payı adı altında bedel tahsil edilmemelidir. Benzer uygulama artık amacını yitirmiş olan Enerji Fonu kesintisi için de geçerli olmalıdır.
Mesken abone grubundan KDV tamamen kaldırılmalı yada yüzde 1 gibi makul bir seviyeye indirilmelidir. Benzer uygulama çiftçilik yaparak geçimini sağlayan tarımsal sulama abone grubu için de göz önüne alınmalı ve KDV oranı %5 veya %8 gibi makul bir seviyeye çekilmelidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) tekrar gözden geçirilmelidir. Yeni dahil edilecek üretim tesislerine ÇED alma zorunluluğu getirilmelidir. Ayrıca YEKDEM kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.
12.35 cent/kWh üzerinden alım garantisi verilen Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesinin, elektrik tarifeleri üzerinde yaratacağı ilave yük, yeni zamların da habercisidir.
Diğer yandan; Paris İklim Anlaşması`nın tartışıldığı gün; TBMM`de radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtla ilgili düzenlemeler içeren 7336 ve 7337 sayılı kanunlar kabul edildi. Kanun tekliflerinin radyoaktif atıkların Türkiye`ye getirilmesine ve nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Dünya nükleer santralleri kapatırken Türkiye`nin nükleer çöplüğe dönüşme riski göz ardı edilmemelidir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarında risksiz ve çevreci enerji üretebilmek varken, nükleer santral ısrarını anlamak mümkün değildir. Gelecek nesiller için nükleer santral sevdasından bir an önce vazgeçilmelidir.
KIŞ SAATİNE GEÇİLMEMESİ TASARRUF DEĞİL İSRAF GETİRDİ
TEİAŞ`ın elektrik tüketim istatistikleri baz alınarak Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmaya göre; kış saati uygulamasından vazgeçilmesi tasarruf sağlamadığı gibi tüketimi artırıcı bir etki yarattı.
Türkiye nüfusunun %61’i ve elektrik tüketiminin %71’i batı bölgelerimizdedir. Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini artırmıştır. Yurttaşlara sıkıntı veren ve dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, ayrıca trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir.
Elektrik şirketlerine para kazandırmak için değil de kamu yararı kapsamında düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye coğrafyasına uygun kış ve yaz saatlerine geçilmelidir. EMO`nun yaptığı çalışmaya göre, enerjinin verimli kullanımı açısından en uygun nokta GMT+2:30`dur ve yaz saati uygulamasında da GMT+3 yerine ileri bir nokta olarak GMT+3:30 diliminin seçilmesi tasarrufu artıracaktır.
UEDAŞ İNGİLİZ FİNANS KURULUŞUNA SATILDI, SIRADA TEİAŞ’IN ÖZELLEŞTİRMESİ VAR!
Özelleştirmenin ilk yapılmaya başladığı yıllardan bu yana TMMOB olarak söylediğimiz gibi; enerjide yapılan özelleştirmeler ülke insanına yarardan ziyade zarar getireceğini defalarca belirtmiştik. Bu gün ne yazık ki bu söylemin doğru olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Kentimizin de içinde bulunduğu ve dört ili kapsayan bölgede UEDAŞ; Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinde; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini sürdürmek üzere 2010 yılında yerli sermaye gurupları Cengiz, Limak ve Kolin firmalarına 940.000.000 $ bedelle özelleştirilmişti. Süreç içerisinde Cengiz ve Kolin ortaklığın dışına çıktı. Limak süreci yürütürken; yakın zaman önce kamuoyuna, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş ve Limak Uludağ Perakende Elektrik Satış A.Ş’nin İngiliz Yatırım Fonu Actis’e devri için hisse satış sözleşmesi imzalandığı duyuruldu.
Önce özelleşti sonra da yabancı sermayeye satıldı. Geldiğimiz noktada bölgemizin elektrik enerji hizmeti artık bir İngiliz fon şirketi tarafından sağlanacak. Ülke insanı, uzunca zamandır enerji alanında sahipsizdi ve artık tamamen sahipsiz kaldı.
Bu ülkenin değerleri yabancı fon şirketlerine bir bir satılırken, ülke insanı yaratılan yükün altında ezilmeye mahkum edilmektedir. En başından bu yana söylediğimiz gibi enerji alanında özelleştirilen tüm kurumlar ivedi olarak kamulaştırılmalı ve ülke insanımızın hizmetine sunulmalıdır.
Özelleştirme politikaları bugüne kadar, hep söylenenlerin tersi biçiminde ortaya çıkmıştır. Ucuzluk yerine zam, kalite yerine kötü hizmet, sermayenin halka yayılması yerine özel şirket karı, verimlilik yerine çalışanların daha fazla sömürülmesi, özelleştirmenin nihai sonucu hep bu olmuştur. Özelleştirme kapsamına alınan kamu çalışanları ise özelleştirme mağduru yapılmışlardır.
Sermayenin küresel krizi sonucunda özelleştirme felsefesinin çöküşüne tanıklık etmekteyiz. Buna rağmen TEİAŞ’ın da özelleştirilmesi gündemdedir. Özelleştirmenin hemen öncesinde, TEİAŞ’ın 81 ilde rutin bakım ve onarım ihalelerini arttırması oldukça düşündürücüdür.
Yakın zamanda tanık olduğumuz Telekom özelleştirme sürecini hepimiz hatırlamaktayız. Bu sürecin sonunda yine kamunun zarar görmesi muhtemeldir ve oluşacak enkaz yine ülke insanımızın omuzlarına kalacaktır.
Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımının özelleştirmesi süreçleri ivedilikle durdurulmalı ve özelleştirilen kurumlar da kamuya iade edilmelidir.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş