#

Sağlık

Youtuberlara ‘Diva Sendromu’ uyarısı

Youtube videoları ile kısa sürede ünlü olan ve para kazanan çocukların eğitim süreçleri ve aile ilişkilerinde uyum sorunları yaşayabileceği uyarısı yapıldı.

Youtube videolarıyla kısa sürede şöhret olan ve para kazanan çocukların, gelecekte uyum sorunları yaşayabileceği ve genelde sanatçılarda görülen “Diva Sendromu”na kapılabileceği uyarısı yapıldı.

Popüler sosyal medya siteleri arasında yer alan Youtube, kullanıcılarına video içerik üreterek kısa sürede çok sayıda insana ulaşma imkanı sunuyor. Çocuklar ve gençlerin çok fazla zaman geçirdiği bu platformda, Youtube kanalı sahipleri milyonları bulan takipçileri ile üne kavuşabiliyor, tıklanma ve görüntüleme başına para kazanabiliyor.

Bu platformda moda ve oyun videoları çeken, özel yaşamlarına ilişkin paylaşımlarda bulunan, kısa sürede şöhret olan ve para kazanan çocuklar, gelecekte çeşitli uyum sorunlarıyla karşılaşabiliyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemen Işık Taner, çocukların sanal ortamda kendilerini daha rahat ifade ederek hayal ettikleri kişiler gibi gösterebildiğini belirtti.

Çocukların sanal ortamda farklı kimliklere bürünerek ünlü olma gayesi güdebildiğine ve zaman zaman şuursuz davranışlar sergileyebildiğine dikkati çeken Taner, şöyle devam etti:

“Birden bire para kazanıp üne kavuşan çocuk, yaşına göre yapması gereken şeyleri geride bırakmaya başlıyor. Artık derslere, kurması gereken normal aile ilişkilerine önem vermemeye başlıyor. Daha sonraki dönemlerde de hem sosyal ilişkileri hem akademik başarısı hem de aile ilişkileri açısından uyum sorunları yaşayabiliyor.”

“Sanal ortam artık çocuk bakıcısı gibi kullanılabiliyor”

Bu noktada anne babaların sorumlulukları olduğunu hatırlatan Taner, bazı ailelerin çocuklarının teknolojiyle iç içe olmasını veya birtakım sosyal medya araçlarını kullanmasını, olumlu karşıladığını, öncelikle bu algının ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.

Taner, “Çocuğun sanal ortamda, internetle ya da bilgisayar oyunlarıyla bir şekilde iletişim içinde olması bazen ailelerin çok bilinçli yapmasalar da işine gelebiliyor. Sanal ortam artık çocuk bakıcısı gibi kullanılabiliyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor.” dedi.

Çocuğun akademik başarılarının yanı sıra sosyalleşebilmesine de olanak sağlanması gerektiğine değinen Taner, ebeveynlere çocuklarını büyük alışveriş merkezlerinde gezdirmek yerine onlarla oyun kurmalarını, karşılıklı iletişim ve etkileşimi güçlendirecek faaliyetlerde bulunmalarını tavsiye etti.

Çocuklar iş birliği ve güven kavramlarından uzaklaşabiliyor

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yolcu da daha genç kuşakların Youtube kanalı açmayı tercih ettiğini söyledi. Yolcu, “2018’de dünyada en fazla para kazanan youtuber 8 yaşında bir çocuktu. Bu çocuk 22 milyon dolar gibi bir para kazandı. Kanalında oyuncakları tanıtmakta ve her videosu ciddi izlenme sayılarına ulaşmakta. Ülkemizde de 5 yaşındaki bir çocuk Türkiye’de en çok kazanan youtuberlar listesinde üçüncü oldu.” diye konuştu.

Çocuk yaşta milyonlarca dolar para kazanmanın çocuk psikolojisi üzerinde olumsuz etki yaratabileceğine işaret eden Yolcu, bir anda büyük miktarda paraya sahip olan yetişkinlerin bile psikolojilerinin ciddi oranda etkilendiğini, böyle bir durumda çocukların daha fazla etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.

Yolcu, şu bilgileri verdi:

“Yapılan çeşitli araştırmalar göstermiştir ki öncelikle bu şekilde para kazanmak çocukların kişisel çıkarlarını daha fazla ön plana çıkartmasına neden olmaktadır. Çocuklar iş birliği, güven ve paylaşma gibi kavramlardan uzaklaşmaktadır. Para kazanmaya yoğunlaştıkça çevresindekilere yardım etmeye pek yanaşmadıkları da gözlemlenmektedir.”

