Bursa
Varanak, Sivil Toplum Kuruluşları ile bir arada
Sanayi ve Teknoloji Bakanı 28. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde Sivil Toplum Kuruluşları ile buluştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı 28. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi Yıldırım Salonu’nda Sivil Toplum Kuruluşları ile bir araya geldi.
Gerçekleştirilen buluşmaya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, 28. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Efkan Ala ve 28. Dönem AK Parti Bursa Milletvekilleri, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Cumhur İttifakı Bursa bileşenleri, İlçe Belediye Başkanları katıldı.
AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’ın konuşmasından satır başı şöyle;
Öncelikle 14 Mayıs için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çünkü Bursa olarak Cumhurbaşkanımıza Bursa’ya yapılan hizmetler, Türkiye’ye yapılan hizmetlerle ilgili olarak mesaj vermiş olduk. Çünkü Bursa olarak her zaman AK Parti hükümetlerinin döneminde 21 yıldan beri her daim yapılan seçimde en az 2-3 puan Türkiye ortalamasının üzerinde bir teveccüh göstermişti. Tekrar bu seçimde de bu geleneğimizi bozmamış olduk. Bursa olarak yine Türkiye ortalamasının üzerinde yaklaşık 2 puana yakın bir oranla fazla teveccühe Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimizi iletmiş olduk. Şimdi bu süreçte önümüzdeki bir pazar günümüz kaldı artık. Şurada 4-5 günümüz var. Zafiyetin en fazla belirdiği dönemler insanın en güçlü hissettiği dönemlerdedir. Bu aradaki farkın bir mesajı var aslında. Vatandaşımız meclisteki çoğunluğu bize takdim ederek aslında icraatlarımızı yapmış olduğumuz hizmetleri tekrar devamını iletmiş oldu. Ama 2 haftada müsaade istedi. Onu da şekilde yorumluyoruz. Diyoruz ki, Cumhurbaşkanımızın bu önümüzdeki dönemde daha büyük bir farkla meclise götürelim ki Cumhurbaşkanımıza olan teveccühümüzü göstermiş olalım.
AK Parti Bursa 28. Dönem Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın konuşmasından satır başları şöyle;
Zaman zaman söylüyorum, petrolün en kıymetli şeyi enerji, enerjinin en kıymetli kaynağı petrol. Bütün dünyadaki petrolün 3’te 2’si İslam ülkelerindedir. İslam ülkeleri içerisinde, petrol ülkesi olmayan ülke, Türkiye, İslam ülkeleri içerisinde en gelişmiş, en kalkınmış ülke de Türkiye. Bu bakımdan önemsiyorum. Peki bunun neyle sağlıyoruz? Bunu bir görüyoruz siyasi tarihimize baktığımızda ne zaman siyasi istikrarı sağlamışsak elbette her düşünceden saygıyla selamlıyorum. Her görüşten kardeşimiz var. Ama ne zaman Türkiye görüşleri bir araya getirdik. Bir istikrar, siyasal istikrarı sağlamışsa o zaman gurur verici işler yapabilmiş. O bakımdan 20 yılını çeşitli vesilelerle milletimize müracaat ettiğimizde biz istikrardan onay aldık. Bazı arkadaşlarımız unutmuş olabilir. Diyebilirler ki ben başka görüşteyim acaba buna nerede ne zaman katkıda bulundunuz? Bunu bir hatırlatma. Bir tek hatırlatma. Türkiye. Ne zaman Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme gelse ya uçaklar uçardı, ya muhtıralar verilirdi, ya bildiriler yayınlanırdı. Peki biz bundan topyekun kurtulalım diye Cumhurbaşkanı’nı vatandaş doğrudan seçsin diye referanduma götürdüğümüzde 2008’i hatırlayın. Bu toplumun yüzde 69 buçuğu evet dedi.
Ben istikrar istiyorum. Ben Türkiye’ninkargaşa, kaos içerisinde yönetilmesini istemiyorum. Ve yüzde 69 buçuk yani yüzde 70’i evet dedi. Bunun içerisinde her görüşten insan vardı. Biz parti olarak girdiğimizde yüzde 69 buçuk almadık ki. Ama parti olarak götürdüğümüzde milletin eline, önüne istikrarı tahkim bir projeyi her görüşten kardeşimiz oraya evet dedi. Ve anayasa referandumunu yüzde 69 buçuğu onayladı. O bakımdan ben şunu biliyorum. Ne zaman Türkiye’nin istikrara ihtiyacı olursa o zaman milletimiz arkamızdadır ve biz beraberiz. Biz de bunu unutmamalıyız. Biz de eksiklerimizi yanlışlarımızı gidereceğiz. Biz de değerlendirmelerimizi yapacağız. Ama bu istikrarın bize kazandırdıklarını da unutmayalım.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı, 28. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın konuşmasından satır başları şöyle;
Bursa’nın gücü farklı renkler, farklı kimlikler, farklı düşünce tarzları, farklı hemşehri derneklerinden geliyor. Bursa için bir araya gelebiliyorlar. Aynı ortak akla katkı sağlamak için bir araya gelip çalışma gösterebiliyorlar ve bu farklılıklar aslında büyük bir zenginlik ve büyük bir potansiyeli ortaya çıkarıyor. Inşallah önümüzdeki bir dönemde aynı anlayışla buradaki her bir arkadaşımızın katkılarıyla fikirlerinin ve düşüncelerinin ne kadar değerli olduğunu bilerek inşallah Bursa’mıza hep beraber hizmet etmeye devam edeceğiz. 14 Mayıs birinci tur seçimlerini geride bıraktık. Ben Bursa’mıza Cumhur İttifakı’na ve Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiği güçlü destek için çok teşekkür ediyorum. Özellikle sivil toplum kuruluşlarımıza, hemşehri derneklerimize, bu güçlü sahipliği gösterdikleri için gerçekten şükranlarımı sunuyorum. Inşallah 14 Mayıs’tan aldığımız güçle 28 Mayıs’ta da yolumuza farklı bir şekilde devam edeceğiz. Milletimiz tüm Türkiye’de teveccüh gösterdi. 14 Mayıs’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yetkiyi, çoğunluğu Cumhur İttifakı’na verdi ve 323 milletvekili gibi ekseriyetle bizi mecliste avantajlı duruma geçirdi. Inşallah buradan alacağımız güçle 28 Mayıs’ta Sayın Cumhurbaşkanımızın farklı bir neticeyle çok daha başarılı bir neticeyle farklı bir sonuçla bu seçimi alacağına inanıyoruz.
