#

Sağlık

Toplu taşıma araçlarının getirdiği hava akımında virüs riski

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, toplu taşıma araçlarının geçişi sırada oluşan hava akımının duraklarda bekleyenler için koronavirüs bulaş riski oluşturabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Ceyhan, toplu taşıma araçlarının duraklara yanaşırken beraberinde getirdiği hava akımının teorik olarak risk oluşturduğunu söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, “Normalde bir kişinin ağzından soluma, konuşma, öksürük ya da hapşırık ile çıkan damlacıkların 1,5 metre gittiğini düşünüp sosyal mesafeyi 1,5 olarak öngörüyoruz. Örneğin klima olduğunda bu 3 metre, 4 metreye kadar götürebiliyor. Teorik olarak düşündüğünüzde bir otobüsün ya da metronun geçişi sırasına olan hava akımı böyle bir şeye neden olabilir diye düşünülebilir. Ama bu bir kişinin çalışıp gösterdiği bir şey değil, ‘ne kadar sürüklüyor, ne kadar götürüyor’ diye. Bir de şunu da unutmamak lazım; bunun olabilmesi için o bulunan yerde mutlaka virüs taşıyan birinin olması lazım. Konuşma ya da solunum ile ağzından çıkan damlacıklar ile bu biraz daha küçük bir ihtimal. Ama eğer öksürmüş, hapşırmış, etrafa bol miktarda o ortama damlacık çıkarmış ise bu biraz daha teorik anlamda mümkün olacak bir şey” dedi.

‘HAVA AKIMI GİBİ FAKTÖRLER RİSKİ ARTIRACAKTIR’

Prof. Dr. Ceyhan, toplu taşıma kullanırken dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin, “Öngörmediğimiz bu tip riskler yüzünden sadece maske ya da sadece mesafeye dikkat etmek yeterli koruyuculuğu sağlamıyor. O yüzden ‘hem maske hem mesafe kuralına uymak lazım’ diyoruz. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki sadece maske takarsanız yüzde 82 koruyabiliyor, maske takmaz sadece mesafe kuralına uyarsanız yüzde 82 koruyor. İkisini birden yapınca yüzde 97 koruyor. Biz ne kadar bunu ‘damlacıklar dışında küçük partiküllerle taşınmıyor’ desek de bu çok emin olduğumuz bir konu değil. Özellikle öksürme, hapşırma sırasında çok bol miktarda virüs ortaya saçılıyor, bu küçük partiküller için de olabileceği düşünülüyor. Kalabalık ortamlarda bulunacaksak eğer mümkün olduğu kadar mesafeyi korumaya dikkat etmek gerek. Maske mutlaka takmak gerekir. O ortamda bir kişinin bile maskesiz olması o kişinin virüs taşıması halinde ciddi bir risk doğuracaktır. Hele böyle ekstra riski arttıran faktörler çıkarsa hava akımı gibi bunlar mutlaka o riski daha da artıracaktır” diye konuştu.

‘SINAVDA ALINAN ÖNLEMLER YETERLİ OLACAKTIR’

Bugün yapılan Liselere Geçiş Sistemi kapsamındaki merkezi sınavın vaka artışı için risk oluşturup oluşturmayacağına da değinen Prof. Dr. Ceyhan, “Sınav başlı başına bir risk aslında. Alınan tedbirler ile riskin minimuma indiğini söyleyebiliriz. Öğrenciler girdikten sonra maske zorunlu değil. Eğer maske ile rahat ediyorsa takması daha güvenli; ama takmıyorsa da çok önemli değil. Yeter ki mesafe, maske takılmadığı durumda 1,5 değil 2 metre olarak düşünülsün. Öğrenci bakacak eğer otururken bu şekilde bir risk oluşuyorsa mesafe açısından, bunu hemen salondaki gözetmene söyleyecek. O insanlar sıraları açarak tedbir alacaklar. Gerçekten alınan önlemlerin ben etkili olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.