Youtuberlara “Diva Sendromu” uyarısı

Sosyal medya uzmanı Doç. Dr. Levent Eraslan, çocukların ilgi çekebilmek, izleyiciyi kendi kanallarında tutabilmek amacıyla çarpıcı, sınırları zorlayan videolar çekmeye çalıştığını söyledi.

Eraslan, çok izleyici ve çok takipçi bulabilmenin zamanla çocukta bir psikolojik ihtirasa dönüştüğüne dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Bir videosu 300 bin kişi tarafından izlenen bir çocuğu düşünün. Daha sonra izlenme sayısı 30-40 kişiye düşüyor ve şöhretin etkisi azaldıkça çocuklar da bu şöhreti tekrar kazanmak için farklı videolar çekme yoluna gidiyorlar. Biz buna ‘Diva Sendromu’ diyoruz. Örneğin tünelde giden arabanın üstüne çıkıp çekim yapma, arabasını hareket halinde bırakıp yanında riskli davranışlar sergileme gibi.”

Bu sendromun kişinin görünme ve beğenilme iç güdüsünden kaynaklandığını ifade eden Eraslan, sendromun belirtilerinin genelde sanatçılarda görüldüğünü, ancak son dönemde Youtube videosu çeken çocuklar ve gençlerin de bu sendroma tutulma ihtimalinin olduğunu vurguladı.

Günlük yaşamda her insanın az da olsa beğenilme isteği bulunduğunu ancak bu sendromu yaşayan kişilerin sürekli olarak çevresinden ilgi görmek istediğini belirten Eraslan, beklediği ilgiyi ve övgüyü göremeyen kişilerin içine kapanık bir ruh haline büründüğünü dile getirdi.

Doç. Dr. Eraslan, ailelere de şu uyarılarda bulundu:

“Bu durumun oluşmasında hatalı anne baba davranışı ve yakın çevrenin çocuğu sürekli olarak övmesi, en ufak davranışa pekiştireç vermesi, her halini olumlaması ve aşırı şekilde beğeni göstermesi yatmakta. Anne babasından ilgi gören çocuk her gittiği yerde aynı ilgiyi görmek istiyor. Göremeyince de çatışmalar başlıyor, daha sonra da farklı yollara başvurarak görünürlüğünü arttırmak istiyor.”

“Çocuklar için sorun yaratacağını düşünüyorum”

“Kolaçan” isimli 187 bin 742 abonesi Youtube kanalında çektiği videolarla motosiklet kültürünü yaymaya çalışan 35 yaşındaki youtuber Mevlüt Sağlam, beklediğinden daha az abonenin kanalını ziyaret etmesinin “can sıkıcı bir durum” olduğunu söyledi.

Sağlam, şöyle devam etti:

“Zaman zaman ‘acaba niye böyle oldu, nerede yanlış yaptım’ diye soruyorum. Çünkü, bu bir şirkete benziyor. Yani geliriniz de sizi seven insan sayısı da düşüyor. Genç arkadaşlarımız biraz daha fazla sıkıntı yaşayabilir, bu bazen beni bile üzüyor. Çocuklar için kesinlikle bunun bir psikolojik sorun yaratacağını düşünüyorum. Beni ufak bir üzüntüye sevk ediyorsa, 10 yaşında 15 yaşında bir çocuğun bırakın kaybını, abone sayısı artmadığında bile üzüldüğünü görüyorum. Hepsiyle iç içeyim, kardeşlerim yazıyor. ‘Ağabey nasıl abone sayımı artırabilirim?’ diye.”

Youtube kanalında 7 senedir adrenalin videoları çeken, 24 bine yakın abonesi bulunan Emre Durak ise beğeni ve takipçi kaygısı gütmediğini, bu işi sadece zevk için yaptığını ifade etti.

Durak, “Asla kafaya takmıyorum. Bugün gelip biri Youtube kanalımı silse, baştan başlar yine yürürüm ve mutlu mutlu yaparım bu işi. Takipçi kazanmak için değil tamamen kendi isteğim çünkü adrenalin bağımlısıyım.” dedi.

Videoları çekmeden önce çocukları, kendi çektiği videolara benzer videolar çekmemesi için uyardığını da söyleyen Durak, şunları kaydetti:

“Adana Demirköprü’de tren geçerken oynayan bir çocuk, ayağı takılıp Demirköprü’nün içine düştüğü zaman çocuğu oradan aşağı indirmişliğim var. Çocuk yasak olduğu halde kendi kendine video çekiyor, perişan bir halde üstü başı toz içindeydi ve tek hayali zengin olmaktı. ‘Ağabey ben de youtuber olmak istiyorum.’ dedi.”