“MİLLET İTTİFAKI’NIN VAATLERİNİ YERİNE GETİREBİLMESİNİN İMKANI TAMAMEN ORTADAN KALKMIŞTIR”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bizi meselelerin daha hızlı çözülebilmesi çok zorlu bir coğrafyada yaşayan Türkiye’nin sorunlarına bakabilmesi ve dünya konjonktüründe çok daha verimli çalışabilmesi için milletimizin takdirine sunduğumuz bir yönetim sistemiydi. Karşınızda bir muhalefet vardı. Bu seçim öncesinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirerek farklı bir sistemi getireceklerini taahhüt ederek seçim kampanyalarına başladılar. Ama günün sonunda gördük ki aslında millet bu sistemle ilgili bir sonucu yokmuş. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi aslında mecliste kahir ekseriyeti aldığı için milletimiz tarafından ilanihaye tescillenmiş oldu. Buradan sistem tartışmalarını geride bırakmış oluyoruz ve burada şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Seçim döneminde Millet Ittifakı’nın ortaya koyduğu birçok vaat vardır. Başta sistemi değiştirmekle ilgili söyledikleri sözler var. Bugün geldiğimiz noktada meclis çoğunluğunu elde edememiş bir Millet İttifakı’nın bu vaatlerini yerine getirebilmesinin imkanı da tamamen ortadan kalkmıştır. Sadece sistem tartışmaları değil, ortaya koydukları bütün varlık aslında artık yapılamaz hale gelmiştir.
Bunu sadece biz mi söylüyoruz? Hayır biz söylemiyoruz. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu dönem Konya milletvekili olan Abdüllatif Şener’in geçmiş dönemlerde bizim partimizde çalışmış Şener’in bir açıklaması vardı. Tabii bazen insanlar şunu sorgulayabiliyorlar. Acaba koltuk gittikten sonra mı insanlar aydınlanıyor ama Abdüllatif Şener bu dönemde bizim de mecliste Plan Bütçe Komisyonunda en fazla tartıştığımız kişilerden bir tanesiydi. Bugün kendi açıklamasını size okumak istiyorum. Diyor ki Abdüllatif Şener, Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda. Kemal Bey’in seçimi kazanmasıyla verdiği sözlerden hiçbirini gerçekleştirmesi mümkün olamaz. Meclisten hiçbir kanunu geçiremez. Millet İttifakı’nın en büyük iddiası olan parlamenter, demokrasi artık hayal olur. Bu yönetim meclisten bütçe bile geçinemez. Gerçekten eğer cumhurbaşkanıysanız bütçenizi meclis onaylıyor. Meclisten bütçe bile geçirme şansınız ortadan kalkıyor. Dolayısıyla burada artık Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir cumhurbaşkanı adayı olarak söylediklerinin hepsi. durumdadır ve biz inanıyoruz ki milletimiz sandığa giderken bunun takdirini en güzel şekilde yapacaktır.
Millet İttifakı’na, Kemal Kılıçdaroğlu’na samimi niyetlerle oy vermiş vatandaşlarımız var. Diyorlar ki biz değişim istediğimiz için Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veriyoruz. Ama ben o vatandaşlarımıza buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Siz değişim isteseydiniz aslında 11 kere yenilmiş bir genel başkana tekrar oy vermezdiniz. Önce değişimi 11 kere yenilmiş genel başkanı değiştirerek yapardınız. Işte buradan diyoruz ki samimi olarak değişim isteyen muhalefete gönül veren Vatandaşlarımız aslında burada muhalefetin içine düştüğü durumu doğru değerlendirmeleri lazım. Karşınızda öyle bir muhalefet anlayışı var ki soruyu yanlış soruyorlar. Her seçim öncesi farklı bir soru sordukları için aslında başarılı olamıyorlar. Bu seçim öncesinde şu soruyu sordular. Seçimden sonra da şu soruyu sordular. Acaba Recep Tayyip Erdoğan bu vatandaştan bu oyu nasıl alıyor? Neden hala bu vatandaştan Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyor? Ya da seçim sonrasında Sinan Oğan acaba bu iki buçuk milyon oyu nasıl aldı? Biz bu oyu nasıl onun gibi alabiliriz? Ama bilmiyorlar ki taklitler aslını yaşatır. Bunlar yanlış soruyu soruyorlar. Bu vatandaş niye bize itibar etmiyor? Biz bu oyu vatandaştan niye alamıyoruz? Işte bu soruyu sorarlarsa samimiyetlerini sorgulamaları gerekir. Bu soruyu soramadıkları için cevabını da veremedikleri için hiçbir zaman başarılı olamıyorlar. Onun için taklit ederek bu milleti kandıracaklarını zannediyorlar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir Giriş